devlet bahçeli konuşurken önünden kağıdını almak

entry38 galeri0
    1.
  1. devlet bahçeliyi ciddi bir sıkıntının içine sokacak olan eylemdir. önünde kağıt varken bile konuşurken oldukça zorlanan siyasi liderimizi kağıtsız düşünemiyorum.

    edit: başlık uludağ sözlükte bir yazarın verdiği bkz'dan esinlenerek açılmıştır. itü sözlükle falan alakam yoktur.
    9 ...
  2. 2.
  3. en çok yapmak istediğim şeylerden biridir vallahi. konuşacak bişey bulamazsa oturup mhp'nin 40.yıl hesabını yapar heralde.*
    3 ...
  4. 3.
  5. tayyip erdoğan konuşurken önünden prompterları çekmekten farksız eylem.
    ama nedense o pek konuşulmaz.
    7 ...
  6. 4.
  7. muhtemelen matematiği insanlara tekrar sorgulattırır.
    0 ...
  8. 5.
  9. iyiki bir 40 muhabbeti çıktı ortaya her önüne gelen sayıları topluyor çıkarıyor 40'ı buluyor. ben bir ''liseli'' olduğum halde sizin bu durumunuza acıyorum ezik insanlar. O dalga geçtiğiniz adam eğer ocaklara sağduyulu olun çağrıları yapmasaydı çoktan iç savaş çıkmıştı.
    Not: mhp li değilim.
    4 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. önemli değildir. zat-ı muhretem hiç mi hiç kağıtla alakası yoktur. hatta önüne sunulan kağıtta vurgu ve gür sesle söylemesi gereken yerlerin altı çizili ve kalın puntoyla yazılmasına rağmen oraları sessiz geçip diğer kısımlarda kükremeye çalışması ayrı bir güzelliktir.

    örnek;

    (bkz: kanalizasyon ocakları)
    1 ...
  13. 8.
  14. si.. sii... şaşacak bir durumdur. zira ki kendisi metne dayalı konuşma yapmakta, yapmadığı takdirde uzun uzun düşünmesine ve bazen yanlış şeyler söylemesine sebep olabilecek eylemdir. ama kağıtsızken türkiyenin bir numaralı komedyeni kendisi bunu bilir bunu söylerim.

    (bkz: kanalizasyon) (bkz: 40 yapar) (bkz: kaldı mı dohuz) (bkz: feriştahı şaşacak)
    0 ...
  15. 9.
  16. (bkz: küçük bir çocuğun elinden şekerini almak) ile aynı durumdur bir "siyasetçi" nin önünden kağıdı almak.
    1 ...
  17. 10.
  18. kağıdın ortadan kalkmasıyla hesap makinesi devreye girebilir. ve tabi bu durumda yeni nesil dahiyane bahçeli işlemleri doğacaktır. hazır ol matematik bahçeli geliyor. bu sefer hesap makinesiyle.
    1 ...
  19. 11.
  20. önündeki kalabalık tarafından linç edilmektir.
    1 ...
  21. 12.
  22. ülkücülerin sevgi dolu muamelesi ile hatırlancak eylemdir. sonra gerek ayakta gerek kollarda meydana gelecek kalıcı hasarlarla ömür boyu her adımda hatırlanacaktır.
    0 ...
  23. 13.
  24. rte konuşurken prompter ı kapatmakla eş değerdir.
    1 ...
  25. 14.
  26. diğer liderlerin mitinglerinde yazının geçtiği beyaz cama taş atmakla, devlet bahçelilnin önündeki kağıdı çekmek arasında bir farkın olmayacağı eylemdir.
    2 ...
  27. 15.
  28. konuşmaya : ''önümde bir kağit vardi. bir tane. şimdi yok. yaşim elli. ellinin sıfırını birin yanına koy etti mi 10. her ülkücü kardeşim 10 oy ile gelse. demek ki neymiş 10 yıl sonra iktidardayiz. '' diye devam eder.
    1 ...
  29. 16.
  30. kağıt çekilir:

    eeeööö...ee...eğ...h...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...
    kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...kırk..kırk...kırk...kırk...

    kağt önüne konur:

    imralıyı muhatap almımızı isteyenlere balyoz gibi ineriz!!!
    3 ...
  31. 17.
  32. 18.
  33. devlet bahçeli'ye karşı "neden kağıda bakarak okuyor" diye soranlara cevap

    --------------------------------------------------------------------------------

    camdan cama dönenler ve kâğittan okumak

    siyasette, liderlerin yapmış olduğu konuşmalar, tarihe geçmesi, malolması gereken konuşmalardır. tarih sorgulandığında, o sözler tarihe ışık tutacak nitelikte olmalıdır.

    liderlerin konuşmalarının, tarihe ışık tutma dışında, devirlerini, yaşadıklarını, inandıkları, düşündüklerini, ülke ve milletin içinde bulunduğu şartları yansıtması gibi bir gereklilik vardır.

    dolayısıyla, siyasi liderlerin sevabı da, günahı da o konuşmalar içinde kendini göstermektedir. konuşmalar siyasi duruşun fotoğrafıdır. bu duruşa en çok dikkat eden lider, mhp genel başkanı sn. dr.devlet bahçeli'dir. her konuşması, özenle seçilmiş cümlelerden oluşmaktadır.

    bugüne kadar mhp lideri dr.devlet bahçeli'nin ağzından çıkan hiçbir cümle, siyasi duruşunu sıkıntıya sokacak, millete dönüp tashih edilecek, bir sonuç doğurmamıştır.

    çünkü, sayın dr.devlet bahçeli, millete hitabettiği, tarihe kayıt düştüğü, her konuşmasını büyük bir titizlikle hazırlamakta, kullanacağı her kelimenin, cümlenin tam anlamıyla neyi ifade ettiğini ve ne şekilde anlaşılacağını hesap etmektedir.

    esasen, millete ve tarihe olduğu kadar temsil ettiği bu büyük ve asil camiaya karşı da sorumluluk içeren bu vakur tavrın en önemli sonuçlarından birisi, mhp liderinin diğer pek çok siyasiden farklı olarak devlet adamlığı vasfını öne çıkarmaktadır.

    mhp lideri devlet bahçeli'nin yapmış olduğu konuşmaların hepsi kelime kelimesine kayıtlı ve hepsi kitaplaştırılmaktadır; bu konuşmalar ayrıca internet ortamında yayınlanmaktadır (bkz: http://www.mhp.org.tr). başta t.b.m.m'de yapmış olduğu grup konuşmaları olmak üzere, açılışlarda, törenlerde, mitinglerde, çeşitli program ve etkinliklerde yapmış olduğu konuşmaları, basın toplantılarındaki açıklamaları kimsenin sağa-sola sündürüp, farklı anlam katamayacağı şekilde kayıt altına alınmaktadır.

    bunları niçin söylüyorum? bazıları diyor ki, "mhp lideri dr.devlet bahçeli neden konuşmalarında bir metne bağlı kalıyor?"

    mhp lideri dr.devlet bahçeli, çok iyi hatip ve söz kullanma ustasıdır. pek çok konuşmasında, canlı veya banttan yayınlanan televizyon programlarında ölçülü, mantıklı ve devlet adamı duruşu ile bu yönünü göstermiştir.

    mhp lideri dr.devlet bahçeli'nin bu yönü ve özelliği bilinmesine rağmen, recep tayyip erdoğan ve akp medyasının özellikle 22 temmuz seçimlerinden önce başlattığı saldırılar içinde, yer kaplayan bir eleştiri de "devlet bahçeli kâğıttan okuyor" şeklinde olanı idi.

    elbette, bu türden eleştirilerin önemi yoktur. her şeyden önce, mhp lideri dr.devlet bahçeli, kâğıttan okuduğu zaman yanlış bir şey mi söylüyor, yapmış olduğu tespitlerde doğru olmayan konular mı var?

    gayet tabiidir ki, milletine saygının gereği, bulunduğu konumun farkında olmanın getirdiği zorunluluğun bir sonucu olarak bir siyasi parti liderinin hazırlıklı olmasının, konuştuklarını ölçüp, tartıp konuşmasının eleştirilmesi ancak marazi bir hal içinde mümkündür.

    normal şartlarda, siyasetçilere yönelik bu türden eleştirilerin "sen neden millete karşı bu kadar sorumlu ve saygılı davranıyorsun?" demekten başka bir anlamı olabilir mi?

    keza, "devlet bahçeli kâğıttan okuyor" şeklinde akp'nin yapmış olduğu eleştirilerden etkilenip, bu konuya takıntı yapan kişilerin de bu anlamda ciddiye alınır bir tarafı olmadığı açıktır.

    mhp lideri dr.devlet bahçeli'nin bazı toplantı ve mitinglerde yapmış olduğu konuşmaları, metne bağlı yapmasını, akp'nin ve recep tayyip erdoğan'ın tuzağına düşüp diline dolayanlar, acaba recep tayyip erdoğan'ın meclisteki, mitinglerdeki bazı konuşmaları nereye bakıp, okuduğunu biliyorlar mı?

    zaten recep tayyip erdoğan'ın bir yerlere bakmadan yaptığı her konuşmasından çok büyük gaflar çıkmıştır. türk siyasetinde, tansu çiller'i gaf uzmanı diye bilirlerdi.

    fakat recep tayyip erdoğan, bu konuda "üstad" olmuştur. recep tayyip erdoğan'ın bir yerlere bakıp, okumadan yaptığı her konuşmada yapılan gaflar yıllarca, aylarca gündem olmuş, ülkenin kaderinde etkileri hissedilmiştir.

    bir radyo konuşmasında, on binlerce insanın, askerimizin, polisimizin katiline iki kere "sayın öcalan" ,şehitlerimize "kelle" diye hitap etmesi bile yeterli örnektir.

    gelelim recep tayyip erdoğan'ın konuşmalarını neye bakarak ve nasıl yaptığına dair tespitimize...

    mhp liderini "devlet bahçeli kâğıttan okuyor" diye eleştiren başbakan recep tayyip erdoğan hemen her konuşmasını kürsünün önüne yerleştirilen iki cam ekrandan oku***** yapıyor.

    başbakan'ın yapacağı konuşma metni, kürsünün hemen önüne sağa ve sola yerleştirilen iki cam ekrandan akar. başbakan da sağa sola bakarak o konuşmayı okur.

    bu işin tekniğini bilmeyenler, başbakan'ın oradan okuduğunu anlayamazlar. televizyondan izleyenler ise akıcı bir şekilde irticalen konuştuğunu zannederler."helal olsun başbakan'a, su gibi konuşuyor " diye düşünürler.

    bu olay "prompter "denilen alet sayesinde olur. kâğıttan okumak eleştiri sebebi olurken, "prompter " denilen aletten okumak ise recep tayyip erdoğan'ın kurnazlığı olmaktadır.

    bu kurnazlığı iyi görmek lazımdır. mesele kâğıttan okumak ya da yazı akan camdan (prompter)okumak değil, mesele bunun tek tarafını eleştiri olarak kullanmaktır.

    recep tayyip erdoğan ve akp yandaşlarının ve onlardan etkilenenlerin, mhp liderine yönelik yapmış olduğu bu konulardaki tek yönlü eleştiri, art niyetli bir tutumdur.
    ülkücüler, bu art niyetli ve basit eleştirilere karşı dikkatli olmalı ve liderlerinin siyasetteki donanımının, ahlakının, dürüstlüğünün, ilkelerinin kıymetini bilmeli ve bunun aksi siyasi karakter taşıyanların fitnesine-fesatına aldanmamalıdır.

    her aldanan, akp'ye hizmet eden konumuna düşer...

    yıldıray çiçek / ortadoğu GAZETESi
    0 ...
  34. 19.
  35. bahçelinin bol hakaretlerine maruz kalacagınız bir eylem.
    0 ...
  36. 20.
  37. 21.
  38. adam gülmeyi beceremiyor. öyle bir durumda ne bir gülümseme ne başka birşey. duruma çözüm bulamaz. denesek mi kanka ?
    1 ...
  39. 22.
  40. önünde kağıt varken telaffuzları bile doğru yapamıyorsa bu halini düşünemiyorum.

    ]
    3 ...
  41. 22.
  42. yerine bir paket püskevit konulması durumunda hoş karşılanmalıdır.
    3 ...
  43. 23.
  44. tayyip konuşurken karşısında rakı içmek gibidir.
    1 ...
  45. 23.
© 2025 uludağ sözlük