devletin mezun olan her öğretmene iş vermek zorunda mı sorunsalıdır. akp'nin yeni savunmasıdır bu. bakan suat kılıç bir üniversiteli gence bunu demişti. evet atamak zorunda değildir bilmiyorum. peki bu cümleyi kuranlar size bir soru. devlet kaç polis alacağını biliyor mu? biliyor. kaç asker alacağını biliyor mu? biliyor. ne yapıyor ona göre personel yetiştirip o sene o kadar personeli bünyesine katıyor. peki sen allah'ın köyüne bile eğitim fakültesi açıp kıbrıs'a 4 eğitim fakültesi açıp ben bu gençleri işe almıyorum diyemezsin. kaç kişi lazımsa o kadar kişi yetiştir ona göre mezun al onları işe al. sen herkes üniversite mezunu olsun diye ot bok yere eğitim fakültesi götürürsen bu kadar yığılma olur. sen düzeni baştan koy haklı ol bu soruyu sorma hakkın olsun. şimdi böyle bir hakkın yok! evet.
zorunda değildir denerek cevaplanacak sorunsaldır. mimar mühendis avukat bu kişiler özel sektörde iş bulmak için didinirken devlet onlara iş bulmuyor da öğretmene mi vermek zorunda ben bunu anlayamıyorum. öğretmen fazlası varsa ne yapsın devlet allah aşkına? öğretmenler işsiz kalmasın diye her okula 50 tane matematik öğretmeni 50 tane fen öğretmeni falan mı atasın? fazlalık varsa doğal olarak işsiz kalırlar, o zaman devlete düşen şudur, ben şu kadar matematik şu kadar geometri öğretmeni alacağım şu an şu kadar mezun var ve şu kadar kişi her sene mezun oluyor. uyarıyorum fazlalık var öğretmenlik okumayın belki bunu diyebilir ama görevi en fazla bu kadardır.
çocukların belli çevreler tarafından eğitilmesi durumunda oluşabilecek toplumsal karmaşa gözönünde bulundurulduğunda cevaba ulaşabilecek sorunsaldır.
eğitim, anayasal bir hak olduğu için de sözümona "ücretsiz" olması gerektiğinden hiç bir teşebbüs "ücretsiz" olarak eğitim veremeyecektir. olası bir "eğitim özelleştirmesi" durumunda bugünün piç babası olan cemaatler, mürid sayılarını katlamakla beraber bugünün burjuvasında özellikle yerini edinmiş olan "kolejlerin" sayısı da giderek artacaktır.
velhasılı ne açıdan bakarsanız bakın sorunsal ortadan kalkıyor. eğitim, sike sike devlet tarafından karşılanacaktır ve bu durumda da devlet, öğretmenlere iş vermek zorunda olacaktır.
insanlar ya kör ya ben malım. arkadaş üniversiteler özerk olarak kime bağlı? yök'e. yök kime bağlı bana mı bağlı amk. devlete bağlı. kapat atıyorum 5 yıl öğretmenlik fakültelerini kapatıyorum de. yer mi? yemez. neden bu sefer lise mezunu kalacak insanlar. işsizliği ört pas etmek için 4 yıl daha oyalama olamayacak insanlara. bu kadar basit olay. sen devletsen meb diye bir olay var öğretmenler devlet'te çalışıyorsa vardır. avukatlar mühendisler ilk var olduklarında da devlette çalışmıyorlardı bugünde. öğretmenler cumhuriyet tarihinin başından beri devlet memuru olarak çalışan bir meslek grubu. dershaneler yokken bu kadar öğretmen ne yapıyordu? limon satıyordu heralde. evet.
buradaki 'mağdur' olan insan olarak birkaç söz söyleme hakkımın olduğu hadise. ingiliz dili ve edebiyatı bölümünden 2 yıl önce mezun oldum. sınıfın ezici çoğunluğu kpss'ye çalıştı, atananlar oldu atanamayanlar oldu. isyan eden çok oldu devlete. ben üniversite boyunca turistik yerlerde çalışmış olduğumdan hayatta hiç kimsenin sana bir şey vermeyeceğini, kendin almak zorunda olduğunu biliyordum. isyan etmedim, ağlamadım. 6 ay başka hiçbir şey yapmadan orta seviye olan almancamı üst seviye yaptım. * sonra cruise gemilerinde çalıştım 1 sene. hem cebim biraz para gördü hem güzel bir referans oldu benim için hem de orta seviye ispanyolca öğrendim. şu anda da 5 yıldızlı bir zincir otelde ön büro departmanında çalışıyorum. tamam öğretmenlik kadar rahat değil ama hayatın kendisi zor zaten. kısacası kendi fikrim dostlarım, kimse bana hiçbir şey vermiyor diye ağlamaktansa, ben neden bir şeyler alamıyorum diye gayret etmek lazım hayatta. kpss'yi denemedim bile. mükemmel bir hayatım da yok. ama işsizim devlet beni atamıyor diye de depresyonda da değilim.
iş vermek zorunda değil ise 80 kişilik eğitim fakültesi bölümlerinin kontenjanını azaltmalıdır. işin ucu her şekilde devlete dokunmaktadır. istihdam alanı yok ise bu bölümler neden açılmaktadır?
Türkiye cumhuriyetini sosyalist bir ülke sanan genç işsizlerimize devletin herkese iş verme zorunluluğunun olmadığını izah etmek gerekiyorsa bu adamlar nasıl bir üniversite tahsilinden geçiyor acaba diye düşünmekteyim.
Burada eğitim fakültelerini özel yapan nedir, madem öyle cümle fakülte mezunlarının devlet kadrosunda hazır olsun işi. Hatta meslek liselerinden mezun ediyorsa bu devlet işimi de hazırlasın arkadaş diyerek çemkireyim.
Var mı böyle bi dünya, yok.
Ayrıca üniversite eğitimi sırf insanı meslek sahibi yapmak için değildir. Devlet veya özel sektör o fakülteyi elbet açacak. Bitir de toplum içinde okumuş, eğitimli, kültürlü bi birey ol diye. Yoksa ben sana okulunu bitirir bitirmez iş verecem diye değil.
tabiki değildir. herkes kpss gibi bir sınavın varlığından haberdarken bile bile senede on kişinin alındığı bölümleri okumak bu ülkede yapılan en büyük saçmalıklardan biridir.
eğer bir devlet planlama yapamıyorsa ekonomik olarak asla bağımsız olamaz. büyük devletler 25-50 yıllık planlar aparken bizim siyasetçilerimiz günü kurtarmak üzerine siyaset yapıyor.
Eğitim'in bizzat devlet eli ile verildiği bir ülkede devlet öğretmenlere iş vermek zorunda. ama mutlaka bazı çürükler hesaba katılır. ama devletin ipneliği şurda: hem bu adamlara iş vermiyor hem de devlette iş bulamayan adamların ekmek kapısı dershaneleri kapatmaya çalışıyor.
ha eğitim açısından elbette dershane sistemini destekleyen biri değilim ama mevcut şartlar altında dershaneleri kapatacağım demek adiliktir.
zorunda değildir. iyi o zaman herkes öğretmenlik okusun oh mis gibi hazır iş. ha açık vardır gerek vardır alınır o müstesna ama her mezun olan da öğretmen olmamalı, hatta öğretmenler ağır mülakattan geçirilmeli. benim çözdüğüm soruyu çözemeyen, kitabı eline alıp okuyarak konu anlattığını zanneden sözde eğitimci sığırların öğretmen olmaması gerekir.
halk, nasıl bir devlete mecbur ise (iyi veya kötü), devlet de halkına bakmakla, halkını doyurmakla ve halkının iyiliğini sağlamak ile mukelleftir.
öğretmen atanmassa okulların eğitimi halkın okur yazarlığı düşer. devlet, devlet olma vasfını yitirir maalesef. o vakit sokaklarda anarşi kol gezer engel olunamayacak bir seviyeye gelir ki o vakit artık askeri darbe mi olur halk meclis sarayını mı basar o bir muamma?
dershaneleri kaldır, öğretmen atama, onbinlerce ücretli öğretmen çalıştır, her köşebaşı üniversite aç sonra "ouww!" atamak zorundamıyız. değilsin mına koyim atamak falan zorunda değilsin. bin üstümüze vur kırbacı.
evet şeklinde cevaplanması gereken sorunsaldır. öğretmenlik hem sayı hem de nitelik açısından mimarlık veya avukatlık gibi meslekler ile kıyaslanamaz. hele hele özel sektörde çalışan öğretmenlerin özlük hakları, çalışma şartları ve bunun karşılığında kazandıkları ücret göz önünde bulundurulursa durum fena halde içler acısıdır.
eğer "şu kadar üniversite bizim dönemimizde açıldı!" diye gururlanıyorsan, o kadar üniversiteden mezun olanlara istihdam alanı açacaksın. açamıyorsan neden açtın onca üniversiteyi?