silahlı kuvvetlerinin "başı"'nın yaptığı kendi bulunduğu zümre ve teşkilat açısından hayli yerinde tespit.
evet, eğer gerçekten böyle bir anlayış varsa (ki kuşkularım var) türkiye'miz ufuklarını genişletmiş, bir gün gerçektende müreffeh bir ülke olmaya karar vermiş demektir.
en basit, en kaba, herkesçe bilinen en temel gelişmiş ülke olabilmenin felsefi temelidir devletin budanıp bireyin yüceltilmesi.
ama büyükanıt biraz fazla tedirgin sanki. yok yok hemen abarmayalım henüz o kadar fikren açmadık , geliştirmedik kendimizi. yo yoo olamaz. yoksa ben mi rüya görüyorum.
dogru bir sozdur. fakat "bireyi yuceltmek icin devleti budamak gerekir" anlayisi cok dogru degildir. bireyi yuceltirken devleti budamamak, onu da guclendirmek gerekir. devlet olmadigi (ya da cok gucsuz oldugu) zaman bireylerin cok yucelecegini sananlar irak'a bir goz atsin, ya da afganistan'a.
edit: karsi cikilan bireyin devleti budayarak yuceltilmesidir. hemen konu saptirilip, yasar buyukanit'i bireyin yuceltilmesine karsiymis gibi gostermek dogru degil. gelismis ulkelerin yaptigi gibi, ayni anda hem bireyi yuceltmek hem de devleti guclendirmektir onemli olan. devletin guclu olmasi ile bireyin yuceligi ters orantili degildir. bakin abd'ye. ayni anda dunyanin en guclu devleti ve bireylerin en buyuk ozgurluklere sahip oldugu ulke.
ırak' ı özgürleştirmek için neler yapıldı neler. hepsi birey içindi. devlet güçlü olduğu kadar bireyi de güçlüdür. ordunun söylediği her söz sonrası göt korkusuna kapılmanın bir anlamı yok.
bu aslında pozitivist ideolojiyle liberal ideoloji arasındaki bitmek bilmez tümel ve tekil tartışmasının ifadesidir.
pozitivist ideolojide tümellik temeldir. ister toplum olsun ister devlet olsun pozitivist ideoloji, bireye karşı tümeli temsil eden bu konsepti yüceltir. Kemalizm de pozitivist öze sahip bir ideoloji olduğu için tümel, bireyin önündedir.
oysa liberalizmde birey, toplumdan da devletten de önemlidir. sosyal hayatın temelinde bireyin hak ve özgürlükleri vardır ve hiç bir toplumsal norm için bu özgürlüklerden vazgeçilemez.