Ax Cîzìre... Kadim Sehri Nuh... Mem u Zîn Diyarı...
Bizler bu kar kista sıcak evlerimizde endam ederken bol bol eğlencelik kar manzaralarını psylasirken sıcak yuvamızda çoluk cocuk yuvamızda birlikte kalırken 100 km ötede iki hendek arasında açlık ve kimsesizlikten zulümden fevaran edip imdat çığlığı atıyorlar.
Biraz evvel Cizre’nin Cudi ve kale mahallerinden kâin dostlardan haber aldım. "insanların açlıktan kırılmak üzere olduğunu evde ne varsa tükettiklerini her şey bittiğini imdat çığlıkları atıyorlar. iki aya yakındır aralıklarla ama son 20 gündür bu kar kışta sokağa çıkma yasağı aralıksız olarak yaşıyorlar. Sabaha kadar top tank ve makineli tüfek seslerinden uyumuyor ve çocuklarının ciddi manada psikolojileri bozulduğunu söylüyorlar. Ve tükenen gıda maddeleri nedeni ile başta devlet olmak üzere hiçbir örgüt ve STK ve partilerden yardım gelmediğini.,,"
Ve kendilerinin aktardığına göre "sadece
evvelki günün gecesinde YPG’nin 20 gerillasını mahalleye soktuğunu ve bu gençler çocuk yaşta silah taşımaktan aciz açlıktan kırılmış halleri ile çatışıyor ve dün bu 20 ergen gençten 18’nin öldürüldüğünü söylediler. Ergen yaştaki Kürt çocuklarının kırıldığını söylediler. Mahallelerde her iki tarafta keskin nişancılar var. Hareket edenleri vuruyorlar. Öldürüyorlar. Kim vuruldu ise birbirinin üzerine yıkıyorlar." dediler. Olan da mazlumlara oluyor.
Bugün Kürtlerin yoğun yaşadığı şehirler tarihte esi benzeri görülmemiş kan, gözyaşı, yıkım ve harabatla karsı karşıyadır. Bugünkü kanlı tablo esas olarak devletin Kürt sorununda izlediği geleneksel inkâr politikasının bir sonucu. Ancak böyle bir tespit Kürt halkı adına ortaya çıkanların her yaptığının doğru olduğu anlamına gelmez. Sürecin bu noktaya gelmesinde Kürt tarafını sorumluluktan kurtaramaz.
Bu konu ile ilgili müteaddit yazılar yazdım. Bıkmadan usanmadan bu yapılanların yanlış olduğunu haykırdım. Ve buradan tekrar bir mümin bir Müslüman ama her şeyden önce bir insan olarak vicdanımın derinliklerinden haykırarak hem PKK’ya hem de Devletin iktidarına iki kelime iki kelam edeceğim. Herkesi bu meselede medya ,sosyal medyada sokakta çarşıda her yerde demokratik tepki vermesini dilerim.
Evvela önce PKK'ya... ''Ey PKK; Cizre'de Türk solu patentli öz savunma kurtarılmış bölge ilan etmeniz, Şehrin ortasında sivil yaşam alanlarında Kürtlerin kalbine hendek kazmanız, felsefeniz ve Marksist ideolojiniz gereği kanton el ve komun el bir bölge ilan etmeniz, serhildana çıkışınız, devletin Kemalist ordunun ceberut zulmünü celbe dip mazlumları ve kimsesizleri, ergen Kürt çocuklarını tankların önüne kurban etmekten başka şeye hizmet etmez. Türkiye rejimin ne olduğu bizden daha iyi bilirsiniz. Burada cezire de surda Silvan da vs diğer yerlerde Kürt çocuklarının öldürülmesine zemin hazırlamaktan başka şey değildir. Ölen öldü kalan sağlar bizimdir diyeceksin. Bu şekilde tarafta kazanacaksınız. Yanlış yapıyorsunuz…
Bu yaptığınız tüm Kürt şehirlerini harabat yapmaktan her şehri kobani yapmaktan başka bir şey değildir. Ne Türkiye Suriye’dir. Ne de Cizire Kobanidir. Ne de Türkiye Kürtleri Suriye Kürtleridir. Bu Kobani savunması yöntemi yanlıştır. Bu yaptıklarınız Kürt düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten başka şey değildir. Külliyen Kürtlere zarar veriyorsunuz. Bir an önce şehir savaşlarından vazgeçiniz. Silahlı unsurlarınızı şehirlerden çekiniz.
Kürt meselesini Kürtler adına sivil siyasete terk ediniz. Zira Türk parlamentosunun en güçlü 3. grubudur. Kürtler sadece doğuda değil Anadolu’nun her tarafına yurt edindiler. Bugün Türkiye Kürtleri hem siyasette hem ticarette hem diplomaside hem basın medyada en güçlü toplumdur en aktif siyasal ve etnik güçtür. Neden görmek istemiyorsunuz.''
Saniyen Devlete ve iktidara ...
''Ey Devlet... Ey iktidar...PKK’nın yaptığını misli ve fazlası ile karşılık vererek örgüte hizmet etmekten başka şey değildir. Devlet aklı ile düşünüp PKK’nın hendek siyasetine kan ve gözyaşına sebebiyet veren yöntemine karşı sakin sulh yolu ve sivil bir çözüm üretiniz. Bu yöntemle şehirlerin harabına sebebiyet verir, PKK’yı tasfiye etmez. Bilakis taraftar kazandırır. Bu şekilde birkaç PKK’lının başlattığı isyanı bastırırsınız. Ama gönüllerden meydana gelen kırılmayı tamir edemezsiniz. Duygu kırılmasını derinleştirdiğinizi unutmayınız.
Vatan Bölünmez şehitler ölmez Şiarı ile iki aya yakın Cizre de aralıklarla ama kesintisiz 20 gün 20 gece sokağa çıkma yasağı, 20 gün 20 gece şehir halkı tarassut altında tutmaya hakkınız yok. Ağır top tank ve silahlarla içerisinde sivillerin yoğun yaşadığı yaşam alanları bombalamaya hakkını hiç yok. Devletin ceberut yüzünü sivillere zarar vermeden sokağa çıkma yasağı ilan etmeden isyan edenlere gösterebilirseniz.
Belki bu yöntem ile Türk Milliyetçileri ve ırkçılarını memnun edersiniz. Kemalist devlet sistemini Türkçülük üzerine biraz daha kaim etmiş olabilirsiniz. Ama bilin ki bu memleketin samimi insanlarının nefretini kazanırsınız. Mazlumların bedduası arş alayı titretir. ilahi gazabı celbedersiniz. Küfür devam eder ama zulüm devam etmez. Bir gün gelir sizin devletiniz de iktidarınızda vuracağını unutmayınız.
Kürt meselesini 1000 yıllık kardeşlik hukuku ile çözünüz. Bu milletin Kürt meselesinde ödediği trilyon dolar maddi ve manevi zararı ile yüzbinlerce insanın ölümüne sebebiyet veren bu meseleyi sulh yolu ile bin yıldır devam eden kardeşlik hukuku ile çözünüz. Türklerin ve Kürtlerin birbirini kırdırmasına fırsat vermeyiniz. Zira siz devletsiniz. Devlet aklı ile düşününüz…''
Üçüncüsü ise Hem PKK'ya Hem de iktidara ikisine birden...
''PKK’nın başlattığı hendek siyaseti ile bu hendekleri kapatmaya çalışan devlet otoritesinin iktidarın bu şekilde, bu bakış ile bu çatışmalı süreç Türklerin ve Kürtlerin kardeşliğine, ülkenin birliğine dirliğine, toplumsal hayatimizin huzur ve barısına hizmet etmez. Neticede Cizre'de 300 üzerinde güvenlik görevlisi, PKK’lı ve sivil insanın ölümüne, Şehrin harabına, Türk ve Kürt toplumu arasında nefretin artmasına sebep olunuyor. Hanümanlar yanıyor. insanlar göç ediyor.
Netice kelam; Cizre Halkına, Kürtlere bunu çektirmek reva mı? . Millete bu bedeli odetmek hak mi? Sizin demokrasi ve devlet anlayışı ile PKK’nın öz yönetim ve öz savunma gücü anlayışlarınıza yazıklar olsun...''
Rabbim ülkemiz bölgemiz üzerinde çöreklenen karabulutları hayra çevirsin. Sulhu ve sukunu daim eylesin. Cizire ve diğer şehirlerde sokağa çıkma yasağı iki hendek arasında sıkışan mazlumlara yardımını esirgemezsin. Bu zulme sebebiyet verenleri de kahır u perişan eylesin.
Alıntı.
