her gittiğim oyuna, oldukça yaşlanmış annesini ziyaret eden evlat hissiyatı içerisinde "acaba son kez mi görüyorum" endişesini ekleyen insanlara yazıklar olsun. estetizm hakkımı elimden alanlara yazıklar olsun. "sanatsız bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" düsturundan "tiyatro ne sikim bişeydir la? tiyatrocu kimdir? ne işe yarar?" zihniyetine inmemize önayak olan tüm andavallara yazıklar olsun. selamlar olsun.
bundan 90 yıl öncesine dayanan onca mücadele haram size. tevfik fikretler namık kemaller... cemal reşit reyler şinasiler ahmet vefikler... onca aydın. onca fikir. şehit kanı kadar değerli olan, geçmişten gelen onca bilgi, uğraş, yükselme çabası. hiçbirine layık değilsiniz. siz kokuşmuşluğunuz içinde karanlıkta nesneleri seçmeye çalışmaktan gözünüzü bozmaya layıksınız. kılıçlarınızla "allah allah" diye cenk ederken kurşunla vurulmaya layıksınız. kapanmaya, geride durmaya, sonradan öğrenmeye, geç kalmaya, yaya kalmaya layıksınız. olduğu gibi yerin dibine batıp yok olmaya mahkum bir milletsiniz. siz... sen ben... hepimiz.
bu bağlamda gerçi, ben hiç üzülmüyorum. üzülmüyorum çünkü biz, millet olarak topluca karanlığın içine gömülsek bile, dünyanın ilerlemesi durmayacaktır. insan gelişmeye, hakkını savunmaya, kendini aşmaya devam edecektir. binlerce yıldır bir türlü kurtulamadığınız gericiliğiniz bu topraklar dışında hemen hemen kimseye işlemeyecektir.
o yüzyıllardır... "bütün dünya insanları ahlaksız. batmış. bitmiş. hepsi bizim gibi olacak. doğru yolu bulacak" şeklindeki kehanetinizin gerçeğe ne kadar uzak olduğunu her geçen saniye daha fazla anlayacaksınız.
sanatçısına "zaten bir işe yaramıyodun. 99 da deprem oldu hangi deprem bölgesini ziyaret ettin? sen kimsin? yatarak para kazanıyosun. senin maaşını ben veriyorum. verdiğim gibi de almasını bilirim. ahlaksız" diyen bir toplum toptan yok olsun gitsin. böyle bir toplumun içerisindeysem de ben, bunu da değiştiremiyorsam eğer... ben de öleyim. yok olup gideyim. silineyim tarih sayfasından. gıkımı çıkarmam.
ilerlemeyi gelişmeyi... sanatı tiyatroyu tiyatrocuyu... dünyadan silemezsiniz. sizin kokuşmuş anlayışınızdan bile köklüdür bunlar. insanın beynini yıkasanız bile doğasından çıkar aydınlık. 50 yıllık örgüt çalışmasıyla bunları yok edemezsiniz.
bu bilgi cepteyken devlet tiyatrolarını bütçeye olan yükü nedeniyle kapatan, ''sanatçısına senin maaşını biz ödüyoruz, sen kimsin ayyaş'' diyebilen insanları ucuz ve kaliteli oyun seyretme haklarını elinden alan, sanatçısını kapitalizmin kollarına bırakan bu zihniyete;
devlet tiyatroları her şeye para olarak bakan tüccar zihinlilerin ya da bizzat kendileri de tiyatrocu olan romantik idealistlerin hayallerine kurban edilmek istenmektedir.
"madem tiyatro bizim hayatımızda yok, eh o zaman kapatalım gitsin" semaver kumpanya çırçır makinesini nasıl alsın yahu?? bir çırçır makinesini ya da duman makinesini de bu ülkenin tiyatrosuna çok görmeyin be.
bir de tiyatrocuların reji vs hatalarını tiyatroya kesmeye kalkmayın. yok şu rejisör şunu yapmış, öbürü başka bi şeyi tercih etmiş filan, ikincisi daha iyiyimiş vs diye, ayıp oluyor. bilet 66 ytl olsunmuş, sanat için feda olsunmuş, hey allam ya. akıl fikir. daha iyisini hak eden halkımıza bi de sen oyun hazırla da görek. "ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin, onu da bulamazsanız tiyatroya gidin" kafalar yüzünden elimizdekinden de olacağız ha.
bir deli misali taş atıp kuyuda kaybolmasından bıkmadınız mı? "bi atiim de arkamdan kişi gelecek" diye düşünüyorsanız, fazla düşünmeyin, bu ülkede dt'nin kapatılması halkın tek manalı eğlence fırsatının da elinden alınması demektir! tüm bu saldırıların nedeni tiyatronun muhalif kimliğidir, özellikle tiyatrocu arkadaşları uyanmaya davet ediyorum. devlet tiyatroları kapanacak olursa kesinlike daha iyi günler beklemiyor türk tiyatrosunu! çok güzel hareketler bunlar'dan daha ötesi yok, olamaz.
edit: her zaman bir fular vardır boynumda genelde. *
devletin tiyatrosunun olması sembolik düzeydedir doğru, ancak sosyal devlet ilkesi gereği devlet, halkını sanat yönünden de eğitmek zorundadır. devlete bağlı tiyatrolardan beklenti de buna göre olmalıdır.
devlet tiyatrolarının sahnelediği oyunlar beğenilmiyorsa, şehir tiyatroları, alternatif tiyatrolar tercih edilebilir. ancak birileri shakespeare oynamaya devam etmelidir.
dolayısıyla devlet tiyatrolarının kapatılması değil, sayılarının arttırılması gerekmektedir.
edit: shakespeare örneğini vermemin nedeni, devlet tiyatrolarının gerekliliği - gereksizliği üzerine yapılan tartışmaların vazgeçilmez örneği olmasıdır.
ayrıca şehir tiyatrolarına destek verilmesi görüşüne de ölümüne katılıyorum.
sonrasında devlet okulları kapatılsın denilecek cümle, daha daha sonrası devletin ne işi var sağlıkla,barınmayla vb. şeylerin geleceği aşikar zaten devlet olarak halkını söğüşlemekten başka hiç bir boka yaramıyor şu an en güzeli biz devleti toptan kapatalım
- o vakit, trt de kapatılsın! devlet televizyonculuk mu yapar.
düşüncesinde de olabiliriz. ancak bu durumda, şu önemli gerçeği gözardı etmiş oluruz;
trt, yetiştirdiği sanat yönetmenleri, kameramanlar, ışıkçılar, muhabirler, spikerler ve adını sayamadığım birçok meslek erbabının yetişmesine, tecrübe kazanmasına ve popüler olmasına önayak olan, özel televizyon kanallarına eleman transfer eden bir kurum ise devlet tiyatroları da bugün, aynı misyonu yüklenen kurumlar hüviyetindedirler.
unutulmamalıdır ki, televizyonlarımızda soluksuz izlediğimiz dizi filmlerin takdir ettiğimiz aktör ve aktristlerinin büyük bölümü, devlet tiyatrolarının sahne tozunu yutmuş, mektepli ya da alaylı ama meslek etiğini, düzgün konuşmasını, toplum içerisinde nasıl davranması gerektiğini bilen, eğitimli ve saygın insanlardır.
kapatılır mı bilmem! ama devlet tiyatrolarının topluma kazandırdıkları ile giderleri arasında bir muhasebe yapmaktan ziyade, onları, daha işlevsel kılmak, toplumun bilinçlenmesi ve evrilmesi için bir araç olarak kullanmak ve daha yararlı hale dönüştürülebilmeleri için neler yapılması gerektiği hakkında kafa yormak, en akıllıca davranış olacaktır.
Devletin tiyatrosu mu olur? Önceleri Devlet Ayakkabı satar mıydı sümerbankla, Sonra devlet un yapar mı?, sonrasında sigara üretir mi? Petrol damıtır mı?, elektrik dağıtır mı?, telefon dağıtır mı? devlet çöp toplar mı? oldu akabinde özel hastanelerin yaygınlaşmasıyla devlet sağlık hizmeti verir miye giderek devşirilmekte, bir sonraki durak Devlet eğitim, öğretim verir mi?
Devletin tiyatrosu olur mu... tey tey. bir de özel sektöre devredilse daha eleştirel tiyatro olur geyikleri de ayrı bir alem. Oğlum özel sektöre devredilmiş hangi taşeron işte siyasi taraf yok? HAngi belediye iş devrettiği taşeron firmayı kendi yandaşlarından seçmiyor? veya diğer devlet ihaleleri? Taşeronları?
Sen adam gibi yasalarla özerklik ver, o yasaları sırf mecliste kıçı kırık çoğunlukları var diye kaldıramasın işte o zaman özel sektörden daha tarafsız bir tiyatro elde edersin.
Ha ama dersen ki nasıl kıçı kırık çoğunluk olur benim yüzde 50im.
Senin yüzde 50in fizik meclisinin çoğunluğunu oluştursa oy birliğiyle f=m.a'yı kaldırabilir mi? Kaldıramaz, çünkü aklın yolu birdir, kaldırmak isterseler de fizik deneyleri buna izin vermez. Nitekim kimi kanunlarda da aklın yolu birdir, fizik kanunu gibidirler, belki ince ayar yapılabilir ama özleri değiştirilemez. Özel sektör ise kanunsuz, yasasız, haydut bir yerdir üretimden, hizmet sektörüne ve nicesine. hiçbir zaman devletin doğru yasalarla desteklenmiş, ardında yargısı, yürütmesi olan tarafsızlığını tutamaz.
devlet tiyatrolarını kapatılması yerine, televizyon denetleme kurumunu elden geçirip revize etmeleri gerekir. bir çok saçma dizi ile görsel kirliliğe sebebiyet veren Rtük, saçma sapan programlara göz yummak yerine tiyatro ve görsel sanatlarla alakalı bir kanal kurması gerekir.
görünen o ki tiyatronun t'sinden bihaberler bile açılıp kapanması hakkında ahkam kesiyorlar filan.
hadi oradan be.
bugün tiyatro bileti tam 10 ytl ancak öğrenciler için ne zamandır zam yapılmamıştır ve sadece 6 ytl'dir. bu ücretler bu ülkedeki en ucuz ve en güzel eğlence yönteminin karşılığıdır ve pek çok dünya ülkesine göre de çok çok çok insaflı rakamlardır. siz herhangi bir işin maliyeti olmadan ve karşılığı olmadan piyasaya sürüldüğünü gördünüz mü hiç? nerede o yağma? bu fiyatlar olabilecek en makul fiyatlardır ve ülkemizde tiyatro için ayrılan bütçe de son derece küçüktür, milli servetten sinek kadar yardım alıyor desek yeridir. yine de o kadar iyi oyuncularımız, dramaturglarımız ve seyircimiz var ki kendi yağında kavrulup giden bu kuruma karşı da aydınlanma düşmanlarının her şeye olduğu gibi paralel olarak buna da saldırdklarını görüyoruz. ay ben sizin anarşist, halkçı, bıdı bıdı sanat sepet anlayışınızı seveyim ya... SERDAR ORTAÇLARA, demet akalınlara gecede 250 ytl vermek iyi, güzel -fiks menü de değil ha,hahahahaha- tiyatroya gidince 6 ytl çok, o sizi kasıyor, birden halk sevici kesiliyorsunuz filan. sen bu sezon kaç oyun izledin de bu yorumları dizdin inci gibi acaba? o oyunlarda neler söyleniyor, oynanıyor biiyor musun? yooo...
dünyanın neresinde devlet tiyatroyu destekliyormuş da, bilmem ne de, öyle mi sandınız, onu da hepimize yutturacaksınız yani bir de? öyle mi?
vah güzel ülkeme vah vah.
tiyatro lüks değildir, senin yobaz kafana uymuyor diye de sahnelerin kapanacak hali yok kardeşim.
sosyal devlet ilkesinin uygulanamaması, devlet tiyatrolarının sahnelediği oyunlardaki eksiklikler temel prensibin ortadan kaldırılmasını savundurtmamalı, reform isteğini savundurtmalıdır.