burjuvaziye göre devlet,tüm vatandaşlarına aynı uzaklıkta bulunan, sınıflardan ve sınıflar arasındaki mücadeleden bağımsız ve tarafsız bir aygıttır. Kamu mülkiyeti kavramı tüm toplumun mülkiyeti anlamına gelir. böyle bir durumda, devlet mülkiyeti kavramı ile kamu mülkiyeti kavramının birbiri yerine kullanılması, devlete ait olan mülkiyetin tüm topluma ait olduğu varsayımına dayanır.
devletin mali kaynaklarının ve devlete ait işletmelerin, yerli ve yabancı kapitalistlere peşkeş çekilmekte olduğunu söyleyenler, devletin halkın devleti olduğu kabul ettirmekte ve emekçi kitleler arasında son derece yaygın olan bu inanç üzerinden politika yaparak kolayca prim toplanacağının hesabını yapmaktadır. Bu politik temelden hareket edenlerin, yeri geldiğinde, aynı devletin ve temsil ettiğini varsaydıkları ulusun "onur"undan, "ulusal çıkarlarımız"dan yola çıkmaları, emekçi kitlelerin yaygın bilincine, yani burjuva bilincine seslenerek milliyetçi hassasiyetleri kaşımaları hiç de tesadüf değildir.
Oysa, sorulması gereken soru kimin kimi soyduğudur. Burjuvazi devleti soyuyorsa, bu devlet kimin devletidir? Bu devlet burjuvazinin devleti olduğuna göre, bazı kötü siyasetçilerin devletin kaynaklarını burjuvazinin şu ya da bu kesimine peşkeş çekiyor olmasından çalışan, emekçi sınıf neden üstüne alınmak durumundadır? Gerçekte, burjuvazinin şu ya da bu kesimi böylesine bir soygunla, bir bütün olarak burjuvaziye ait olan kaynakları diğer kesimlerin aleyhine olacak şekilde kendi cebine indirmektedir. Bu soyguna karşı avazı çıktığı kadar bağıran burjuvalar, bunu halkın çıkarları için değil, kendilerine bundan pay düşmediği için yapıyorlar. Solculuk adına, halkın malları peşkeş çekiliyor, devlet soyuluyor, yolsuzluklar artıyor şeklinde çığlıklar atmak, emekçileri, söz konusu soygundan nasiplenemeyen burjuva kesimlerin peşine takmaktan başka bir şey değildir. Çünkü Marx ve Engels'in söylediği gibi, kapitalist toplumda devlet "tüm burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir komiteden başka bir şey değil" ise, bu komitenin fonları da esasen bir bütün olarak burjuvaziye aittir ve onun hizmetinde kullanılması için vardır. işçi, emekçi,çalışan sınıfı ilgilendiren şey, sınıfın soyulması temelinde elde edilen bu fonlardan burjuva kesimin daha fazla nasiplenmesi değildir.Onu ilgilendiren şey, artı-değer sömürüsüne dayalı bu soygun sisteminin, yani bizzat kapitalizmin ortadan kaldırılmasıdır.