ne uzamak ne kisalmaktir. stressiz, rahat ve is yükü olmadan bir yasam geçirmek için idealdir. lakin başka bir yerden gelir yoksa meşhur ev araba yazlik üçgenine de çok zor sahip olunur, belki de hic olunamaz.
özel sektör iliğine kadar somurur, evet. lakin bi siyrilirsan, yirtici ve kurnaz olursan, kendini donatirsan çok şey elde edebilirsin. ha sac mac kalmaz o ayri.
özel sektör içinde illaki tam bir dürüstlük ile ilerlenemeyecegi, bir takim katakulliler de yapmak gerektiği söylenir ki nispeten gerçeklik payi vardır. lakin gerçekten sağlam bir karakter ve durustlukten taviz vermeden çok gelişen insanlar da vardır elbet. tabii ki yer yer oyunun kurallara gore oynanmasi gerektiği de muhakkak.
üniversite okuyan ne kadar adam varsa hepsinin hayali. özel sektörde kim çalışacak peki amk. 400 bin küsür iibf açığı var adamlar bize ne zaman kadro verilecek diyor lan sen işletme okudun özel sektöre göre eğitildin ne kadrosu amk. devlet memurunun şartları çok iyi adamlar da haksız değil güzel paralar almaya başladı memurlar. özel sektörle devlet memurunun arasında ki fark kalsa maaş farkı diyorum misal asgari ücret 1800 tl olsa yapılır amk yapılmayacak bir şey yok patronlar biraz az kazansın. cumartesi çalıştırılmasın özel sektörde ki adam çalışıyorsa da mesaisi verilsin o zaman gör ülkeyi. bir de her yere açılan üniversiteler kapanmalı herkes gidiyor sonuç sanayide çırak yok lan. bugün su tesisatı ustasının maaşı 3000 leri geçiyor daha da geçecek diyorlar usta yok yetişmiyor diyorlar. devletin sırtına da yük en çok kamu maaşına gidiyor para buna bir çözüm şart yoksa yunanistan gibi olacağız ciddi ciddi.
Bugün iddia edilen bir konuşmayla karşılaştım. umarım başıma bir şey gelmez. sınavlara hazırlanan biri 30 000 tl karşılığında nokta tayin olarak memur olabildiğini ancak böyle bir şeye girmeyeceğini belirtti. ki bu parayı bir yılda çıkartılabilir. bunu başlık olarak açmayı düşündüm ancak düşünsenize sizi içeri alıyorlarmış.
Devlet memurluğu herkesin gıptayla bakıp imrendiği ama içyüzünde ise hiç de öyle imrenilecek bir tarafı olmayan prangadır. Evet pranga. Elinde kolunda boynunda.. 12 yıldır devlet memuruyum. Sıradan bir memur değilim mesleğim var, halkla bir alakam yok, maaşım devlet memuru standartlarının çok üstünde ama Bugün bir kez daha anladım ki memurluk esaret demek. Üzerinde sürekli amirlerinin baskısı. Üstelik çoğu üniversite mezunu bile değil, hasbelkader açıköğretimde işletme okumuşlar koltuklarına oturunca, iki lafı bir araya getiremezler ama dilbilgisi uzmanı gibi yazılar üzerinde sürekli oynarlar. Bir devlet kurumundan yazı bekliyorsanız hapı yuttunuz, o edebiyat fakiri amir o yazıyı en az 7 kez değiştirecektir. Sorsan hayatında eline kitap almamıştır ama ki li cümle kurup "olup" la biten kelimelerden sonra virgül koymaya bayılır. Olup zaten bağlaç dersin mal mal bakar yüzüne. Neyse yaratıcılığını köreltir bu memurluk, ilk 5 seneki azmin, hırsın, yenilikçiliğin o yıllardan sonra hızla seni terkeder, rutine bağlayan iş hayatın gibi sen de o 4 duvar arasındakilere dönüşmeye başlarsın. Güldüğünde sesin çok çıkıyor diyen amirin gibi asık suratla dolaşmaya başlarsın. Gözün sürekli saatindedir. Devletin amiri memurunu da itinayla kendi gibi renksiz yapar. Her şeyine karışır. Halk özgürdür ama memur özgür değildir. Kulağındaki deliklerden burnundaki hızmaya, saçındaki mor renklerden ayağındaki kırmızı ayakkabıya kadar karışır. Renk istemez, siyah, lacivert veya gri olmak zorundasın! Canı ister iznini yakar, hakkını ararsın sana takar! Ben ne mi yapıyorum? 5 e kadar saate bakıyorum, itaat ediyorum. Sonra benim hayatım başlıyor. Sabaha kadar unutuyorum. Tatillerdeyse telefonumu kapatıp yurtdışında geziyorum. Öyle bok atmayın devlet memuru olmak yatmak değil o uyuz amirleri çekmek, onların esiri olmak demek.
kendi kararlarını alamayacak insanların seçimlerinden birisidir. bir diğeri (bkz: özel sektör çalışanı) olmaktır. küresel sermayeye hizmet eden, işçi sınıfı buradan oluşur. kaç para aldıklarının önemi bulunmaz. en fazla kazanan aylık 500 bin dolar kazanabilir. her zaman kazandırdıklarından az kazanırlar. patronlarının çıkarları bittikten sonrada kapı önüne konarlar.
küçük bir ilçenin belediyesinde yapıyorsanız bu işi aklınızı kaçırmanız işten bile değildir.
amirden şikayet edilmiş , amir falan hikaye yerel yönetimlerde yarı ilahlık sistemi var , sorsanız laik bir devlet yapımız var , sorsanız başımızdakiler islama yönelik politika izliyor ama yalan.çok tanrılı sistemin içindeyiz , nasıl ki ülkemizin bir tane tanrısı var ne derse yapıyoruz , aynı şekilde yerel yönetimlerin de kendi içinde yarı tanrıları var.onlar da asıl tanrıya bağlı.
mesela şöyle izah edeyim , saat 5 , mesainin bitmesine yarım saat var.hop belediye başkanı gelir saat 5'te , lan seni deli mi sikti demek istersin ama diyemezsin.saat 8 e kadar oturur belediyede , orospu çocukluğu parayla mı ? hadi çık çıkabiliyorsan , benim mesaim 5:30 a kadar de 5:30 da git bakalım.sıkıyorsa yap.
sike sike başkanın çıkmasını bekleyeceksin , o hem ona bağlılığını gösterecek , hem onun koruması gibi davranacaksın (bütün belediye personeli bekleyince baya bi koruma ordusu yapıyor) , hem de o millete gövde gösterisi yapacak.1 taşla 3 kuş.
bu en basiti , gecenin 12 sinde arar seni , telefon 3 kere çalsın da açma bakalım.sonuna kadar çaldırmaktan bahsediyorum , hani ararsın dıııt dııııt dıııt eder ya öyle 3 kere çalacak , 4.de direkt bağırarak açar telefonu veya hayırdır sana koltuk verdik götün mü kalktı falan der.ne diyeceksin ? bir bok diyemezsin.
kafası eser tüm personele ceza verir , akşam 5:30 dan sonra belediyenin alt katlarını boyatır.hadi 657 sayılı devlet memurları kanununda yazan hükümlere göre bir yaptırım uygulatsana başkana ? savcıya gittin diyelim şikayete , savcının yanından çıktın belediyeye dönene kadar savcıya ağır toplardan biri telefon açar ipini çekeriz der , savcı suskun.sen savcıya güveniyorsun ama savcının eli kolu bağlandı , savcı da diyor ki benim hayatımdan önemli mi amk atıyor dosyayı bir kenara.kaldın mı yarı tanrıyla başbaşa ? artık gazaplardan gazap beğen , kafasına göre çöpe verir , garaja verir , yazı işleri müdürünü itfaiyeye veren birinden bahsediyoruz.itfaiye dediysek de yangına falan bakmıyorlar , vidanjörle tıkanmış lağımları açıyorlar itfaiyenin bizim ilçedeki karşılığı bu.
daha bunun gibi nice örnekler var anlatsak roman olur , tabi işin siyaset boyutu daha pis , her işte zabıtayı arada bırakır.zabıta amirini arar telefonla ''bak şu kahvenin önünde sandalyeler var adam kaldırıma çıkarmış sen nasıl zabıtasın sana boşuna mı görev verdik yaz şuna cezayı !'' der.demesine eyvallah lafım yok , aynı kahvenin karşısında bir kahve daha var o kahvenin de sandalyeleri dışarıda hatta daha da fazla dışarıda ama onun bütün sülalesi başkana oy veriyor o yüzden ona karışılmıyor.zabıta gidiyor kahveye cezayı yazmaya , ulan bakıyor karşıdaki kahve de öyle , kahveci diyor ki ''ya hemşerim bana yazıyorsun tamam da bak karşıdaki de öyle ona niye bir şey yazmıyorsun'' , zabıta arada kalıyor mecburen başkan emretti diyor.
allahtan esnaf da biliyor kimin ne mal olduğunu , bu sefer cezayı kaldırsınlar diye başkana yalvarmaya gidiyor , başkan el öptürdükten sonra çağırıyor zabıta amirini , siz buna böyle böyle yapmışsınız bir daha yapmayacaksınız diye fırçalıyor.adam gururlanıyor tabi ister istemez hem cezası kalkmış hem zabıta onun yüzünden azar yemiş , adam başkanın odasından çıkıyor başkan bu sefer diyor ki ''bul bi bahane mühürle şu orospu çocuğunun dükkanını'' , haydaa e ulan adamın yüzüne dedin ki daha sana dokunamazlar adam çıktı ondan sonra sik anasını dedin , bu ne perhiz bu ne lahana turşusu amk.yine arada kalan zabıta oluyor.
yani öyle amirli falan sıradan bir devlet dairesinde memursanız size uygulanan mobbing'e falan kurban olun , gidin amirinize teşekkür edin allah razı olsun en azından vaktinde çıkmamıza karışmıyorsun sadece kılığa kıyafete karışıyorsun diye.sizinle aynı sıfatı taşıyıp bin kat kötü muamele gören insanlar da var.
şu kadarını desem yeridir herhalde , teftişe müfettiş geldi , adam 3.gün xanax kullanmaya başladı amk kafayı yedi garibim.iki tane eşit genişlikte ve aynı kategoride dükkanın birinden 30 lira ötekinden 900 lira ruhsat parası alındığını duyunca çıldırdı adam.haklı da yani.
işsizlikten emekli olacak kadar uzun süredir işsizim
derdinizi sikeyim.
Ne müdür ne amir ne tugay komutanı belediye başkanı ne cumhurbaşkanı kirayı veremediğin ev sahibi kadar öttüremez seni..
Mesai bitince hepsini unutursun ama parasızlık gece dörtte bile ayağa dikip sarma sigara içirtir adama yarın borcunun son günüyse.
şu bir günü diğer gününü tutmayan ülkede bir nebze olsun kafam rahatsa bu yaptığım memurluk görevi sayesinde kim ne derse desin. evet sıkıntıları var evet yeri geliyor insanı çıldırtacak derecede kalitesiz insanlarla uğraşmak zorunda kalıyorsun ama gece başını yastığa koyduğunda ufak bir kafa rahatlığım varsa bu da yarın yapacak bir işimin olduğunu biliyor olmamdan. son zamanlarda çevremde o kadar çok işten çıkarılan özel sektör çalışanı var ki kendimi şanslı hissediyorum.
boş iştir masa başında ömrün tüketildiği aptalca bir serüvendir. insan kendi ayağına pranga vurur mu arkadaş! üstelik bunun için birde sınava girer mi harbi harbi giriyorlar ya la. amaan boşverin hiçbişey olamadıysanız gidin memur olun arkadaş daha ne diyim.
Aynı sınıfta okuyup da hiç sevmediğiniz üni arkadaşınızla beraber girdiğiniz sınav sonucunda "vay amk o mal da mı atandı lan" diye tabir ettiğiniz; genel olarak okulun en asosyal en arka sıralarında kendı halinde takılan cins olduğunuz insanların atandığı ve -on dönüm bostan yan gel yat oğlum Osman- tabirinde para kazandığı yerdir.
Beş para etmez onca insan var bu sıfatı kullanan, maalesef. Işin her ne olursa devlet memuru olsan da olmasan da düzgün yapmalısın, vicdanlı olmalısın. Bu kadar basit.
Yeni yaşadığımız bir durum mesela, annemin iğne olması gerekiyor haliyle sağlık ocağına gidiyoruz.
Yok efendim ben olsam olmam dokunbilir sordunuz mu bilmem ne. E doktor verdi kardeşim bunu. Dokunursa da oluşturacağı etki kaşınmakmış kendi doktorumuza sorduk. Öyle bir söyledi ki dokunabilir diye zannettim ki müdahale edemeyecekleri bir şey olur. Iğneyi yapar yapmaz da odayı terkedip koşa koşa üst kata koşuyorlar ( sanırım gün yapıyorlar keyiflerini kaçırıyoruz giderek)
Igneyi yapması da ayrı bir olay zaten ilacı yandan akıtıyor neyse yine sinirlendim. Işini hakkıyla yapmayan devlet memurlarının işleri ellerinden alınsın, alınsın ki insanlar memuriyeti rahatlık olarak görmesin, görmesin ki olanlar işlerini düzgün yapsınlar.
Şu ülke o zaman ne kadar gelişir.
denetimin çok daha fazla olması gerektiği kurumdur memuriyet. işini iyi yapandan çok kötü yapan, boş veren var. özel sektör gibi denetim olacak ki ahh ah!
dayım ağlıyor sürekli çok yoruluyorum diye. bence yalan. salla başını al maaşını. devlet kadrolarında verimlilik sığır hatta muhtemelen cümle içinde kullanılmıyordur bu sözcük. bir de 178 yaşına gelip emekli olmayan vampirler var. devletin de işine geliyor tazminat var ortada. halbuki ev bile almıyor o para artik. fetoşlar var. zaten akp kadrolaşması uçtu gidiyor ciğeri beş para etmez vasıfsız göt yalayanlarla dolu her yer. ulan ben bile diyorum bu işsiz halimle bylock cart curt var mıdır lan diye. işini adam gibi yapıp hizmet veren efendi adamlar mumla aranıyor. netice en güzeli jess molhoculuk felan yinede.
adam akıllı kpss çalışıldığında zor değil. tabi hangi bölümden mezun olduğun da önemli. adam seramik ve cam tasarımından mezun olup bize kadro yok yaa diyor. la keko herhalde yok, imparator konstantin döneminde yaşamıyoruz. lisans mezunu isen çakacan 90 ve üzeri puanı 4001'den atacan kendini bi kuruma.
ara ara twitter a bakıyorum. iki ya da üç günde bir mutlaka kadro isteyenler görüyorum.
ülkemizde devlet memurluğu özendirildikçe, insanlar kendilerini harcayacaklar. vizyonu memur olmak isteyen bireylerden oluşan toplum gelişemez. örneği bizzat ülkemiz.
