devrim arabaları

entry224 galeri9
    75.
  1. --spoiler--
    *ortada bu kadar mendi durum varken bu otomobili yapamazsınız!!
    --spoiler--

    --spoiler--
    peki erhan bey; YA YAPARSAK!!!
    --spoiler--
    2 ...
  2. 76.
  3. bir tolga ornek filmi..

    (bkz: bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz)

    en sonda söyleyeceğimi en başta söylemek icap etti. bunu anlatıyor çünkü bu film, bizi anlatıyor. şans verildiği zaman neleri başarabildiğimizi, ama sırf kokuşmuş beyinlere sahip insanların hırsları, egoları yüzünden nasıl "yarı yolda" kaldığımızı..

    netice olarak, böylesine bir başyapıtı, hiç hak etmese de, türk insanına armağan eden başta tolga örnek'e, tüm film ekibine teşekkür etmek boynumuzun borcudur. diğer borcumuzu maalesef ki yeterli derecede ödeyemedik. basın yanlı, basın vurdumduymaz diye biz de öyle olacak değildik gerçi ama, başta da söylediğimiz gibi, hiçbir başarı cezasız kalmıyor bu memlekette..

    gerçi sağlık olsun, nasıl olsa yakında recep ivedik 3 de gelir sinemalara. asıl o zaman görün siz salonları doldurup taşırmayı.

    *

    edit: bkz. düzeltildi.
    4 ...
  4. 77.
  5. bir darbetörün tribi yüzünden iptal olan proje.
    2 ...
  6. 78.
  7. fragmanlarında haluk bilginer in sesini duyduğumdan dolayı koşarak gittiğim ancak haluk bilginer in pek de gözükmediği yine de sayesinde gittiğim için pişman olmadığım bir yapıttı.

    not: yanlış anlaşılmasın oyuncu kadrosu zaten mükemmel fakat haluk bilginer hayranlığı diğer güzide oyuncuları ister istemez gölgede bırakıyor...
    0 ...
  8. 79.
  9. gerçekten de üzücü bir olayı mükemmel şekilde işlemişler. haluk bilginer'in gençliğini oynayan genç mühendis necip ve tecrübeli latif ağabeyi selçuk yöntem arasında geçen bir diyalog herşeyi anlatmaktadır.
    --spoiler--
    necip:alt tarafı benzini bittiği için otomobil durdu.
    o da sadece beş dakikalığına.
    neticede cemal paşa bizim yaptığımız diğer otomobile binip gitmedi mi? gitti.
    neden meseleye böyle bakılmıyor?
    latif: gazeteleri görmedin mi oğlum?
    kayıtlara böyle geçti artık. bundan elli yıl sonra devrim arabası denildiği zaman,
    herkes "ha, o yürümeyen otomobil mi?" diyecek...
    --spoiler--

    aynı mantıkla hareket eden yönetimler hala ülkemizde demiryolu yerine otoyol yapmaktadırlar. biz de bu yüzden hala şehirden şehire otobüsle gitmekteyiz. ülkemizde tren nedir, nasıl binilir bilmeyen o kadar çok kişi var ki...
    2 ...
  10. 80.
  11. filmi hani çekim tekniği, anlatım şekli, görsel efektler, metaforlar için izleriz ya, sanat sanat içindir deriz ya farkında olarak ya da olmayarak.

    işte bu film, duvara karşı gibi hüzünlü, gerçekçi ama güncel bir olayı güzel anlatabilen bir filmden ziyade, anlattığı olaydan dolayı güzel bir film denecek bir filmdir.

    şirketlerdeki insan kaynakları mercilerinin şirkette uygun zaman-mekan-ekipman bulup çalışanlara izletmesi gerekiyor kanımca.
    2 ...
  12. 81.
  13. sanırım izleyen herkes, türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz sözüne kilitlenmiştir bu fimde. haklıdırlar nitekim. o söz bu filmi ve hatta türkiye'nin görünürdeki gerçeğini gözler önüne seriyor.

    ama türkiye'nin görünmeyen gerçeğini de ucundan çıtlatan bir söz var bu filmde;

    arabaların üretildiği imalathaneye projeye destek vermek amacıyla amerikalı bir heyet gelir. proje yöneticisi kibarca desteği reddeder ve heyeti yollar. biz bu işi kotarıyoruz eksik olmayın der. ardından amerikalılar aralarında konuşurlar.

    - bence başaramayacaklar.

    --spoiler--

    cevap: bizim için önemli olan başaramamaları değil, başaramayacaklarına inanmalarıdır.

    --spoiler--
    2 ...
  14. 82.
  15. 83.
  16. dün gece izleme fırsatı bulduğum ve bunca zamandır izlemediğim için hayıflandığım film. oyuncu kadrosu, zaten tartışılmaz bir kalitede. rollerinin haklarını da son derece iyi bir şekilde vermişler. ''biraz daha iyi olabilirdi'' denilebilecek tek nokta; konunun biraz daha ayrıntılı işlenmesi hususudur bana göre. verilmek istenen mesaj, son derece net bir şekilde anlaşılıyor ama çekilen zorlukları, sarfedilen çabayı biraz daha detaylı görmek isterdim. bir sahnede baktık ki, kaporta kesilip biçiliyor, birkaç sahne sonra motor tamamen bitirilmiş; deneme aşamasına geçilmiş.

    --spoiler--
    en büyük avantajımız; kimsenin yapacağımıza inanmaması.
    --spoiler--
    3 ...
  17. 84.
  18. bir milletin yeniden kendine olan inancı ve yapabilirim diye bilmesinin en güzel örneğidir. hiç birşey imkansız değildir biz yeterki yapmak isteyelim.
    3 ...
  19. 85.
  20. öncelikle mühendislik okuyan biri olarak, -şu nanoteknoloji, biyoteknoloji, ileri teknoloji dalgası- izledim bu filmi sonrada bir türk genci olarak.

    filmdeki diyologlardan birini söylerek incelemeye başlasak fena olmaz sanırım. "bu ülkedeki hiçbir başarı cezasız kalmaz."

    filmi izleyince belki biz bile soruyoruz kendimize, kendimizi bu kadar küçük görmemizin sebepleri neler? aslında bu ülkede insanlar kendilerini küçük görmeye hevesli olmasalarda küçük görmelerine ihtiyaç duyan o kadar kişi var ki! atatürk'ün kişiliğine bakıldığında ne faşist ne ırkçı ne de kendi halkını yok yere pohpohlayan bir yapıda olduğunu net olarak görülebilir. onun türk halkına söylediği bazı özlü sözlerin amacı aragaz da değil. türk halkının kendine olan güvenini aşılaması. kafasını kaldırıp ben de yapabilirim diyebilmesi belki de. ama bununla birlikte gerçekçi olarak, idealist olarak.

    o dönemin yönetiminde gerçekleşen bu yönetim içi rekabetler sürüce farklı düşüncelerin bir araya gelmesi,kişisel hırslar gibi tonla etken var bu projenin gerçekleşmemesi adına ancak şimdi sanki farklı mı? ya da 15 sene önce farklı mıydı? filmdeki büfeciyi hatırlatırım kafaya yerleşmiş olan bu yabancı kalemi bu türk malı düşüncesinin nedeni nedir? bu halkın kafasına yıllarca süregelen yönetim uygulamalarının sonucu değilde nedir?

    ancak böyle bir girişimin baltalanması bu ülkede köy enstitülerinin baltalanması yanında tabii ki ufacık kalır ama demek istediğim bunun gerçekleşebildiği bir ülkede çiftçinin gelişmemesi için varını yoğunu ortaya kayan bir ülkede hiçbir zaman gidipte mühendisin gelişmesi kalkınması dolayısıyla ülkenin kalkınması istenmeyecektir. neden istensindir ki? bilinçli halk ve toplum bilinçli ve kültürlü liderler ister, bilinçli yönetilmek ister ve her şeyi sorgular. sorgulamak dinimizce yasak olduğundan hükümetleri de sorgulamak yasaktır bu kadar basit işte.

    o zaman otomobil alanındaki bu olay şimdi ise ileri teknolojilerde ya da başka alanlarda gerçekleşmiyor mu sanki? makine yok, cihaz yok, burada maliyet daha yüksek vs. vs. ileri görüşlülük bizim bugüne kadar süregelen herhangi bir yönetim kadrosunda olmadı, bundan sonra da olabilmesi için çok daha büyük gayret gerek. her geçen gün bağlanmanın dozajı artıyor çünkü.

    bu filmin bir karesinde öpüşme, bacak, baldır, ya da ustalar ve mühendisler daha gerçekçi ve komik olsunlar diye ana avrat salladıkları bir küfür yok. benim gözümde şu ana kadar izlediğim en harika türk filmidir. yapanın da, yazanın da, yönetenin de, oynayanın da ellerine sağlık.

    son zamanlarda stajlara gittiğimde fabrikalarda hapsolan mühendisleri görünce insanın kaçası geliyor. içlerinde zaten çoğu halinden memnundur eminim ama (yan gelip yatma konusunda) oralara kısılıp kaldıklarını düşünenler için çok zor. insan mühendis olarak çok daha bir şeyler değiştirebilmek, başarmak isterken kağıt doldurmakla geçiyor ömrü. hani deniyor ya filmde de "inanmaları başarmalarından daha kötü" diye. bizlerin inanacağı bir şey yok ki? neyin uğruna bir mühendis kalkıp savaş versin? elindeki üç beş şirket işlem sürecinin bile dışına çıkamayan bir mühendis ne konuda atılım yapsın?

    ya yaparsak, demeyi ve bazı şeyleri değiştirebilmek için yüreklerimizde bütün halkımız olarak cesaret tohumlarını ekmek ümidiyle.
    4 ...
  21. 86.
  22. ah be itoğlu it. ah be iki adım daha yürüyüp gideydin o hipodroma ne çıkardı ki. ah orda ben olsaydım; gözlerimden yaş yerine benzin akıp süzülmez miydi o devrimime. ah ulan ah be. dünyayı gene şarırtacaktık. iki dirhem arabın suyuna yolda kaldık. en çok da yabancı şakşakçıları sevindiler. manşet attılar devrim yolda kaldı diye.

    yaptık lan gene yaparız. gene başarırız. biz ki, uçakların kanadına, o pek gerekli ithal kumaşı bulamadığımızdan, patates kabuğundan yama yapıp, o güzelim oyuncak aletlere uçak deyip ölüme kanat çırpan bir milletiz. gavur yaptıysa biz alasını yaparız. biz imkansızı zora, zoru kolaya çevireniz.

    hatırlayın devrimi. hatırlayın cehalete ve karanlığa karşı kazanılan türk devrimini ve hatırlayın o beyaz arabayı.

    --spoiler--
    ne de güzel yakıştı türkçe
    --spoiler--

    biz daha ölmedik. türk milleti olarak, aklı hür, vicdanı hür olarak; kendi vatanımızda her türlü iktisadi, hukuki, kültürel ve askeri istiklaline sahip bir millet olarak yaşadık ve yaşayacağız. ya da bu yolda kellemizi ortaya koyacağız.

    sen çok yaşa atatürk devrimleri!
    sen çok yaşa cumhuriyet!
    29 ...
  23. 87.
  24. 88.
  25. ülkemizde her geçen yılda hiçbir şeyin değişmediğini gösteren film. iyi bir şey yapmak suç. en ufak bir aksaklık başarısız olarak suçlanıyor. daha da önemlisi halk ülkesine ve yaptıklarına sahip çıkmıyor. işte bu yüzden şu anda bu durumdayız. işte bu yüzden bir şeyler yapmaya çalışanlar yurtdışına kaçıyor. sahip çıkmıyoruz. üstüne bir de dalga geçiyoruz. yazık, cidden çok yazık.
    2 ...
  26. 89.
  27. duygu yoğunluğu olarak ıssız adam'dan katbekat duygusal olan film. türk milleti, kendilerine inanmayanları yaptıklarıyla her zaman şaşırtmasını bilmiştir. bu film, başarısızlığın değil de çaresizliğin filmidir. önümüzdeki en büyük engelin kendi vatandaşımızın önyargısı ve inançsızlığı olduğunu gözler önüne sermiştir. burada mesele araba yapmak değildir. tabii ki o zamanın şartlarına göre bu da çok mühim ve hatta zor bir uğraştı. düşünsenize fabrika dahi yok. bazı şeyler vardır ki başarıyı gölgeleyen, insanın gururunu kıran; o da bu elim mücadeleyi başarısızlık olarak nitelendirmek ve çok daha önemlisi avrupa'ya imrenen vatandaşımızın bu düşüncesine tezat oluşturacak şekilde başarımızı en ufak bir hatada kösteklemeye hazır olduğudur. o imrendiğimiz batı teknolojisine sahip değilsek, hep bu özgüvensizliğimiz yüzünden, hep bu bilinçsizliğimiz yüzündendir. ne yazık ki bu hastalık bizim genlerimize işlemiş. daha çocukken bile "oğlum sen yapamazsın.", "kızım onu bırak, sen beceremezsin." lafını haddinden fazla duymuşuzdur. kimse sizin birtakım şeyleri başarabileceğinize ihtimal bile vermiyor ne yazık ki. sonra yetişkin bir birey olduğunuzda, sahip olduğunuz çekingenlik, başaramama korkusu; girişken olmanıza engel oluyor. maalesef gerçekler böyle.

    oyunculuk adına ise çok iyi bir film olduğunu söyleyebilirim. dandik dandik aşk filmlerine gideceğinize bu filme gidin. haluk bilginer sadece filmin başında ve sonunda gözükmesine rağmen yine de kalitesini belli etmiştir.
    3 ...
  28. 90.
  29. 91.
  30. oyuncuların aşırı kaliteli ve başarılı olduğu, konunun çok güzel bir şekilde hem güldüren hem hüzünlendiren bir biçimde anlatıldığı son yılların en başarılı türk filmlerinden biri.

    taner birsel, selçuk yöntem ve serhat tutumluer rollerinin ve oyunculuklarının mükemmelliğiyle şahsıma göre filmin başarısına en fazla katkı yapan oyunculardır.
    2 ...
  31. 92.
  32. filmde araçların neden yakıt ikmali yapmadığı trende faciaya sebep olur, diye mantıklı bir sebebe dayandırılsa da esasında tam olarak sebebi bilinmemektedir. bir de türkiye'de ki siyasi durumun içler acısı halini de gözler önüne sermektedir. bürokrasinin ne kadar güçlü olduğu ve her yerde etkili olduğu. kardeşim devlet dairesi değil ki bu? "arabada benzin yok, o yüzden projeyi geri çektik" mantığı olur mu?

    bir de benzin olsaydı ne olurdu diye düşününce; muhtemelen üretim gene olmayacaktı. pahalıya geliyor diye. çünkü cemal gürsel hata yapmıştır böyle bir şey istemekle. madem otomobil üretilmek isteniyor, öncelikle yan sanayi gibi kuruluşları kurmak, kurulmasını teşvik etmek gerekir ki insanlar bu sektörde uzmanlaşsın, gerekli alt yapı (lojistik ve yedek parça gibi imkanlar) oluşsun.

    neticede proje devletimizi ve milletimizi hüsrana uğratmıştır öyle ya da böyle. otomotivle tanışmamız bir başka bahara kalmıştır. ama film izleyenleri adeta atölyeye sokarak o yıllardaki ümitsizliği, heyecanı ve ne yazık ki hayal kırıklıklarını yaşatmıştır. bir de filmin sonunu zaten herkes biliyor. eğer izleyici kendini o atölyeye sokamasaydı, o filmden hayır gelmezdi.
    0 ...
  33. 93.
  34. türkiye mantığını çok güzel yansıtan bir film.
    2 ...
  35. 94.
  36. kimsenin izlediği filme karışamam. zevk ve birikim meselesi diyecek bir şey yok. ama recep ivedik ve benzerlerini sinemada hem de 2-3 kere izleyip de, bırakın bu filmi izlemeyi adını bile duymayanları anlayamam işte. anlayamıyorum da zaten.
    4 ...
  37. 95.
  38. oyunculuk çok iyi, görüntü kaliteli, izlediğim en iyi türk filmiydi belki, mesaj kaygısı olmadan mesaj verebilen film ayrıca.
    2 ...
  39. 96.
  40. filmin her anında final saahnesini izleyiciye hissettirmesi nedeniyle kötü bulduğum film.
    1 ...
  41. 97.
  42. türkiyede yapılmış en başarılı yapımlardan.özellikle bunu yönetimsel anlamda söylüyorum,atmosfer mükemmel yansıtılmış hiç bozuntusuz şekilde kendinizi o yıllarda hissediyorsunuz.
    4 ...
  43. 98.
  44. gurur ve hüzün gelgitleriyle izlenen tam bir türkiye gerçeği özetidir. elbette ki bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmamıştır ama bu filmde emeği geçenlere bu başarılarından ötürü kuru bir teşekkür de yetmez. gösterimden kalkalı çok oldu ama hala izlemediyseniz dvd alın izleyin sonra hediye edin. izlediyseniz yine alın birilerine hediye edin. ben öyle yaptım, ki bu adamlar daha iyilerini yapsınlar. kriterler yanyana getirildiğinde en iyi türk filmidir. selçuk yöntenin iki repliği unutulmaz.biri yukarıda geçti diğeri de hollandadan 50 ucak siparişi aldığı ve 500 e yakın değişik tipte ucak urettiği halde kapatılan uçak fabrikası.
    1 ...
  45. 99.
  46. zamanında prison break dizisini izleyip evet mimar olmalıyım dedim.
    sonra house m.d izleyip evet doktor olmalıyım dedim.
    sonra devrim arabalarını izleyim sağlam bir mühendis olmalıyım dedim.
    sonra sınav filmini izledim s.kerim lan dedim böyle sistemi dedim.

    sonuç (bkz: itü)

    edit:imla
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük