MHP lideri Devlet Bahçeli tehlikeli bir oyun içinde... Acaba bunun ne kadar farkında?..
Korkusu barış!
Neden?..
Hiç barıştan korkulur mu?
Kan ve gözyaşı üzerinden, acılara bel bağlanarak siyaset yapılır mı? 1960ları, 1970leri ne çabuk unuttu Devlet Bahçeli?
MHP liderinin hafta sonu partisinin il kongrelerinde yaptığı konuşmalar, bu ülkede barış ve istikrara kasteden çizgiler taşıyor. Yıllar öncesinin çatışmalı, kanlı ortamını özleyen ve partisini 12 Eylül öncesine taşımak isteyen bir üslup var tavrında...
Çok yazık!
Bahçelinin barış korkusu niye?
Silahlar susmasın mı? Analar gözyaşı dökmeye devam mı etsin?
Amacı bu mu Bahçelinin?
Aileler oğullarını korkusuzca askere gönderse, dağlarda tüketilen kaynaklar artık aş ve iş için harcansa, sofradaki lokmalar çoğalsa, barış ve demokrasi kapımızı çalsa daha iyi olmaz mı?
Yetmedi mi çekilen acılar?
Yazık değil mi bu ülkenin kalkınma ve refah yolunda kaybettiği yıllara?.. Dağdan inmek varken, barışı kurmak varken, tam tersini savunuyor Devlet Bahçeli.
Bursa il Kongresinde söylediğine bakın:
;25 yıldan beri dağda gezenlere Türkiyeyi böldürmek istiyorsanız, 50 yılda dağda gezmeye hazır olan Türkiyeyi böldürmeyecek MHP var
Silahı eline alıp dağa çıkmaktan söz ediyor Bahçeli. Kendini devletin yerine koyuyor. MHP liderinin yasaları hiçe saymasını geçiyorum.
Şunu sormak lazım Bahçeliye:
12 Eylül öncesini mi özlediniz?
Yoksa asla rücu mu söz konusu?..
Oysa 1970li yıllarda, Devleti komünistlere karşı koruyoruz diye eline silah alan Ülkücü gençler kanlı bir tuzağa nasıl düştüklerini, nasıl aldatıldıklarını askeri yönetimin hapishanelerinde acı biçimde anlamışlardı.
Unuttunuz mu o yılları?
Askeri yönetimin zindanlarında, Mamaklarda yapılmış olan özeleştirileri, iç hesaplaşmaları artık anımsamıyor musunuz?
Siz değil miydiniz Ülkücülerin sokağa çıkmasını, yeniden şiddete bulaşmasını bunca yıldır engelleyen? 2000lerin hemen başında Türkiye’nin AB kapısı aralansın diye yapılan -ve Öcalanı da idamdan kurtaran- demokratik açılımların altında Başbakan Yardımcısı olarak sizin de imzanız yok muydu?
Takiye mi yapmıştınız o zaman?
Şimdi değişen nedir?..
Hükümet dağın yolunu kesmek istiyor, siz dağa çıkma çağrısını yapıyorsunuz?
Büyük bir sorumsuzluktur bu.
Barıştan bu kadar korkulur mu?
Bununla da yetinmediniz. içlerinde benim de bulunduğum bazı aydınları, gazetecileri hedef gösterdiniz
Olacak iş mi?..
Bu da büyük bir sorumsuzluktur. Geçen pazar günü MHP’nin Kocaeli il Kongresinde şu söylediklerinize bakın:
Ermeni meselesinde aynı 12 adam, Kıbrıs meselesinde aynı 12 adam, Avrupa meselesi ve onun dayatlamalarında yine aynı 12 adam...
Ey gafiller!
25 yıldan bu yana ne yaptığınızı bu millet bilmiyor mu? Ne yazdığınızı gazetelerdeki köşelerde okumuyor mu? Televizyonlarda Türkiyenin 12 tane dev adamı vardı. Herkes o marşı söylüyordu. Şimdi 12 kötü adamı dinleye dinleye bu millet usanmıştır. Başka aydın mı yok? Başka siyasetçi mi yok? Türkiyede bunun mücadelesini veren emniyet güçleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mi yok? Bu gazete köşe yazarlarından, patronlarca beslenen bu 12 kötü adamı mı bu millet dinleyip duyacak?
Bakın Devlet Bahçeli;
Bu sözlerinizi okuduktan sonra size çok daha ağır yazabilirdim. Ama kendimi frenledim. Belki de, saflarınızdan birilerinin çıkıp sizi uyarabileceğini hâlâ umut etmek istiyorum.
Tehlikeli bir oyun içindesiniz.
Barışa sırtınızı dönerek, şiddet ve korkudan beslenerek siyaset yapılmaz demokrasilerde. Böyle bir siyaset anlayışı oy değil, yalnız kan ve gözyaşı getirir.
Yakın geçmiş buna tanıktır.
Ne çabuk unuttunuz?..
oyunu kendi kendine oynadığından zararsızdır. bu tip populist açıklamalarını, 10 yıl önce, otobüslerin üzerinden yağlı ilmek atarken de duymuştuk. zararsızdır, bırakın oynasın.