Bir Vakıf üniversitesinde lisans eğitimi görmek için yüz binlerce lira harcayan şahsın tespitidir. Enayi olmaktan yeğdir sefil olmak. Sefillik, fakirlik aileden kaynaklanabilir, ama enayilik kişinin bizzat kendi tercihidir.
yargılamanın bu kadarı. insanları devlet ya da özel üniversiteye gidiyor diye ayırtmaktan vazgeçin. bu başlığı açacak kadar sefil olmaktan daha iyidir be gülüm.
hiç üşenmedim ve başlıktaki entryleri tek tek okudum ve çıkardığım sonuç şudur: fakir ama gururlu sözlük yazarları azımsanamayacak kadar çokmuş sözlükte. şimdi şu yazılanlara bakılırsa devlet üniversitesinde okuyan tiplerin hepsi sefalet içinde, aç geziyorlar çünkü onlar babalarından para almıyorlar. işte bu noktada ciddi anlamda götümle güldüm. "siktirin len kimi yiyorsunuz?" insafa gelin sözlükçüler. eminim ki hepinizde son model telefonlar, bilgisayarlar vardır. en kötü ihtimalle adidas filan giyiyorsunuzdur. günde 2 paket sigara içip her akşam alemlere de akıyorsunuzdur. zira 3.5 senedir sözlükte takılırım ve buranın yarısından çoğu da öğrenci olduğu için okuduklarım hep bu yönde. ha böyle değilse o zaman yalancısınız demektir ki ben buna inanmıyorum. burada yeşilçam filmlerindeki fakir ama gururlu genç edebiyatı yapıyorsunuz gibime geliyor. sınıfımdaki bütün arkadaşlarım kötü de olsa bir devlet üniversitesine yerleşti. aynı şekilde okuldakiler de. eve filan çıkanlar da oldu. değirmenin suyu nereden geliyor bilin bakalım: babam sağolsun olayı tabi ki de. ben üç senedir burslu olarak bir vakıf üniversitesinde okuyorum ve bölümüm edebiyat olduğu için biraz pahalı. arada bir ayda birkaç tl almak hariç ailemden para almıyorum da. o yüzden istediğim kişiyle dalga geçme hakkını kendimde görüyorum. biliyorum bazıları var ki ailesinin durumu yok hem çalışıyor hem okuyor. ama hepiniz böyle değilsiniz. kendinize karşı dürüst olun.
ikinci mesele de devlet üniversitesine gidenlerdeki kendini çok zeki sanma yanılgısı. şimdi ben türkiye'nin en iyi okulunda burslu okuduğuma göre demek ki sizlerden daha zekiyim. haa zaten sizler o absürd entrylerin altına okuduğunuz okulları yazsaydınız ben bu yazıyı yazmazdım bile. zira itü, odtü, boğaziçi ve hacettepe hariç bir okulda okuyanları sallamam bile. yeni açılmış üniversitelere sikindirik puanlarla girip de adam olduğunuzu sanıyorsunuz.
devlet üniversitesinde okumak hayatı öğretir denmiş. bak bu doğru işte. en azından türkiye'deki yaşamı öğrettiği doğrudur. devlet üniversitelerinde öğrenciye değer verilmez. bunu da yine çevremden ve sizin yazdıklarınızdan öğrendim. yamuluyorsam o zaman bu sizlerin çok fena yalan söylediğinizi gösterir. yani her şekilde sorun sizde.
ben burada kesinlikle vakıf üniversitesi propagandası yapmıyorum. yapmam da zira okulum olan bilkent ve sabancı hariç diğerlerine de değer vermem. hatta dalga da geçerim. her parası olan okul açıyor. maksat eğitim değil. para kazanmak.
unutmadan şunları da ekleyeyim zira bu aralar pek dalgınım. baba parası yemenin utanç verici bir şey olduğundan filan bahsedilmiş. ailenizi durumu süper olsa sanki altınıza lüks bir otomobil alıp kızlara hava atmayacaksınız? cidden bu kadar yapmacıksınız işte. haa zaten şöyle de bir gerçek var: bilen bilir eskişehir yolunda odtü, bilkent ve hacettepe bu sırayla yer alır ve özellikle akşam 5.30'da şehre gidilcekse en yoğun trafik odtü civarında olur. odtü'den o kadar çok hoş otomobil çıkıyor ki trafik tıkanıyor. be allahsızlar hani devlet okullarında okuyordunuz ve sefildiniz. nereden çıktı onca araba? paralı okuyup da arabası olamayan yüzlerce insan var bilkent'de. mantık bunun neresinde?
son olarak sevgili sözlükçüler nefret iyi bir şey değildir. bok atmak hiç mi hiç iyi değildir zaten. 8 ingilizce netiyle devlet üniversitesinde almanca öğretmenliğine giden tanıdıklarım oldu. zeka değil bu olay. öğrenin artık. koca koca insanlarsınız. açın bakın üniversitelerin taban puanlarına. siz de güleceksiniz bunca tantana yaptığınız için. ayrıca madem çek zekisiniz de niye o okul dört yılda bitmiyor?
Günümüz yeditepeden tıp mezunu olmakla hacettepeden mezun olmak arasında farkın cok oldugunu düsünürsek devlet üniversitesini kazanamayıp yıllık 50.000 ye baba parası yiyecek kadar aciz olmakla eşdeğerdir.
kazandıran sefilliktir. çünkü devlet üniversitesinde babalarının paracıklarıyla insan olabildiğini zanneden züppeler değil, gerçek hayatın ne olduğunu bilen, en azından öğrenecek olan insanlar vardır. özel üniversitelerdeki gibi sadece paraya, gösterişe, karı kız götürmeye ve yapmacıklığa dayanan sahte bir dostluk değil güzel, samimi, sevimli ve sıcak bir dostluk ortamı vardır. 2+1 öğrenci evinde 5 kişi kalmak, beraber yemek yapmak, gece yarısı balkonda beraber bira yudumlamak, kalan son sigarayı 5 kişi dönmek vardır. bu insanlar gerçek dostluğu ve hayatı paylaşmayı öğrenir. kısacası hayatın kendisi vardır.
Devlet universitesinde sadece universite okumazsiniz. Hayati okursunuz.
Her kesimden insanin oldugu bireyler vardir. Devlet universitesinde tuvalete sicamazsin tuvalet kagidi yoktur, hadi tedbirlisin cebinde selpak var, elini sabunlayamazsin cunku sabun yok. DU de okuyan insan hele de aileden uzaksa ictigi suya bile para verir. Senelerce matematik okumayan edebiyatcilar bile matematikle, hesapla kitapla hasir nesir olur.
DU DE okuyan kisi kisin sogukta ders dinler. Belki not almaya merakli degildir ama sirf eller isinsin diye not alir kisin derste. Yapacak bir sey var mi? Ya kalacaksin ya siktir olup gidicen. Montla ders dinlersin kizi erkegi farki yok.
Sigara yasagi gelmeden once izmaritler koridorlarda Siraya dizilirdi.
Her gelir grubundan kisilerle arkadaslik yapabilirsin. Cebindeki anahtar ve telefona gore adam secmezsen iyi insanlar tanirsin.
Ailenden mutevazilik gorduysen eger daha bir percinlesir devlet universitesinde. Ailenden gormedigin yoklugu, samimi arkadasinin yokluguna ortak olarak gorursun. Ey gidi eyyyy.... Eyyy....
Sabretmeyi, sebaat etmeyi ve mutevaziligi ogrenirsin. Ustune giyilen pacavralarin, altina alinan arabanin, kollara ve ceplere alinan falan filanin dusuncelerden cok daha degersiz maddi seyler oldugunu ogrenirsin.
Surekli maddi varliklar pesinde kosan bir ozel bir okulun icinde Varolmaya calisirken bir dusun bakalim hangimiz daha sefil..
tanim: devlet universitesini ve viktor hugo ironisi.
devlet üniversitesi kazanamadığı için içine oturmuş zengin çiplerinin hezeyanıdır. kendileri henüz o sefilliğe ulaşamamışlardır. şunu da unutmamalılardır ki beyin ölene kadar insanda kalır ama para her an gidebilir.
ygs-lys sınavlarının amacının zeka ölçmek sananları gömemizi sağlayan durum.alt tarafı sınavda çıkacak belli soruları dört yılda ezberliyorsun.ne lan bu götü kalkmışlık.her devlet üniversitesinin eğitim düzeyi dünya standartlarında çünkü.
yaz okulunda dönen paralardan haberiniz yok herhalde dedirtir. nasıl ki artık ingilizce tek başına yeterli olmuyor, üniversiteli olmanın da bir anlamı kalmadı beyabiler.
parayla okumak yerine çoğu insanın yapamadığını yapıp devlet üniversitesi kazanmak daha gurur vericidir benim bildiğim. asıl tam tersi sefilliktir. cep değil beyin sefilliği. azim ve başarı para ve vurdumduymazlıkla ölçülebiliyorsa eğer e o sizin bakış açınız ne diyelim. sefillik devlet okuluna gitmekmiş. evet arkadaşlar yeni bir bilgi daha öğrendik el çırpalım.
baba parasıyla eğitim almaktır.
Yada alamamaktır. Parayla ders geçmek geçemezse yaz okulunda biraz daha PARA verip öyle geçmektir.
Geçemedikleri o sınavı yurdumun evlatları geçtiği için buna kılıf uyduramamak fakir diyerek aşağılamaya çalışmaktır.
nasıl olsa babamın işini yaparım diyerek hayatta iki şeyi bir araya getirememek azimden kararlılıktan uzak durmaktır.
herşeyin babalarının aldığı arabalarının etrafında döndüğünü düşünen zeka ürünü kişilerdir.
parlemantonun diğer adını bilememektir.