bugün

--spoiler--

hali hazırda ülkemizin değişik yörelerine 200 bini çadır kentte, 300 bini farklı şekillerde olmak üzere 500 bini aşan Suriyeli mülteci yerleşmiştir.
ve bu sayı gittikçe artış göstermekte, gittikçe de kabarmaktadır.
elbette muhtaç olanların, yardım isteyenlerin imdadına yetişmek milletimizin asil niteliklerindendir.
ali cenap milletimiz gerekirse ekmeğini bölüşmekten, sofrasını paylaşmaktan hiçbir zaman kaçınmamış ve kaçınmayacaktır.
zorda kalanların elinden tutmak bizim inançlarımızın gereğidir.
ancak kontrol altına alınamayan, önüne geçilemeyen, makul sınırı çoktan aşan mülteci yığılması sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel açmaz ve sorunlara da sebebiyet vermektedir.
inkâr edilemez bir gerçektir ki, suriyeli sığınmacılar sınır il, ilçe ve kasabalarımız başta olmak üzere, milletimize ilave külfetlere yol açmaktadır.
bu çerçevede suç ve suçlu sayısı artış göstermekte, asayişsizlik vakalarında gözle görülür bir yükselme görülmektedir.
başbakan ve hükümeti, muhaliflere ve mültecilere millet kesesinden bol bol harcama yapmaktadır.
başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, bugüne kadar yapılan harcamaların iki milyar doları bulduğunu açıklamıştır.
türkiye’nin ekonomik şartlarını dikkate aldığımızda, bütçe imkânlarını masaya koyduğumuzda, bu tutar bize göre çok fazladır.
milletimizin alın teri, insanımızın el emeği Başbakan ve hükümeti tarafından çarçur ve heba edilmektedir.
başbakan erdoğan taahhüt edilen yardımları alamamış, tutulmayan sözlerin altında kalmış ve milletimizin sırtına yeni ve büyük bir fatura yüklemiştir.
hükümetin düşünmesi ve menfaatine uygun hareket etmesi gereken öncelikle aziz türk milletidir.
milyonlarca yoksulumuz ve işsizimiz varken, yardımlarla güç bela, kıt kanaat geçinenlerimiz bulunuyorken, devlet hazinesini küresel kanlı planların emrine havale etmek, önüne gelen ulufe gibi dağıtmak bir defa akılsızlık ve düşüncesizliktir.

nedense başbakan’ın, türkmen kardeşlerimizin arkası arkasına canı alınırken, türkmen kentleri yağmalanıp, yıkılıp peş peşe bombalanırken taraf olmak hiç hatırına gelmemiştir.
nedense başbakan, söz konusu türkiye ve türk milleti olunca tarafsız kalmayı benimsemiş, bunu da alışkanlık edinmiştir.
türkiye’yi iki ölüm kutbundan birisine mecbur bırakan, iç sosyal ve siyasi dengemizi hiç hesaba katmadan terör gruplarının ardı sıra giden başbakan büyük bir hatanın içindedir.
şunu da biliyoruz ki, başbakan erdoğan her zaman tarafını belli etmiş, bitaraf kalmamıştır.
türk milletini 36 etnik parçaya ayırmaya teşebbüs ederken bölücülerin tarafındadır.
imralı canisiyle pazarlık yaparken pkk’nın yolundadır.
kuzey afrika ve ortadoğu’da bop’un hizasındadır.
trablus’ta nato’nun, roma’da katolik kilisesi’nin, madrid’de medeniyetler ittifakı’nın yanındadır.
mısır’da mursi’nin, ırak’ta barzani’nin, ermenistan’da sarkisyan’ın, filistin’de hamas’ın, ege’de yunanistan’ın, akdeniz’de de rumların dibindedir.
başbakan tarihte isyancılarla kol kola, bugünlerde milli ve manevi değer inkârcılarıyla yanak yanağadır.
türklüğü asimile etmek, sindirmek ve silmek isteyen ahlaksızlarla, ciğeri beş para etmez sevr müdavimleriyle ve kalbi katrana dönmüş parçalanma elçileriyle sırt sırtadır.
ne üzücüdür ki, bu zihniyet yezid’i sadece şam’da görmekte, burada aramaktadır.
oysa yezid’in hası; kıtalar gezmekte, coğrafyalar parsellemekte, bölünme senaryolarını kabullendirmeye çalışmaktadır.
başbakan da 21. asrın zalimleriyle emel ve hedef birlikteliği yapmaktadır.
“şam’daki yezid yerden ve gökten ölüm gönderiyor” diyen başbakan’a bu kürsüden soruyorum:
bağdat’ta, kerkük’te, musul’da, telafer’de, kabil’de, beyrut’ta, mogadişu’da, sana’da, nairobi’de yerden ve gökten acaba yağan nedir ve bunun müsebbipleri kimlerdir?
ırak ve afganistan’da; kadınlara, yaşlılara, gençlere, körpe yavrulara, türk ve islam’ın her tarafına namlu çevirip ölüm kusanlardan hiç mi malumatın olmadı? bunlarla hiç mi karşılaşmadın?
devri iktidar yıllarında bir kere de olsa, eşbaşkanlık görevini aldığın çevrelere; durun, yapmayın diyerek önlerine geçmek, kendini feda etmek hiç mi aklının ucuna gelmedi?
bunun da ötesinde, yıllarca kato’da, tendürek’te, cudi’de, hakkâri’de, şırnak’ta, diyarbakır’da, bingöl’de ve hatta ankara’da, istanbul’da ölüm yağdıranlar, insanımızı, çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı, mehmetçiklerimizi, polislerimizi şehit edenler kimlerdir?
başbakan erdoğan şam’daki yezid’ten önce, imralı’daki, kandil’deki yezid’lere bakmalı, bunlara kafayı takmalıdır.

--spoiler--
https://www.facebook.com/...o.php?v=10151929690967226

--spoiler--

Erdoğan milliyetsizlerin, vatansızların ve milliyetçilikten nefret duyanların umudu olarak çıraklıktan ustalığa aşama aşama yükselmiştir.
--spoiler--
Milliyetçi hareket partisi genel başkanıdır. Bağırması ile ünlüdür. Apo yakalandığında yanlış hatırlamıyorsam başbakan yardımcısıydı. Acilen ağır emekli olması gereken ve ortamı daha iyi zihniyetlere, iyi muhalefetlere bırakması gereken insandır.
Diyarbakır'da Ankara'da izmir'de Samsun'da Bursa'da Elazığ'da

Türkiyenin her yerinde,

"ne mutlu türk'üm diyene" diyebilen tek lider.
bugün ankaradan 'ne mutlu türküm diyene' diye haykıracak olan türkmen beyi, bilge lider.
iktidara gelir ise ülkenin gülmekten kırılacagı parti başkanıdır.
--spoiler--

türk'süz millet , türk'süz devlet ve türk'süz vatan için kuyruğa giren alçaklar; dünden bugüne miras kalan milli ve manevi değerleri çözmek ve çökertmek için son derece faaldir..!!!

--spoiler--
dün ankara da 1 milyondan fazla vatan evladına gayet güzel ve etkileyici şekilde seslenmiş devlet adamıdır.
yabancı dil bilmeyenlerden. gerçi konuştuğu türkçe bir çok insana yabancı.

edit: tbmm'deki özgeçmişine çok iyi derecede ingilizce biliyor yazılmış, ben hayatımda kendisinin ingilizce konuştuğunu görmedim. konuşsun bu entry'i yerim.
Devleti ilgilendirmeyen önemsiz konularda akp ye muhalefet eden ama ne zaman önemli ve gerçekten muhalafet edilmesi gereken bir durum olsa akp nin arka bahçesi gibi olan partinin lideri.
Adamdır. Ulu Liderdir. Bilge Liderdir. Liderdir de Türk islam Ülküsünü, Milliyetçilik Ülküsünü hakkıyla sözleri ve davranışlarıyla yerine getiren, Siyasete atıldıktan sonra serveti azalan 2 liderden biridir. Ama Siyasetçi değil Bir politikacı asla olamaz. Neden diye soracaklarınız varsa kıvırmayı sevmez beceremez dediği lafın arkasındadır. Tükürdüğü yalamaz Hiç değil Bazılarının kendi ağzıyla dedikleri gibi onlar kadar şerefsiz olamaz. Onun en yakın arkadaşlarından birinin de dediği gibi nam-ı değer Ağlak Baba'nın yani Biz o kadar şerefsiz namussuz ahlaksız değiliz dedikten sonra bunu 2 sene sonra yerine getirecek kadar şerefsiz ahlaksız namussuz değildir. Eğer bir insan şerefsiz namussuz ahlaksız değilse eğer siyasetçi ve politikacı değildir. Bu durumda Devlet BAHÇELi de Siyasetçi olarak göremeyiz.
severiz kendilerini.
https://www.facebook.com/...95&type=2&theater
http://www.youtube.com/watch?v=hj6S1OBUJZ0
http://benguturk.com/icer...endi-ahlakini-duzelt.html.
rte nin ve akepenin yedek tekerinden başka hiçbir halta yaramayan siyasetçidir.
--spoiler--
ÖĞRENCi EVLERi

-Başbakan gençliğe ayar vermeye ahlak vermeye çalışmıştır. Ne var ki Başbakan, terör örgütlerine oluk oluk para akıtırken gençlerimizi kaderine terk etmiştir.

-Başbakan Erdoğan bal gibi belgeli ve şahitli bir şekilde inkar edilen, itibar edilmez bir siyaset cambazıdır.

-Evlatlarımız sokak ya da parklarda mı yatacak?

-Türk gençliği ahlaklı ve şuurludur... Aşağı yukarı her ailenin üniversitede okuyan çocuğu vardır.
Şüphesiz hiçbir aile çocuklarının ahlaksız ilişkileri içine girmesine razı olmayacaktır.

-Gençleri çarpık ilişkiler içinde göstermeye Başbakan'ın ne hakkı vardır.

-Öğrenci evleri ile ifadeler öyle bir hale geldi ki, sanki öğrencilerimizin hepsi suçlu hale getirilmiştir. Zira Başbakan, kadim arkadaşlarına bile peşin hükümlüdür.

-Öyle boyutlara gelmiştir ki bu iddialar sanki tüm evlatlarımız karmakarışık ilişkileri içindedir. AK Parti'nin içi bu tartışmayla çatlamış ve kaynamıştır.

-Polis şehirlerde ahlak devriyesine çıkmış ve savunmasız gençlerimizi baskı altına almıştır. Yazıktır.

-Gençlerimiz Başbakan tarafından hedef haline getirilmiştir.

- Hem zinayı kaldıran siz değilmisiniz.
--spoiler--
ne kadar kendisini sevmesem de mevcut siyasiler arasında en dürüst ve ahlaklı olanıdır. adana valisi hakkında yaptığı konuşması da benden helal olsun almıştır.
Çocukların ellerinde püskevitler anne bizim neden yokk diyorlar adlı konuşmayı yapan siyasetÇimiz.
(bkz: lidere sadakat şerefimizdir)
almanya türk federasyonu'nun daveti üzerine 14 kasım'da almanya'ya gidecektir.
12 kasım 2013 tarihli meclis grup toplantısı konuşması yine aptal saptal yarışmaların, salak saçma dizilerin, beyin özürlü yeni yetme toplum mühendislerinin ciyaklamaları arasında kaybolup gitmiş, izlenmemiş ve de dinlenmemiştir.

çok ilginç, yani hakikaten çok garip. medya neden yer vermiyor bu adama, neden ölü taklidi yapıyor dinledikçe anlıyorum. üzülüyorum lan halinize, halimize. bahçeli de üzülüyor. anlıyorum mimiklerinden, düşmüş yorgun suratından. konuşmasının can alıcı kısımlarında titreyen alt dudağından. bekliyorum bir yandan, istemeye istemeye. uyanıyorum hergün yeni bir güne. acaba diyorum, koşuyorum internetin başına. baş etmeye çalıştığı millet düşmanlarına yenik düşmemiştir inşallah bugün de diyorum. sonra söylediklerini okuyorum, altında cızıktırılmış konuşma metniyle alakasız tekerleme tadınki yorumları okuyorum. yine anlaşılmamış diyorum kendi kendime, üzülüyorum. umudumu kesiyorum herşeyden. memleketin her karış toprağı gün be gün altımızdan kayıp giderken, bu duruma kayıtsız kalabilenlere şaşıyorum. üzülüyorum sözlük, hasılı böyle işte.
efendi bilgili dürüst bi o kadar da yetersiz pasif siyasetçi
soy adını benimde doğduğum osmaniyenin bahçe ilçesinden alan piyasadaki en namuslu siyasetçi.
(bkz: türkmen beyi)