devletçilik

entry62 galeri2
    62.
  1. 61.
  2. 58.
  3. Adamlara kovulan gayri-türk sermayedarları yazıyorum, hala daha burjuva yoktu diyorlar.

    Aynen kardeşim böyle devam.
    Atam atam sen kalkta biraz ben yatam.
    0 ...
  4. 57.
  5. Öncelikle Avane diyen ağzını siksinler.

    Atatürk maalesef liberaldi ama ülkede Kapitalist sınıf yoktu. 29 bunalımından sonra yaşanan kriz, olmayan kapitalistlerle bu işin yürümeyeceğini ilan etti ve devlet direkt kendisi yapar oldu her şeyi. Zaten devletçilik, en son kabul edilen Atatürk ilkesi. 29 buhranından sonra geçildi.

    Maalesef liberaldi; keşke komünist olsaydı.
    2 ...
  6. 56.
  7. 1942'de çıkan azınlıkları hedef alan “varlık vergisi kanunu” çıkartıp; yahudi, ermeni ve rum sermayedarları kaçıran bendim değil mi :d?
    0 ...
  8. 55.
  9. 54.
  10. M. Kemal ve avanesinin bu ülkeye attıkları en büyük kazıklardan biridir.
    Bu verimsiz ve rekabetsiz düzenin yegane sebebi devletçilik denilen ucube ekonomik sistemin yıllarca devam ettirilmesidir. Türkiye'de bürokrasinin bu aşırı gücü yüzünden Erdoğan gibi popülist liderler peydah olup, devletin tüm vasıtalarını kullanarak servetlerine servet katıyor. Güvensiz ortam yüzünden kaybettiğimiz potansiyel yabancı yatırımı saymıyorum bile. üstüne üstlük buna rağmen ciddi bir liberal muhalefet tabanı yok.
    Bu ülkeye tıpkı Avrupa'daki aydınlanma çağında oluşan spontan liberal devrimler gerçekleşmeden bir arpa boyu yol alamayız.
    20-30 yıl boyunca fakir yaşamaya alışmak lazım artık.
    1 ...
  11. 52.
  12. ekonomik bir ögedir. ülkemizde militarizm ile karıştırılır.
    0 ...
  13. 51.
  14. Türk değilsen hiç bulaşma. Hükümet dahi olsan tek yanlışında altında kalırsın... kıyamet kopar devlet dimdik ayakta durur ve başlar bir türkü söylemeye, o türküyü de sen yaz kalem.
    0 ...
  15. 50.
  16. Milletin kurduğu devletin ve hükûmet teşkilatının, vatandaşlara karşı yükümlü olduğu vazifeleri ve yetkileri vardır. Bu vazifelerin nitelikleri incelenirse, şöyle bir sıra yapılabilir: Memleket içinde, güvenliği ve adaleti sağlayarak ve devam ettirerek vatandaşların her çeşit hürriyetini güven altında bulundurmak. Dış siyaset ve diğer milletlerle olan ilişkileri iyi idare ederek ve her çeşit savunma kuvvetlerini, daima hazır tutarak milletin bağımsızlığını güven altında bulundurmak. Bu iki çeşit vazife, devletin en önemli vazifelerindendir. Denilebilir ki devlet kurulmasından amaç, bu iki vazifenin yapılmasını sağlamaktır. Çünkü bu vazifeler, vatandaşların kişi olarak yapamayacakları işlerdir. Hatta, vatandaşların bu vazifelerin bir bölümünü bile yapmaya çalışmaları uygun değildir. ” (1929)

    Cumhuriyetimiz henüz çok gençtir. Geçmişten kendine miras kalan bütün hayati çok önemli işler, zamanın gerektirdiklerini doyurucu derecede değildir. Siyasi ve fikrî hayatta olduğu gibi ekonomik işlerde de kişilerin teşebbüslerinin neticesini beklemek doğru olmaz. Önemli ve büyük işleri, ancak millî servetin ve devletin bütün teşkilat ve gücüne dayanarak; millî egemenliğin sağlanmasını, uygulanmasını düzenlemekle vazifeli hükûmetin, mümkün olduğu kadar üzerine alıp başarması tercih olunmalıdır.” (1929)

    “Memlekette her çeşit üretimin artırılması için, özel teşebbüsün devletçe gerekli görüldüğünü önemle vurguladıktan sonra, diyebiliriz ki “Devlet ve özel teşebbüs birbirine karşı değil, birbirinin tamamlayıcısıdır.” (1929)

    “Türkiye Cumhuriyeti’ni idare edenlerin, demokrasi esasından ayrılmamakla beraber mutedil (ılımlı) devletçilik prensibine uygun yürümeleri, bugün içinde bulunduğumuz durumlara, şartlara ve zorluklara uygun olur” (1929)

    “Türkiye’nin tatbik ettiği devletçilik sistemi XIX. asırdan beri sosyalizm teorisyenlerinin ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye’ye özgü bir sistemdir. Devletçiliğin anlamı bizce şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatanına asırlardan beri kişisel ve özel teşebbüslerle yapılamamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi ve kısa bir zamanda yapmayı başardı. Bizim takip ettiğimiz bu yol, görüldüğü gibi liberalizmden başka bir yoldur.” (1936)
    2 ...
  17. 49.
  18. devlet bahçelinin yalakası olmak değildir!
    devletin milli sermayesi elde tutmak ve artırmaktır!
    devlet parayı kullanıyorsa gerçek devlettir.
    2 ...
  19. 48.
  20. Bir ulusun yönetimsel ve ekonomik işlevlerinin devletçe birleşik bir yönetim altında bütünleştirilmesi siyasası ve öğretisi. olmazsa olmazdır.
    3 ...
  21. 47.
  22. anarşizmin tersidir ve gerekli olan bir ideolojidir.
    8 ...
  23. 46.
  24. özellikle kemalist ideolojiye yakın olanların bunu iyi bişey gibi desteklerler ayrıca bugünkü devlet işi polemiğinin çıkmasında bu kafa etkilidir abd yi ve avrupayı özenirler ama bir türlü devletçilikten çıkıp liberalizme geçemezler
    3 ...
  25. 45.
  26. Türkiye'nin buna ihtiyacı olmadığı artık doğru kabul edilebilir fakat ilerde tekrar buna dönmek gerekebilir.
    1 ...
  27. 44.
  28. Muhafakarların atlatamadığı hastalıktır.
    devlet, kurum, icraat insan için vatandaş için vardır. Yıl 1914 değil.
    4 ...
  29. 43.
  30. 1930-1950,1960-1983 yılları arasında uygulanmış özellikle sovyet rusyanın etkisiyle hayata geçirilmiş başarısız ekonomi modelidir.Kabotaj kanunu ile birlikte limanlarda sonrasında demiryolu ve bazı özel işletmelerin devletleştirilmesi sonucu devletin ekonomiye el koyması ve üretim ile hizmeti devletin yapmaya başlamasıdır..
    1930-1950 arası Elektrik üretim dağıtım,ulaşım üretim gibi konularda devletleştirmeye gidilmiş,1960 askeri darbesinden sonrada daha koyu şekilde ithal ikameci planlı ekonomi modeliyle gümrük koyup içerideki üretimin geliştirilmesi planlanmıştır.Devlet planlama teşkilatı ve teşvik uygulama daireleri ,bunun dışında taban fiyat belirleyen odalar ve kooparatifler yoluyla devlet fiyat belirleyerek piyasayada müdahele etmiştir.Bu ekonomi modelinin sonucunda dışarıdan ürün ithal edilemediği için yurt içinde dünya rekabetinden dolayısıyla kaliteden yoksun ürünler fahiş fiyatlara türk tüketicisine satılmıştır.
    Sovyet rusyanın başına bela olmuş olan modeldir.ingiltere '' demir lady '' olarak anılan başbakan Margaret Thatcher sayesinde büyük bir özelleştirme atağı başlatarak devletçi hantal kurumlarından kurtulmuştur.Sovyet rusyanın dağılmasıyla birlikte avrupa ülkeleri hızlı bir şekilde özelleştirme planları uygulamış 1990ların ortalarında özelleştirmelerini tamamlamışlardır.Bizdeki karşılığı ise Turgut özal olmakla beraber Margaret Thatcher kadar başarılı olamamıştır.2002 ak parti iktidarı ile birlikte tüm kit kuruluşları özelleştirilmiş ve devlet piyasadan çekilmiştir.
    Batılılaşma ve batılı değerler ile alakası olmamakla birlikte aksine başta avrupa birliği olmak üzere tüm anglo amerikan ve batılı medeniyetler liberal bir piyasa ekonomisini devletin ekonomiden çekilmesini öngörmektedir.Kopenhag kriterleri sadece iktisadi açıdan değil siyasi ve kültürel olarakta liberal bir ortamı üye ve üye olacak ülkelerin yerine getirmesini taahhüt etmelerini istemektedir.
    Batılı muassır medeniyet içerisinde kamu gücünü kullanarak siyasi iktidarların toplumu ve bireyleri dönüştürmesi yada dönüşmeye zorlamaları gibi bir ideoloji yer almamaktadır.Bu ve bunun gibi ideolojiler 2. dünya savaaşı öncesi nasyonel sosyalist yada komunist ülkelerle,soğuk savaş yıllarındaki sovyet etkisindeki ülkelerde kendine yer bulabilmiştir.
    0 ...
  31. 42.
  32. Zaman kavramının önemini kaybettiren ortamın bir diğer sorumlusu da her alandaki "Kökten devletçilik"tir. Siyasi iktidarlar da, idare de ve hatta özel sektör de, rekabeti dünya ile yarışmak olarak değil, devlet bütçesinden nemalanmak biçiminde algılamışlardır.
    Örneğin Türk özel sektörünün otomotiv endüstrisi, dünya pazarlarına satış yapmak için değil, devletin araç alımlarından daha fazla pay almak için yarışmışlardır.
    "Zaman"ı ucu açık bir kavram gibi gören siyaset, idare ve ekonomi anlayışı, önce Turgut Özal'ın 1980'lerdeki yeniden yapılanma programı ile sonra da Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girdiği 1995'ten beri değişmeye başladı.
    1 ...
  33. 41.
  34. Sosyalizmin temel aldığı görüştür. üretim araçlarının devletin elinde bulunduğu ve serbest piyasa ekonomisine kapalı bir görüştür.
    1 ...
  35. 40.
  36. Atatürk'ün temel ilkelerinden birisidir. Diğer temel ilkeler ise;
    Cumhuriyetçilik,
    inkılapçılık,
    Laiklik,
    Milliyetçilik,
    Halkçılık.
    1 ...
  37. 39.
  38. Ülkenin gelişmesine engel olan en büyük engeldir.

    Saray yıkılmalıdır.
    2 ...
  39. 38.
  40. Ortaokuldayız.
    Ülkücü bir ınkılap tarihi hocamız vardı. ( bu abi ile ilgili başka hikayeler de var bu en enteresan olan değil)
    Neyse efendim konu ilkelerden olan devletçilik.
    Hoca bu ilkenin devlet kurmak olduğunu anlatmıştı. Tarihte Türklerin hep devlet kurduğunu bunun da o ilke olduğunu tarihte kurulan devletleri sayarak bize iyice öğretmişti. O küçük aklıma bile tuhaf gelmişti ama adamın iddiası, anlattıkları ve kelimenin düz anlamı ile pekiştirildiğinde kötü de durmuyordu.
    1 ...
  41. 38.
  42. büyük buhran'ın ülkemize armağanlarından olan ilke. hoş zaten her bir boku devletin yaptığı iktisadi tarihimizde liberal bir ekonomiye geçme beklentisi çocukça bir hayal olsa gerek.
    0 ...
  43. 37.
  44. ancak hükümetle devlet arasındaki farkı bilerek devletçiliği tartışan insanların konusu olabilir.
    1 ...
  45. 36.
  46. atatürk ilkeleri içinde kalkınmayla alakalı en somut ilkedir. zor şartlar altında,savaştan yeni çıkmış ve yeni kurulan bir devlet için gerekliydi. zira sonraları atatürk de liberalizmi desteklemiştir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük