hz. ömer'in hayatını inceleyip kendine pay çıkarması gereken insanlardır. kul hakkı çok ince bir çizgidedir. ayrımını iyi yapmak lazım.
vakt-i zamanında hz. ömer'e, bir yakını ziyarete gelmiş. biraz konuştuktan sonra hz. ömer yerinden kalkarak odada yanan bir mumu söndürüp bir başka mumu yakmış. sonra yerine oturmuş ve yakın dostuyla tam konuşacakları sırada dostu merak edip; "hayırdır ömer? o yanan da mumdu, bu da mum. ne diye onu söndürdün? aynı şey değil mi?" demiş. hz. ömer kısa bir duraksamadan sonra: "hayır aynı şey değil. o devlet işlerini yaparken kullandığım mumdu. şimdi şahsi bir iş için kullanıpta devletin malını boşuna harcayamam." diyerek unutulmayacak derecede incelikli bir adalet anlayışına sahip olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
ceza'yı sevmememe rağmen milliyet'in reklam filminde çok güzel deşifre ettiği kişilerdir.
vizit kart yakınları yakınlarının yakınları
satın alıyor yarınları tok gezerler karınları
rüşvet çözer sorunları para basar torunları
inanç deyip insanlara kendi ceza kesenler
zihniyet hem kara hem de çıkar sağlar yalanlar
türkiye sizinle gurur duyuyor
hem yer hem yedirir bu hayali icraatçı
içi de bir dışı da bir hortumlayan bir vampir
her bir fesat tam bir hasat ihaleyse bizdedir
türkiye sizinle gurur duyuyor
ülkemizde en sık....... diye devam etmeyecek bu yazı.. bu ve bunun gibi olaylar ülkemizle alakalı değil; bu tamamen vicdan ve öz saygıyla alakalı...
öncelikle bu olayla ilgili taze bir örnek için buraya bakabilirsiniz. ancak medyanın bize sunduğu en büyük kazık olan "bana bir koz verin herifi dünyanın en iğrenç adamı gibi sunayım" mottosuyla davranmayacağım. bu haberde okuyacağınız olay sadece o kişiye has bir zayıf karakterllik örneği değil; aynı anda bu toplumun bağrından çıkan "devletin malı deniz yemeyen domuz" zihniyetinin ne kadar içimize işlediğnin de göstergesidir.
akşam iş dönüşü karşımdan gelen polis arabaları görüyorum. bomboş yolda bile sirenleri yanık yol alan arabalar... devlet dairesine gittiğimde sanki bana hizmet etmek değil; bana hükmetmek için devletten maaş alıyormuşçasına halkı hor gören memurlar-amirler, bizi yönetmek için değil, kendi şirketlerinin çıkarlarını yükseltmek için meclise giren büyüklerimiz(!)...
bunların tamamı benim zihnimde bir hamamböcği izlenimi taratıyor. toplumun üzerinden geçinen, bu ülkeye kambur olmaktan başka bir katkısı olmayan lağım fareleri... bu sürüye karşı utanmak ve ayıplamak dışında bir yaptırımımızın olmaması ne garip.