zira, benim kuracağım devlet tamamen bir ütopya olurdu. hayal edilebilecek kadar mükemmel ve güzel. huzurun ve refahın had safhada olduğu ince taşlı çayır dolu toprak yollar, ağaçlar arasından geçmekte çekingenlik yapmayan minicik kuşlar, kapitalizmin ve diğer her türlü zımbırtının büzdüğü dudakların üzerindeki etkinin bulunmadığı bir devlet. bir cennet.
dünya üzerinde doğal olarak yaratılmış bir ulus-devlet sınırı yoktur. mevcut sınırların tümü zaman içinde insanın doğaya ve insana hükmedebildiği oranda sonradan oluşturulmuştur. duvarlar, tel örgüler ve silahlanma.. bunlar ve daha pek çoğu insan tarafından sonradan, gücü doğrultusunda meydana getirilmiş sınırlar ve dayatmalardır. sınırlar hegemonyayı doğurur, hegemonya dayatmadır. dayatma yasakları doğurur, yasaklar cezai yaptırımdır. cezai yaptırımlar şiddeti doğurur, şiddet ölüm tehdididir. bu zincir karanlığa doğru uzar gider...
yani güzel kardeşim gel sen bu sınır sevdandan vazgeç.
zira dünya herkesindir. sınırsız ulussuz sürgünsüz
