23 mayıs 2012 memur grevinde memur olduğunu unutup iş bırakmayan kişilerdir. hatta ankara'da memurların üzerine gaz bile sıkmışlardır. tasvip etmiyoruz.
yaptıkları meslek öyle kutsal ki; kendilerine kemik yoksunu dillerle saldırılan insanlarca mazur görülmese de onlar bu ülke idamesi için bir ömür adamakla gurur duyan insanlardır.
polis deyince aklına yalnız eylemde görev yapan polisleri getirenleri hırsızlık büro'ya, narkotik büro'ya, cinayet büro'ya, dolandırıcılık büro'ya bekleriz. birgün nasıl çalıştıklarına baksınlar anlarlar kimden bahsettiklerini...
klavye delikanlarımızın gitmeye tırstıkları yerden çatışarak adam alırlarda ülkenin ruhu duymaz.
her bir olay intikal etmediğinden basına ne denli muhtaç olunduğu bilinmez devletin polisine, halkının !
a bu arada amerika'da polis ihtar eder, sonra indirir yaşamsal tehdit diye de kimse polise gık diyemez... devletimizin polisinin ne kadar demokratik olduğunu varın siz düşünün.
"polis devlete ait olunca tertemiz, pırıl pırıl, ait oldugu devlet gibi, çiçek gibi oluyor." havası verilir bu tamlamada.
eh biz de asalak insanlar olrak "hımmmm demek polis devletin? hay allah belamızı versin ne şerefsiz, ne ahlaksız, ne nankörmüşüz yahu.. biz de polisi manyak, insanlıktan cıkmıs, mafya adamı, sürülerin en rezili zannederdik." deriz bu durumda.
polis, "devletin polisi" şeklinde tanımlanınca; saygıdeger oluyor.
polis, "devletin polisi" olunca; attıgı her yumrukta haklı oluyor. işkence yaptıgı her genç konusunda işini bilen taraf sayılıyor.
buyrun polisinizle mutlu mesut yaşayın, sesinizi duyar, size yardım eli uzatır. memurdur o, işini bilir. can çekişen, rezil olmus devleti gibi.