arkadaşlar subjektif entrynin sınırlarında gezicem girizgahta sırf yalanına sokuyumcular ayağını denk alsın diye. gammaz arkadaşlardan da ricam asla bu sınırı geçmeyeceğimi bilmeleri ve yazıyı sonuna kadar okumaları.
çok parlak bir çocuğum. yumurta kibim değil, zeka anlamında. aykü aldı yürüdü bende. ana baba çaresiz kalınca yatılı gönderdiler. gel zaman git zaman, erasmustu, yabancı hatun ayıklamaktı, sokratesti, yabancı meminto emiklemekti, masterdı, yabancı hatun düdüklemekti derken londraya kapağı attım ben. oradaki çalışmam da iş hayatına dair bilimsel envanter oluşturmaktan ibaret özellikle son 1 yıl 4 ay 18 gündür.
çalışmamın konusunu da londra vergi dairesi yerine küçükçekmece vergi dairesinde yaptım.
2) hakikaten bir ayağı londrada olan zeki bi tip olduğuma inanan olursa iki satır sevişeyim diye.
evet araştırma sonuçları gösteriyor ki devlet dairesinde metrekareye düşen gülümseme miktarı 3. evet sadece 3. o da iş yerinde birbiriyle flört eden necati ile cansunun birbirine fırlattıkları gülümseme. yakında yiyişirler ki bu bizim konumuz değil.
devlet dairelerinin duvarlarına "hizmet ilkelerimiz", "kalite standartlarımız", "yükümlü hakları bildirgesi" gibi tabelalar asarak vatandaşa verilen hizmette sınıf atlanılmıyor arkadaş. insana hayvan gibi muamele yapan, güncel mevzuattan bir haber, çözemediği işi o birimden bu birime gönderen zihniyeti değiştirmek için çaba harcamak gerekiyor. sıkı ve adil performans testleri gerekiyor. insan olmak gerekiyor.