laikliğin ne olduğumu bilmemekten ileri gelen söz öbeği. laiklik, dinin, sadece devlet işlerinde değil dünyevi hayattan da soyutlanmasıdır. dolayısıyla devlet laik olur birey laik olamaz sözü saçmalıktan, ve komiklikten ileri gitmez.
en basit tarifiyle; din ve devlet işi birbirinden ayrılmaz. din olarak islamdan bahsediyorum. islam, devlet eliyle taşınmasa ibn i arabi ispanya'da doğmazdı. termodinamik olarak tariflemek gerekirse: islam adyabatik bir müessese değildir. izole bir hali yoktur yani. hele dinle devleti ayırayım demekle sadece komik olursun. kuran sayısını hatırlamadığım kadar ayette namazdan sonra zekattan bahsediyor ve zekatı tas tamam verin diyor. zekat ise sadaka değildir. devletle gayet alakalı bir kavramdır. kuran'da riba [ faiz ] külliyen haram kılınmış. bu mantıkla bakarsan devlet eliyle haram yiyoruz. zengin sayısı kadar banka var çünkü. banka ise faiz demek. islam boşanmadan , evlenmeden , verasetten , terekeden tut kadın haklarına ordan tut fuhşiyata ve cezai müeyyidelerine ordan tut...şimdi elimi tut anlaşalım: laiklik islam'ın özüne aykırıdır. islam hayattır. hayatın her zerresine her katresine işlemiştir peygamberin ( s.a.v ) gösterdiği yol.
salt kaba cümle manası ile bakarsan laiklik belki dinsizlik demek değilse bile laikliğin islamla uyuşan yanı yok. kilise - batı aydınlanması arası bir ihtilaftan doğan kavramın bize olan yansıması ne derece bereketli olabilir bana söyler misiniz? cemil meriç'in bu ülke'sinde hatırlayamadığım bir sayfada avusturyalı bir din adamı olan metternich adındaki zatın dedikleri aklıma geldi şimdi. bizim kaideler size uymaz. bizden size ekmek yok. bizim tiryaklarımız size zehir - zakkum tesiri yapar diyordu. hele dur bakalım ne zaman anlayacağız yanlışımızı. ne zaman boktan bir yoldan döneceğiz. ne zaman hakkıyla mürteci olacağız ?
bizim memlekette 'islamı ve simgelerini sevmiyorum' düşüncesindeki kişilerin kendilerine taktıkları sıfattır laiklik. bu haliyle bireyler pek tabii laik olabilir ve hatta olmuşlar bile. sınıfımda bile 'ben laik bir insanım, bana göre her yer kamusal alandır' diyen bir kız vardı mesela.
devlet müslüman değil insan müslümandir, ile ayni doğruluktadir.
ki devlet her bireye, hristiyan, müslüman, hindu, yahudi, alevi, azeri** ne olursa olsun eşit olmakla mükelleftir. bir yerde laiklikğin tanımı budur.
yok sistem laiklik adi altinda farkli bir inanişi halka entegre etmek istiyorsa o işin içinde bir ibnelik vardir.
devlet laikse bireyde laik olmak zorundadir; yobazliğin örneklemesidir..
bu mesaj, başliği yanlış okumamadan dolayi böyle yazılmıştır, son anda doğrusunu okumuşumdur. *
bilgi bilgidir felsefesiyle ziyan olmamasi için yolluyorum. *
bu önermeye karşı çıkan ve ben laikim diyen insan ne demektedir; laikliğin tanımını yerine koyarsak. laiklik demek her dine eşit mesafadeyim demekse ben her dine eşit mesafedeyim demiş olmaz mı? dünyada her dine eşit mesafede kaç insan var? ki burda laik tanımını değil laiklik tanımını koyduk.
bir demokrasi kuralıysa "din ve devlet işlerinin ayrıldığı", ben din ve devlet işlerinin ayrılmasıyım. ne kadar saçma değil mi? bir felsefeyi "o benim" diyerek isim soylu kelime olarak kullanırsanız böyle saçmalarsınız işte. "ben demokrasiyim gibi" bir saçmalık. ben her insanın eşit hakkı olmasıyım demek gibi.
bir arkadaş ben laikim yerine laik kelimesinin anlamını yazarak mantıklı bir cümle kuramaz. çünkü laik kelimesinin bireysel kullanımı sadece "dinsiz" olarak kullanılır. ama laik kelimesinin asıl olan dinsiz lere verilen isim manasına karşı çıkıyorsanız nasıl isim soylu kelime olarak kullanabiliyorsunuz?
bir kavram kargaşası içinde hem dinsizim diyor fakat işinize geldimi laik demek dinsiz demek değil diye itiraz ediyorsunuz. dürüst adam olun başka şey istemem. sadece bir dinsiz ben laikim diyebilir. gidin biraz türkçe dilbilgisi öğrenin.
isim soylu kelimenin ne olduğunu öğrenin gelin sonra tartışalım.
laik kelimesi bir felsefe midir? felsefe ise hiç bir ek almadan isim olarak kullanılabilir mi? asıl sorun bu.
laiklik bir devlet tavrıdır. devletin bütün inançlar ve ideolojiler karşısında eşit mesafede bulunmasıdır. devletin hiçbir kuralını din kurallarına dayandırmaması ve devlet işlerini din işlerinden ayırmasıdır.bu üç tarife de dikkat çeken unsur laikliğin devletle ilgili bir kavram ve kural olduğudur."dini ayıracak, din temeline dayanmayacak , dinlere eşit mesefade olacak olan birey değil devlettir.
olmayacak şeyş olur sayarsak yani birey laik olabilir dersek orataya çelişkiler çıkar. mesela bir kimse müslüman olacak,hem de bütün dinlere inançlara ve inkarlara eşit mesafede olacak yada hem müslüman olacak hem de ekonomik, hukuki ve sosyal işlerini dinden bağımsız olarak yürütecek.bir insanın evet bu olabilir diyebilmesi için ancak ya hiç inanmamış ya ada dindarlık denen şey hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmamış olması gerekir.
laikliğin kökeni batı'da yatar. batıda din adamlarına klerje din adamı olmayan kişilere -ki bunların büyük çoğunluğu hristiyandır- laik denmiştir. buradaki laik kelimesi dini dünya işlerine karıştırmayan değil din adamı olmayan demektir.
türkiye'de yapılması gereken şey inançlara ve inançsızlığa seçme ve evrensel hukuk çerçevesinde buna göre yaşama hürriyeti vermek hiçbir dini veya ideolojiyi bireylere dayatmamaktır. bu yapılarsa türkiye çağdaş manada laik bir ülke vatandaşlarıda laik ülkenin vatandaşları olur. yani yine laik olan bireyler değil onların bağlı bulunduğu devlettir
asıl laik devlete karşı olup bunu söylemek yemediği için, laik bireyden kastın, laikliği savunan, önemseyen birey olduğunu bile bile demogojiye kayan, samimiyetsiz mi samimiyetsiz insan söylemi, sav.
rte bir kere olsun doğruyu söylemiştir. bu tnaım laiklik için doğru tanımlardandır.zira devletin dini olmaz, olmamalıdır.bireyler ancak bir dine mensup olabilirler.
misal ben laik devlet sistemini savunan müslüman bir birey olamaz mıyım?
Türkiye de devlet laik değil çünkü diyanet diye bir dini var. Ama bakın laikliğin hakkını veren geniş kitleler var.
Cemaatlar ve tarikatlar.
Bu islam görünümündeki yapılar ticaretlerine ve gelirlerine asla Allah ın ve resulünün yasalarını karıştırmazlar.
tamamen dua ve ibadet üzerinden dine yaklaşırlar. Sanırım laiklikte dinin iktisat ve hukuk kanatlarını kesip ,gotu üstü oturtarak ibadetle ve dua ile baş başa bırakmaktı.
Laiklik kurumsal bir tanımdır , bir bireyin ben laikim demesi bu itibarla anlamsız ve havada kalan bir cümledir . Kurumsal olan bir tanımı bireysel anlamda kullanmak ya türkce bilmemektedir yada inançsızım diyememekten kaynaklı bir meseledir. Bu sebeple önerme doğrudur.