SAMATYA, KALAMIŞ, ETiLER, ATAŞEHiR, FLORYA, EMiNÖNÜ, FLOrya, TUZLA, ViAMARiN ve NiŞANTAŞı'nda şubeleri olan ünlü kebapçı.
ancak konumuz kebapları değil, ataşehir şubesinde yaşanan cani saldırı ve şubesindeki hiçbir güvenlik kamerasının çalışmaması! yani sorumsuzluğu!
Olayın devamı hiçbirimizin beklediği gibi devam etmedi, hepimize tokat gibi inen, ruhumuzu örseleyen bambaşka bir gerçek çıktı ortaya ki nedeni sanki hala muamma olan, ama nedeni ne olursa olsun sonuçta bir çocuğun kasti ve birçok çocuğun da ortamda bulunması nedeniyle fiziksel ve dahası psikolojik yaralanmasına neden olan bu olayın iç hesaplaşması içimde bitmiyor bir türlü...
Kabul edelim Develi sandığımız kadar kusurlu değilmiş, hatta zanlının yakalanabilmesi için kendi adının kötülenmesi dahil birçok konuda sessiz kalmış, polis delilleri toplayana kadar işbirliği yapmış. Tabi bu gelişme bile, bu tarz yerlerin güvenliğini ve orada bulunan bakıcı ablaların vasıfsallığı konusundaki tezimi temize çıkarmıyor.
Umarım tüm işletmeler kendince ders çıkarmışlardır bu olaydan...
Onun dışında kimseye güvenemeyeceğimiz bir dünyada kendisine güvenen çocukları nasıl büyütebileceğimiz sorunsalı ile başbaşa bırakıldık yine...
Aslında böyle olayların olabileceğinin sinyalleri epeydir de vardı üçüncü sayfa haberlerinde... zira hiç de eskisi gibi eğitimsiz kimselerin, cahilce bilinçaltlarının vahşice ortaya çıkması haberleri ile dolu değildi o sayfalar. Mesela; profesörler birbirini öldürüyor, öğretmen karısını doğruyor, vb haberlerle doluydu nicedir. ama biz yine de o haberleri de yeterince ciddiye almamışız belli ki... Ya da okumuş kesimin de cahil bırakıldığını, cahil kalan kişilerin de her tür vahşete imza atabileceği gibi önemli bir detayı kaçırmışız.
Ama şimdi bilmem kaç bin TL maaş alan, MBA mezunu, en iyi yerlerde yaşayan, vs vs vs aklımıza gelebilecek her türlü kaliteli yaşam standartına sahip birisinin bunu yapması....!!!!
Böyle bir karakterin kendisini işinde, evinde, başka sosyal ortamlarda yıllarca gizlemesi... ya da onun saklamaması da çevresinin görmezden gelmesi, yaşam standartıyla orantılı yok sayması,... gibi bir sürü şey dolanırken kafamda; sanırım insanın özüne değil, şekline verdiğimiz değerin artmasının bedelini ödemeye başladık.
Devam eden günlerde gazeteleri takip ettim. herkes eniştenin bu işi yaptığını. söylüyordu. yani hepsi ağız birliği etmişçe sine aynı şeylerden bahsediyordu. şu an unuttum adını sadece o gazete olayın altında kıskançlık olduğundan bahsediyordu. Olayı gerçekleştiren bu eğitim görmüş üst düzeydeki enişte, zarar gören çocuğun teyzesinin eşi, aile ortamlarında kendi çocuklarının değil de bu doktor ve avukatın çocuğunun ilgi görmesini hazmedemediğini, eve gelip plan yaptığını, boya spreyinden bir bardağa boya aldığını( ki spey boya uçucudur aslında aldığı kezzap), bununla çocuğun yüzüne boya atarak onu diğerlerinin arasında küçük düşürmek istediğini söylemiş. ne ilginçtir ki bu iş için bir arkadaşı da gözcü olarak ona yardım ediyor.