Battı diyorlar, ama bir gün yine doğacak,
Er-geç ışık gelip karanlıkları boğacak...
Saracak nûr üstüne nûr arzı dörtbir yandan,
Kurtulacak insanlık şu binbir hafakandan;
Göz yaşından rahmet bulutları çelik-çavak,
Her yana inci inci damlalar yağdıracak.
Bütün ölüler dirilip çıkacak mezardan,
Ellerinde bir demet gül bu yeni bahardan...
Sonra bir bir ölüm çukurlarını geçecek,
Varıp Hızırla o sırlı halvete erecek;
Dudaklarında pırıl pırıl kâseler nurdan,
içecekler "âb-ı hayat" fışkıran pınardan.
Îmânı, aşkı, ümidiyle tam şahlanarak,
Ve bendine sığmayan sel gibi çağlayarak,
Bir yep yeni dirilişe doğru bütün millet...
Dillerde kudsî türkü "Devlet-i ebed müddet"
Kasvet dolu son bir devreyi daha aşacak
Ruhların beklediği zirveye ulaşacak...
Hiç durma yürü gönlünde nûr, dilde hikmet
Yolun sonuna az kaldı; hele biraz gayret!.
Kıvran daha bir süre düşünce azâbıyla!
Ve rûhunda duyduklarının ızdırâbıyla,
Yüksel Sonsuza doğru ve milleti de yükselt!
Yükselt ki, biraz ilerde tarih-i şehâmet...
devlet ebed müddet'i tek bir devlet olarak görmezsek gerçektir.
şöyle; türk milleti (sanırım) 56 yıl hariç devletsiz kalmamıştır. 56 yıl dışında dünya tarihinde türk milletinin var olduğu her an en az bir tane türk devleti vardır.
dolayısıyla türk devleti ebedidir, ölümsüzdür.
ayrıca bir türk devleti yıkıldığında anında yerine yenisinin kurulduğunu düşünürsek, devlet aslında yıkılmadı, sadece isim ve bayrak, bazen de yönetim şekli değiştirdi diyebiliriz. bu varsayımda devlet ebed müddet daha da bir ebed müddet'tir.