kolejde okuyan zengin çocukları lisede devlet okuluna giderse bocalar; devlette okuyan orta-alt ekonomik sınıfı çocukları ise lisede tökezlemeden yoluna devam eder.
kendine pazar, yatırım ve ham madde kaynakları sağlamak için gerikalmış ülkeleri egemenliği altına alan emperyalizm, sadece bu ülkelerin ekonomik kaynaklarını hegomanyası altına almakla kalmaz, sömürüsünü daha iyi sürdürebilmek adına aynı zamanda eğitim ve öğretim alanında bu ülke halklarının uyanmasını engellemek için eğitim kurumlarını denetimi altına alır. iç sömürücü işbirlikçileri ile anlaşmalar yaparak, asker kaçağı komprador çocuklarına özel okullar açar. burada emperyalizm propagandası yapılır. bir nevi kültür üstleri kurmaktır amaç.
kolejde, çocukların notu düşmesin, daha başarılı görünsünler diye hocalar kıçını yırtar, devlet okulundaysa öğrenci iyi not alabilmek için kıçını yırtar.
devlet okulundaki öğrenci devlet üniversitesinde sorun yaşamazken kolejdekiler ilk sene balon gibi şişse de bunun işe yaramadığını çok geçmeden anlayacaktır. *
Kolejde okuyan biri olarak söylüyorum. Nah öyle. Ordan sallayın siz. Koleje bursla giren fakir de olur parayı bastirip giren zengin de. Götünüzden sallamayın bilip bilmeden.
devlet okulu,
öğretmen: *velin yarın gelecek!!! bacaksız!!!
öğrenci: peki öğretmenim...
öğretmen: bak terbiyesize cevap veriyor hala... otur yerine sıfır!!!
kolej,
öğretmen:* çocuğum bu yaptığını sana hiç yakıştıramadım.
öğrenci:eee?
öğretmen:yani...pek değerli babacınığınızın keyifleri ne alemde?
öğrenci: sana ne be!!!
öğretmen: afer çocuğum. otur yerine beş.
devlet okulunda hocaya ne yapsan yaranamaz, iyi sözlü notu alamazsın.
kolejde bir yağ çekme veya derse katılma atılımıyla sözlü notunu kaparsın. çünkü kolejde hocalar da bu yolla iyi yerlere gelirler (!)
- mavi önlük, yakasında beyaz peçete, köseli ayakkabı. (ilk okul)
- gömlek, kumaş pantolon, köseli ayakkabı. (orta okul)
- tenefüslerde kola kutusunu ezip maç yapmak.
- tenefüslerde yakalamaç oynamak.
- öğretmen zili çalınca "ulan bari az dövse be.." demek.
- ödev yapmayınca kulağından çekilip kafana bi tokat atılması.
- pür dikkat ders dinlemek.
- istiklal marşının 10 kıtasını ezbere bilmek.
- okul köşesinde sigara içmek. (orta okul)
- gıcık olunan hocayı dövmek. (orta son)
- sınıf kavgaları.
- bıyıklı sevgililer.
vs vs.
özel okul lise;
- lacostte t-shirt, kanvas pantolon.
- tenefüslerde futbol topuyla maçlar.
- öğretmen zili çalınca "ulan siktir et, hatta girmeyek ya gelin.." demek.
- ödev yapmayınca bi sikimin olmaması.
- 10 dakka ders, 30 dakka taşak yapmak.
- tuvalette sigara içmek, yakalanınca bi sikim yapılmaması.
- okula arabayla gelmek, arabayı hocaların park yerine çekmek.
- kavgalar genelde tuvaletlerde olurdu.
- biz devlet okulu görmüş olanlar, zengin piçlerine öt diyince göt diye anlıyorlardı zaten bizden tırsarlardı.
- bebek gibi hatunlar.
- haftasonları hergün başka bi kızla yiyişme, sikiş ve bilimum cinsel içerikli aktivite.
böyledir efendim.
kısacası çocugumu ben adam gibi bir devlet okulu bulup veririm, özel okulda şımarık piç olmasından iyidir. ***
devlet okulunda imkanlar iyi değildir. sıralar bi halta benzemez, tahtalar çiziktir, tebeşirleri sınıfta bi toz bulutu yaratır, silgiler kırıktır, öğretmen sandalyesi bildiğin kahve sandalyesidir, camı her daim tozludur ve bunlar uzatılabilir. ama asıl okul devlet okuludur. gerçek dostluklar ordadır. çok kaliteli insanlar devlet okullarından çıkar. çünkü orda bilirler kuru ekmeğin ne demek olduğunu, okumazlarsa fakir kalacaklarını bilirler.
özel okullar öyle midir. devlet okulundaki kantinlerde doyduğun paraya orda çay alamazsın.
neyse yaa. ömrüm devlet okullarında geçti ve geçmeye devam ediyo. ondan dertlendim herhalde.
biri sınav odaklı çalışır biri kafasına göre. devlet okulunda konuları yetiştirme kaygısı vardır özel okulda yoktur orası sınava odaklı paraya bağlı başarı gelsin nasıl gelirse gelsin mantığı hakim. ee imkanlarda ona göre. evet.
