eline kürdistan haritası alıp vatan, millet, bayrak mavraları atmasına neden olan şey, çocuğunun olmaması değil, bölünemez bir bütün olan türkiye'nin bir coğrafi bölgesini farklı bir ülke gibi tanımlayanlara karşı sesini çıkarmak gerekliliğidir. kendisinin çocuğu yoksa bile o salonda onu alkışlayanların çocukları vardır.
üstelik, her vatan evladı, bizim evladımızdır. illa kan bağı aranmaz.
savaşta gazi de olunur, şehit de. elbette keşke savaş olmasa. ama, komşu ülkelerle aramız bozulmasın diyerek aylarca operasyonlara bile gönderilmeyen çocuklarımız hiç yoktan şehit olurken, hükümet, ver-kurtul politikasını doğu ve güneydoğu anadolu'ya kadar indirgemeye başlamıştır. buna karşı sesini yükseltenler, hükümet taraflarınca karalansa da birileri sesini yükseltmelidir.
ha, çocuğu olmakla vatan, millet nutukları atmak geçerli sayılsaydı, hiç yoktan çürüğe ayrılan miçoların hesabı adam gibi verilmeliydi önce.
kurşuna siper olan gövdelerin, evlatlarının gövdesi olmadığından; şehitlik makamı ile vatan toprağı için teslim edilen ruhların verdiği mücadeleyi, sorumluluk sahiplerinin üzülmesine yıpranmasına engel olmak adına, "hata" ile yaşanan sonuç olarak görebilen babaların; babalığına, memleket sevdasına ve vatan evladına verdiği değere şöyle bir dönüp bakmalı... bir de makamına...
notumsu: elde sallanan haritalara gösterilen kızgınlık mı yüreğe ağır gelmiştir?(!) yoksa, devlete/millete sevdanın o yüreklerde nasıl yandığının bihaberliği ile edilen saçmalama mıdır?!
hani dillerden düşmeyen ama pratiğe gelince nedense bazılarınca unutulan, tek vatanın üstünde yaşayan tek millet!
milleti bu duruma alıştıranların, bu söylemleri kullananların utanması gerekirken, utanma sınırlarının gitgide belirsizleştiği bazı "özgürlükçü toplumlarda", artık iş, siyasetçilerin uçkurlarını tartıştırmaya kadar indi. dahası vatan sevgisi çocuk sayısı ile ölçülmeye başlandı: üç çocuk yapmazsanız hainsiniz, vicdansızsınız, edebiyatçısınız.
birilerinin kafasında sanal bir hat var, ülkenin tam ortasından geçen. buna karşı çıkılıyor. "ne anlatılmak isteniyor bu hatla?" diye öfkeyle soruluyor, çünkü bu hattı çizenlerin niyeti belli. alınan cevap şu : "senin çocuğun yok! anlamazsın! edebiyat yapma!"
hadi onun çocuğu yok, senin de haritadan haberin yok be adam!