türkiye'de biraz yaşamış olan herkes bilir ki müdürler topladıkları paraların bir kısmını ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerine arpalık olarak dağıtırlar. kalan kısmıyla da kırtasiye ve faturalar zar zor ödenir. çoğu zaman da ödenemez. kendini bir şekilde mali anlamda idame ettirebilecek okullar varsa da hiçbir akıllı müdür oraya klima falan almaz. çünkü devlet okullarında okuyan apaçiler en fazla 2 hafta içinde o aletlerin icabına bakarlar. ben de müdür olsam çocuğunun okuduğu okulun adını bile doğru dürüst bilmeyen, mala davara faydasız lümpen ailelerin çocuklarının okuduğu okula klima takmam. anaları ne ki danalar klimalı sınıfta okusun. işin doğrusu şudur ki, devlet oraya binayı yaptırmış, öğretmeni atamış, maaşını da ödüyorsa senin çocuğunun okuması,üniversiteyi kazanması vs umurunda bile değildir.
müdürün odasında olur sadece ne hikmetse.
müdür bey sıcaktan bunalır,klimasız yaşayamaz ama öğrenciler hayatını bi şekilde idame ettirir ne de olsa.
bunun bir diğer türevi de,öğretmenlerin ve müdürlerin kullandıkları tuvaletlerde peçete ve sabun bulunması, öğrencilerinkinde bulunmamasıdır. temel ihtiyaçlar bile statüye göre karşılanıyor.
Biz bu zihniyette bir ülkeyiz işte. Allah belamızı vermiş bence, hepimizin...
Temel mantık olarak okulların çok sıcak dönemlerde tatil olması düşünülerek ölü yatırım yapılmak istenmemesinden kaynaklanan durumdur. Tabi diğer bir sebepte okullar tamamen sosyal devlet ilkesi gereği cepten yapılan devlet harcamaları sınıfında olduğu için çok fazla yatırım yapılmak istenmez, tıpkı öğretmen kadrosu verilmeyip bedavadan biraz pahalıya sözleşmeli öğretmen çalılştırılması gibi.
Bu çerçevede diğer resmi kurumlarla karşılaştırılması da zordur, çünkü bir çok devlet kurumu bir şekilde gelir getirmektedir, ve 12 ay faal olarak çalışmaktadır, bu sebeple orada masraftan pek kaçılmaz misal bir vergi dairesinde insanları rahat ettirelim ki yaa bu sıcakta kuyruk beklenir mi demesindir. Her ne kadar çok saçma gibi görünse de bu yapıya sahip %10 'luk bir kesim bile olsa onların parasını bu şekilde almak bu yatırımları amorti edecektir.
Birçok devlet okulunda sahip olunan kaloriferleri görevli öğretmen ya da müdür, müdür yardımcılarının yakmak zorunda bırakıldığı düşünülürse -ki bu işler için istihdam edilen hizmetli birçok okulda mevcut değildir- şaşırılmaması gereken hadise.
Ha bir de kaloriferi dahi olmayan sobalı okulların da hala mevcut olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.
Kamu kuruluşlarında, müdür ve yardımcılarının odalarında hatta öğretmenler odasında bulunmasına rağmen öğrenci sınıflarında neden bulunmadığı anlaşılamamış olaydır. Eşitlik eşitlik diye kıçını yırtanlar şimdi nerede. Sadece bir müdür için özel klima tahsis edilirken sınıflardaki onlarca öğrenciyi görmezden gelmek büyük aptallıktır.