hayattan pekte bir beklentisi olmayan, en azından hayat garantim olsun diye devlete sırtını yaslayıp; hayatını kurtarma düşüncesi olan, kendine birşeyler katma amacı gütmeyen insan tipidir.
devlete kapağı atıp yatmayı düşünen kişidir. hayal kırıklığı yaşayacağı gün gibi ortadır. kendimi ve yakın çevreme şöyle bir daha baktımda valla herkes gayet oturuyor ve çalışıyor. hatta tabiri caizse eşekler gibi çalışıyor. zaten özel sektörle devlet arasında çok bir fark kalmadı. performans uygulamaları, cezalar ve yaptırımlar.... ulan kim diyorsa bu memurlar yatıyor diye diliniz şişsin...
henüz meslek seçememiş lise öğrencisidir. olay şöyle olur;
a: hacım ne olmayı düşünüyosun sen?
b: aga en iyisi memur olcan atcan kapağı devlete oh. sırtın yere gelmez.
üniversite yıllarımda ki, 8/9 sene öncesi, devlet memuru olmak koyun gibi yaşamak anlamına gelirdi. gri bir hayat, hırs yok, yükselmek yok, kısaca hiç istenmeyen bir durumdu.hatta beşiktaşın tanımını bile memur takımı gibi diye yapardık. gerçi beşiktaş geçen yıllarda çok renklendi ama neyse. konu bu değil. şimdi kafamı duvarlara vurmama sebep olan bir durumdur, devlet memuru olmak için çaba sarfetmemem. özel sektörde her geçen yıl, ömürden giden 2 yıla bedel diyebilirim. tekrar dünyaya gelsem tek derdim devlete kapak atıp, yatmak olurdu.
toplumu ve bireyleri tembelliğe alıştıran devlet mekanizmasının sonucudur. üretmekten ziyade tüketmeye endeksli bir toplum olduğumuzdan dolayı para kazanmanın nispeten daha kolay olduğu devlet kurumlarının personellerinde sıkça görülür. devlet kadrolarına girecek kişilerin kpss adı verilen potansiyel katili bir sınav ile seçilmesinden dolayı, devlete memur yapılacak kişilerde pek idealizm veya yetenek aranmaz. hele ki, özel sektörün yırtıcılığından sıyrılarak devlete kapağı atmış bir bünyenin, geçmiş günlerinin acısını çıkarma eğilimi oldukça fazladır. tüm bu etkenler işten çıkarılma ve maaş yatmama korkusunun olmadığı bir ruh hali ile de birleşince, başlığın anlatmaya çalıştığı bir gerçeklik ile karşı karşıya kalırız.
özet geçecek olursak bu durum üretme, ilerleme ve yükselme kaygısı olmayan toplumlar için kaçınılmazdır.
devletler işletme mantığına tamamen aykırı bir yapıdadır. devletin görevi vatandaşın sağlığını, güvenliğini ve istihdamını sağlamaktır.
başlıkta anlatılan ve entrylerde yapılan yorumlar devletin işletme mekanizmasını, yani memur olan insanlarımızın çalışma sistemini oldukça iyi açıklıyor. normalde özelleştirme ile alakalı bir başlık olsaydı bu herkes karşı çıkar satıldı, gitti, bitti derdi...
ekonomi okuyanlarında bileceği üzre global ekonomide özelleştirme, kalkınmanın temel taşlarından biridir. devlet sırtındaki kamburundan, işleyişindeki bürokrasiden sıyrılır ve satarak değil, kiraya vererek ve kiraya verirkende sözleşmeye; kiralanan yerin en son teknolojiyle donatılmasını, gerekli olan tüm iyileştirmelerin yapılmasını da içeren maddelerde koyarak çok çok daha iyi kar eder duruma gelmesini sağlar. özelleşmeden sonra üretim ve hizmetteki 10 kata kadar varan artışlarla devlet sadece aldığı vergiden bile, özelleştimeden önceki halinden daha çok kar sağlamış olur ki özelleştirme fiyatı da cabası...