Herkesin memur olmak için götünü yırtması olamayınca bok atması en büyük nedendir. Olum devlet götünüze pıçak mı sapladı? Azıcık çalışın olursunuz. Ayrıca devlet memurları yatmaz işlerini gereğince yaparlar. Devlette iş bitmediği için iş yapılmıyor sanılır. Genel kanaat budur ama yanlıştır.
eğer devlet memurluğundan kastedilen öğretmenlikse yan gelip yatma, salla başı al maaşı gibi yakıştırmaların pek uygun düşmeyeceği kesimdir. hoş, diğer devlet memurları içerisinde de gayet yoğun ve yorucu departmanlar mevcuttur. antipati duyulmasının sebebiyse çoğunlukla uzanılamayan ciğere mundar demektir.
maaş karşılığı hizmet veriyor gibi değil de, lütuf olarak orada bulunuyor gibi davranmalarıdır,
30 yıllık çalışma hayatları hep robot gibi aynı işi yapmakla geçer, en ufak bir gelişme göstermezler ve gözleri hep tatillerdedir,
sanırsın ki sahip olduğu üstün meziyet dolayısıyla o konumdadır, bu da küçük insanlara has özelliklerdendir.
benim memurum işini bilirler, bu gün git yarın gelmeler, hamili kart yakinimdirler, dayıcılıklar, imamın ordusu deyişleri, yolsuzluk, rüşvet sorunun cevaplarından sadece bir kaçıdır. devlete bağlı kpss yi kazanmak için dua eden insan 2 yıl sonra görevini hakkıyla yapmayı zul gormektedir.
memurun önündeki ekranı göremememizdir. Şöyleki mesela ben bilgisayara odaklanmış bütün memurlar,feyste okey oynuyurlarmış gibi hissediyorum. O ekranı bi görsem içim rahatlayacak.
devleti temsil edememeleri. öncelikle tüm devlet memurlarından özür diliyorum ama herifin oğlu veznedar aldığı üç kuruş para neyin tribi bu yavşak herif sen kimsin benimle konuşurken yüzüme bakmıyorsun çok klasik olacak ama maaşını halkımız veriyor sen geliyorsun halkına artistlik yapıyorsun sonra bu zihniyette adamların cebi para görünce kanser hastası gençlerin onurunu kırarak eline para tutuşturuyor, çiftçiye ananı da al git diyor, kahve ağzıyla halka sesleniyor işte bunlar tepeden sorunlu düzeltmeye de temelden değil tepeden başlamak lazım.
çoğunluğunun memur olana kadar götünü siktirmeye dahi razı oluşu, yine çoğunluğunun işinin kıymetini bilmeyip şükredeceğine her fırsatta şikayet etmesi ve yine büyük çoğunluğunun torpille memur olmuş olması.
geçenlerde devlet dairesinde ufak bir işim vardı. gittim, müdüre gitmem gerekti ve müdüre de gittim. odanın kapısına geldiğimde bir başka memur içeriden çıkarken "telefon ile görüşüyor, müsait değil" diye uyardı. "peki" dedim kendi kendime ve saatime baktım tam 3 dakika bekledikten sonra kapıyı tıkladım ve pataküte daldım içeri "gel" komutunu beklemeden. yayıldığı koltuktan sağ el işaret parmağını kaldırarak anladığım kadarı ile beklememi işaret etti. "tam üç dakika kapıda bekledim, telefonla görüşme süreniz doldu." dedim "sonra görüşürüz" diyerek telefonu kapattı ve ilk söylediği şey "sen kendini ne sanıyorsun" oldu ve "vatandaş" olarak cevabını buldu bu soru. "bana yönetmelikle ilgili bilgi verdiğine göre" dedi, "dilerseniz aynı bilgiyi sabaha kadar tekrar ederim ama şu anda acelem var" diyerek evrakları uzattım. "bilmemnerenin vermesi gereken evrak yok" dediğinde "gerek de yok, işimi halletmeyecekseniz bunu açıkça söyleyin" dedim. "bu ne cür'et" diyecek oldu "cür'et değil, görevinizle ilgili ufak bir hatırlatma. ben evraklarımı geri alabilir miyim?" diye sordum, "imzalamadan mı vereyim" dedi, "buna yetkiniz yok müdür bey ama dilerseniz deneyebilirsiniz, savcı bey özellikle bu gibi durumlarla çok ilgileniyor şu sıralar artan şikayetler üzerine" dediğimde "al arkadaşım" diyerek imzaladığı evrakları uzattı "ver arkadaşım" dedim, bozuldu.
ulan göt, ulan yavşak diyeceğim(ki dedim. bunu diyebilirim zira isim ve kurum bilgisi yok) orada götünü yayacak, akşama kadar telefonda laklak yapacaksın, bir de üstüne artistlik yapacaksın. maaşını ben ödüyorum lan senin(çok seviyorum bu geyiği, yapmadan geçemezdim), denyo.
hiç bir bok yapmayıp bir bok yapıyormuş gibi davranıp bir bok yapıyor tribi atmaları. vatandaş siklerinde değil efendim. Gidiyorsun içerde çay içiyor, çağırıyorsun azarlamaya kalkıyor. Müdürüne gidiyorsun, müdürü daha götveren. sanırım böyle bir kriter var. en götveren olanları üst kademelere geliyor.
genelde çalışmadan para kazandıkları düşünüldüğü içindir. ancak her memur aynı değildir. sabah 9 da ofise gelip akşam 5 de çıkanlarla, kadrosunun bulunduğu yerden farklı şehirlere geçici görevle gönderilmiş ve yaşadığı şehirden, ailesinden uzak kalmış olanlar aynı değildir.* yerine göre gece yarısı işleri bitenler, sabah mesaiden önce ofise gidenlerde vardır her ne kadar çok nadir olsalar ve her zaman görünmeseler bile. zaten diğerleri daha fazla olduğu için göze onlar görünürler.