üretim araçlarının hem devlete hem de özel kişilere ait olduğu kapitalizmdir. marx'a atfen söylersek, üretimin 'özel' karakteri yine değişmemiştir burda.
işçinin yaşasın benı ozel şirketler degil devlet sömürüyor diye sevinmesini bekleyen sistemdir.geçiş aşamasıdır.örneği rus tarihinde mevcuttur.(sovyetler çökmeden önceki dönemdedir)
küba'da, çin'de ve SSCB' ve diğer sözde sosyalist ülkelerde var olan sistemdir. bu sınıflı ülkelerin sosyalist olduğu zannedilir. örneğin sscb'de hala maaşla kölelik, alınıp satılan malların üretilmesi, satın almak ve satmak vardı. işçilerin hiçbir demokratik hakkı yoktu ve üretim araçları bir grup elit bürokratın elindeydi. devlet, işçilerin sömürülmesinde kapitalist sınıfın memuruydu. o halde diyebiliriz ki, sscb, çin, küba vs. ülkelere sosyalist diyenler cahilin tekidir. sscb 1970'lere doğru sosyalizmi bir nebze de olsa yaşayabilmiştir. (ücretsiz tüketim malları, öğle yemeği vs) ancak daha sonraki yıllarda yapılan stratejik hatalardan dolayı sistemin çöküşünün kapısı aralanmıştır.
çoğu kimse tarafından sosyalizm zannedilen ve tekelci doğasından dolayı (bakınız tekelcilik kapitalist bir üretim biçimidir) yapısı eleştirilen ekonomik yapı.
sosyalizm sınıfsız toplumu kurmak ister oysa devlet kapitalizminde sömürücü değişmiştir sadece. bu ekonomik yapıda patronların yerine devletin sömürüsü vardır, artı değere devlet el koyar, işçi sınıfı ücretlendirilir.
devlet kapitalizminde mübadelenin aracı hala paradır, oysa sosyalizmde mübadele ihtiyaca göre doğal olarak ortaya çıkacaktır.