devletin kanlı yüzü

entry1 galeri0
    1.
  1. Devlet, ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur. en küçük topluluk olarak değerlendirilebilecek topluluk, anne-baba-çocuk'tan oluşan çekirdek aile dahi daha fazla söz sahibi olan, karar verme yetisi bir nebze olsun daha fazla olan bir kurumken devletsiz bir toplum düzeni düşünülemez. zira devletsiz bir toplumda orman kanunlarının hüküm süreceğini görebilmek için müneccim olmaya gerek yoktur. insanların huzurlarının, mallarının, canlarının ve ırzlarının hiçbir güvencesinin kalmayacağı bir düzende, gerçekte bir "insan toplumu"ndan ziyade, hayvan topluluğu gibi yaşanmaya çalışılacaktır.

    devlet, tabi ki sınırsız güçlere sahip olan ve objektif davranabilen bir varlık değildir. zaten insanın olduğu bir yerde mükemmellikten bahsedilemez. lakin devlet otoritesinin insan davranışları üzerindeki etkilerini göz ardı etmek deyim yerindeyse aptallık deklerasyonudur. ve bazen bu otorisesini kötü amaçlar için kullanır. devletin, sorumluluğu altında olan halkı unutup birilerinin menfaati için bazen birebir bazen de yavaş yavaş sinsice ölüme terk ederek gösterdiği bir kanlı yüzü vardır.

    Devletin, vatandaşlarının her türlü kişisel yaşam alanına müdahalesi ve sonrasında yaşanan şiddet ve ölümler devletin vatandaşı üzerine yaptığı katliamlardandır.

    devletin, etnik köken bakımından çalkantı olduğunu görüp önlem almaması ve akabininde yaşanan ölümler devletin katil yüzüdür.

    devletin, deprem riski yüksek olan yerlerde yapılaşma denetimini yapmayıp, ekonomisinin tabanını bu risk altındaki yerlere kurması hem birey anlamında katliamdır hem de ülke ekonomisi anlamında. deprem vergisi alıp milyarlarca dolar parayı kendi ceplerine indirip risk altındaki bölgede olan hastanelerin dahi %80 ninin depreme dayanıksız olması toplu katliama zemindir.

    yerel yönetimlerin partiler üstü olduğu gerçeğini unutup sırf parti için çalışması yerel halka uygulanacak psikolojik şiddettir.

    devletin, sosyal devlet anlayışını uygulamayıp, benden yana olanlar kazanır diyerek sosyal adaletsizlik yapması ve birilerinin günde 17-18 saat asgari ücretle çalışırken birilerin de oturduğu yerden trilyonlarca lira kazanması sonrasında fransız devrimi gibi hak aramak zorunda kalıp bu yolda ölen canların katilidir.

    devletin, bireylerinin ihtiyaçlarını gözardı edip onları koyun sürüsü psikolojisiyle eğitip bilinçsiz, eğitimli cahiller yetiştirip sonraki nesillere de aynı şekilde davranıp doğal seleksiyonu unutması, yani güçlünün var olup zayıfın yok olacağını unutması kendi kendisinin imhasıdır.

    bu katliamlar olurken başbakan, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları nerede diye sormak gerekir. biz sizi, biz kendi işimizi yaparken bizi içerde ve dışarda bürokratik yollarla koruyup kollamanız, daha iyi bir yaşam standartlarında yaşamak için seçtik. siz milletin vekili siniz efendisi değil, bunu unutmayın, demek gerekir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük