baştan sona tamamen yerli olan arabadır. iki adet üretilmiştir. dönemin cumhurbaşkanı cemal gürsel'in talimatıyla devlet demir yolları mühendislerinin ve işçilerinin gerçekleştirdiği proje ile araç yapımı tamamlanana kadar dönemin bürokrasisi tarafından engellenmeye ve önü tıkanmaya çalışılmıştır. araç üretilmiş ve törenle cumhurbaşkanının huzuruna çıkarılmıştır. fakat törende çalışmamıştır. çünkü benzin törene getirilmeyen diğer araca konmuştur. işte o zaman cemal gürsel tarihe geçen "garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" sözünü söylemiş ve bürokrasinin baskısıyla proje sona erdirilmiştir.
aracın beyaz olanı hala eskişehir'de tülomsaş müzesi'nde ücretsiz sergilenmektedir. araç dünyanın en güzel arabasıdır. izleyen herkeste gurur, üzüntü, acıma ve sevgi hisleri arasında karmaşa yaşanır.
filmin sadece konusu itibari ile bakarsak, dünyada araba üreten ilk 5 ülkeden biri olmak için gecesini gündüzüne katıp çalışan türk mühendislerin karşılaştığı zorlukları yenmesi, tek yürek olup ankara'nın baskısına boyun eğmemesi, dış güçlerin zamanında ülkenin şu anki bilinçsiz hale getirmelerinin temellerini atmaları, 50 yıldır hiçbir şeyin değişmeyip daha da kötüleştiğini görmek iç burkucu olaylardı.
Tolga Örnek'in yazıp yönettiği dram türündeki Türk filmi. 1961 yılında yapılan Devrim adlı otomobilin üretimini ve bu esnada projede çalışanların yaşadıklarını konu almaktadır.
23 türk mühendise cemal gürsel tarafından yazılan "çok gizli" damgalı mektup okunur. ve eskişehir'de ivedilikle hazırlanan atölyede çalışmalara başlanır. nihayet devrim arabası üretime geçer ve başarıyla tamamlanır. ancak tanıtım gününde mühendislerin benzin koymayı unutmalarından dolayı araba yolda kalmıştır ve sonunda Türklerin araba sevdası hüsrana uğramıştır. bu hikaye böyle bilinir ve filme de bu şekilde konu olmuştur.
benzinin unutulmasına cemal gürsel “Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz” sözleriyle tepki verir ve verilen onca emeği hiçe sayarak projeyi iptal eder.
belgesel film karışımı bir yapım.
ilk kez kendisinden haberdar olduğumda yıl 2012 falandı, aklımda halit ergenç ve vahide gördümün de olduğu kalmış..
"bu ülkede ülke adına bir şeyler başarmak isteyene izin verilmez, önüne kesilir."
ana fikir bu.
Yakıtı yok diye değil, seri üretime geçilemeyeceği için durdurulan bir proje. Bırakın bu sehir efsanelerini.
Araba yapmak zor değil, seri üretmek ve piyasayla rekabet zor olan.
Tesla firması tüm patentleri bedava paylaşıyor. Buna rağmen hâlâ daha bilmem kaç milyor dolar arge masrafından bahsediliyor. Bu da işin bahanesi. Adam koymuş internete, araba yapacaksan al kullan diye, para da istemiyor. Sen ne arge'si yapiyorsun?
buna ek olarak anadol stc yi listeye ekleyebiliriz. türkiye'nin yerli ürettiği ilk ve son spor araba. çok şukela bir görünümü var ve 70 li yıllara nazaran şu an dahi performansı 2000li modellere taş çıkarır. neden durdu ki?
türkiye nin ürettiği ilk arabanın hikayesini anlatan film.her izleyisiymde içim buruluyor. şu filmi izlemeyen kimse kalmasın isterim, hele mühendisseniz ya da mühendislik öğrencisi iseniz kesin izleyin. 10 kasım da izleyince daha fena oluyor.
izlediğim en güzel Türk filmlerinden biri olabilir. Belgesel tadında ama kesinlikle belgesel kadar sıkıcı değil. 2 saat dolu dolu ve keyifli geçiyor filmi izlerken. Bir tek son sahneden önceki sahne yani arabayı cumhurbaşkanına sundukları sahnedeki dekor biraz yapay gibiydi ama olsun film o kadar güzel ki onu bile görmeyeceksiniz kesinlikle. Bir de imdb'de aldığı 8 puanı hak etmediğini düşünüyorum. Ayla, dağ gibi filmler-kötü demiyorum onlara da tabi ama- 9 ve üzeri puan alırken böyle güzel bir film neden 8 almış anlamış değilim, en az 9u hak ediyor bence. Neyse izleyin derim, bu filmle kazanacak çok şeyiniz var.
--- spoiler ---
Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz.
--- spoiler ---
Necip: Bir şey sorabilir miyim Latif Bey?
Latif: Sor bakalım
Necip: Sizce bu otomobili yaparsak ne olur?
Latif: Hiçbir şey olmaz!
Necip: Nasıl olmaz? Boşuna mı çalışıyoruz?
Latif: Sen Ankara’daki kapatılan tayyare fabrikasını duydun mu?
Necip: Ankara mı? Evet.
Latif: O fabrika neden kapatıldı biliyor musun?
Necip: Hayır..
Latif: Fabrika Atatürk’ün emriyle kuruldu. 2. Dünya Savaşı’na kadar 112 tane değişik uçak imal edildi orada.. Sonra fabrika kendini geliştirmeye başladı tabi, savaş sırasında da kimse bize uçak, eğitim uçağı vermediği için orada 185 tane eğitim uçağı yapıldı.
Necip: 185 tane?
Latif: Evet. Bunları yaptık biz. 1955 yılında, Hollandalılar bize 30 tane uçak siparişi verdi; ama dönemin işletmeler bakanı o siparişleri kabul ettirmedi. Hollandalılar da uçakları ingilizlere yaptırdı. Birkaç yıl sonra da fabrikayı tamamen kapatıp traktör fabrikasına dönüştürdüler. Gündüz ile orada yetiştik biz; çok acı çektik. Çok….
Necip: Ben, anlayamadım; neden kapattılar?
Latif: Biz kim, uçak yapmak kimmiş?
Necip: Eh yapmışsınız işte; başarmışsınız?
Latif: Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz evlat!
bilinenin aksine araç tören geçişinde yakıt yok diye durmuyor.
araç acele ile 29 ekim sabahı cemal gürselin evinin önüne geliyor kendisini alıyor ve 100 m sonra duruyor. bu kısma kadar hikaye normal ve doğru.
sonra cemal paşa diğer araca geçiyor. yani iki tane araç var. o yüzden arabaları deniyor aslında. ve cemal gürsel benzini olan araç geçit töreninden geçişini yapıyor.