başlık havada kaldı yine değil mi? uzun ve sıkıcı bir yazı olacak, katlanıp da okuyan olursa bol bol da eksi alacak bu yazı. hassas mevzulara, duygusal yaklaşmayacağım çünkü.
devlet denen organizasyonun/aygıtın icadından önce, rivayet olunur ki insanlar tabiat hali denen bir düzende yaşarlarmış. mülkiyet hakkının olmadığı, güvensiz ve kaotik bir ortam olarak tasvir edilir bu dönem.
sonraları insanoğlu, devleti icat etmiş. devletli yaşama geçiş; kimi düşünürlere göre mülkiyet hakkının korunması için ya da kimilerine göre güvenlik ihtiyacı ve sair nedenlermiş.
bazen -miş'li çekilen fiillere rağmen, anlatılanlar masaldan daha gerçek olabiliyor, dilbilgisine bu kadar takılınmamalı yani bazen. demem o ki, gayet mantıklı teoriler bunlar.
işte cebir tekelinin devlete devri de, tabiat halinden devletli yaşama geçmekle oluyor. insanlar, adalet, güven ve huzur istediği için, cezalandırma yetkisini, tekelini hatta, "devlet" denen organizasyona devrediyor. bu şekilde güvenli bir ortam oluşuyor.
diyelim ki, önceden komşusunun avladığı geyiğe zorla el koyan adam - sırf güçlü olduğu için - cezalandırılamazken, kendi akli mekanizmaları ve tutarlı somut kuralları olan ilkel iktidar aygıtı sayesinde cezalandırılabilir oluyor artık.
fazlasıyla eskilere gittik. özetle, devletle toplum arasında akdedilen bir nevi sözleşmeyle cezalandırma yetkisi devlete geçmiş, bu şekilde suç karşısında tutarlı ve adil cezalar verilmesi sağlanmıştır.
ancak türkiyede ne yazık ki dinamikler farklı işlemeye başladı.
tecavüzcülerden herkes kadar nefret ederim ancak hapse düşen tecavüzcünün diğer mahkumlarca şişlenmesini doğru bulmam; hele ki toplumdan yaygın bir refleks olduğu üzere böyle bir hareketle gururlanamam.
bundan başka, son yıllarda daha da sık rastlar olduğumuz linç girişimleri. birden kalabalıklaşıp suçlunun üzerine çullanarak, ceza kesme hevesleri.
öte yandan, son günlerde muşta yaşanan olay da bende benzer bir kaygıya neden oldu açıkçası. bir esnafın silahıyla göstericilere ateş açması ve sonrasında yaşananlar.. şahıs, bir anlık refleksle(ya da planlı olarak-çok da önemli değil) kalabalığa ateş açıyor. yanlış bir şey ama daha da vahim olanı, sözlük ortamında bile bu harekete methiyeler düzülmesi. evet, sabrımız taşıyor, güvenliğimiz tehlikede ama yine de bu tip hareketlerle gururlanılması bence çok büyük bir tehlikeye işaret ediyor.
özetle cebir tekeli, devlet elinden çıkarsa ve bu tekel topluma pay edilirse başladığımız ilkel noktaya döneriz. önemli olan tutarlı ve adil mekanizmaları olan devlet aygıtına tekrar sağlık ve işlerlik kazandırmak gibi geliyor bana. buraya kadar okuduysan, televizyonu falan aç artık, çok sıkıcı oldu farkındayım.