ak it gezdiren gezicidir. terbiye edilmeyen at itlerin burunlarını sidiklerine batırarak eğitmek de gerekebilir.
devletin telinden faydalanıp kendi yedi sülalesinin götleri sefası için köşk diken kan emicilerinin yine aynı götlerinin kıllarınca allah kabul edilmesine içerliyordur, mana veremiyordur.
o devletin teli ülke menfaatleri için tahsis edildiyse belki vatandaş tarafından parası ödenecektir, ama o devletin teli kişisel çıkarlar için kullanılmışsa buna sesini çıkarmadan parasını yani kanını ve emeğini sömürten aynı vatandaş enayi orospu çocuğu olarak tarihe geçer. böyle anılmak istemeyen vatandaş eğer kan emicilerin götlerine ağaç değil orman dikmezse kendi yedi sülalesinin suratına bakamaz. hadisenin formülü bu kadar basittir.
"hayriye bugün öğlen sana geliyom meclisten izin aldım, geçen gün attığım gol vardı ya hani mutfak tezgahına çaktıydım seni" gibi özel hayata dair konuşmaların dinlenmesi ne kadar acı ve saygısızca olsa da abi dinlemeye takılıp sağa sola servis edilen şeylerin özel hayatla ilgili kısmı doğrudan sahtekarlıkla alakalı. bu dinlemelerde kamu menfaati var. öyle devletin teli meli yok. devletin savcısının talimatıyla devletin polisi dinliyor zaten bunları. en son servis edilen başbakan ve oğlunun konuşmasını dinlemek zaten yasal olarak mümkün değil sanırım. hee, yine kamu menfaati adına o konuşma da dinlenir mi bilinmez.
17 aralık operasyonu ilk yapıldığında memurun amire bilgi vermediği falan çok gündem olmuştu. şimdi görüyoruz kimin kimi bilgilendireceği içinden çıkılmaz bir şey olmuş. bilgilendirilmesi gereken kişilerden gizli yürütülmek zorunda kalınmış operasyonlar. e bunda da kamu yararı var. yolsuzluktan daha ağır suçlara karışılmış olunsa dinlenemeyecek mi, izlenemeyecek mi. bu suça teşvik olmaz mı. mal olmamak lazım değil mi. ne bileyim?