vee devedikeni... nerdeyse bir yıl oldu bana "red, beni kolumdan tutup ortama soksana şu sözlükte, yalnız kaldım" diye mesaj atalı... ahahaha yok lan buraya geyik entry gelmeyecek, belki ilerde. başa saralım...
vee devedikeni... nerdeyse bir yıl oldu ilk kez özel mesajla birbirimizin entrylerini tebrik edeli. bazen zirvelerin çakışması, bazen zaman uyuşmazlığı nedeniyle bir türlü görüşemedik şu ana kadar. yani o ana kadar; ankara ben değil duvarlar sarhoş zirvesi'ne... belki de şu ana kadar başlığına olumsuz eleştiri yapılmayan tek yazardır bu. gerçekte de sözlükten hiçbir farkı yok. neyse yav fazla yıkama yağlamaya girince inandırıcılığı kalmıyor entrynin. o yüzden şöyle bir tanım yapalım yetsin;
"1. yaş zirvesine gideceksem, bunda etkisi en fazla olan yazar olacaktır."
ayrıca son bir yıkama yağlama, valla son;
"sözlüğe üye olduğum günü mutlulukla hatırlamamı sağlayacak olan birkaç yazardan biridir."
not: "bu ne biçim organizasyon karrrrrrrdeşim"
bu, ne, biçim ve kardeşim kelimeleri değil de "organizasyon" kelimesinin tikim olmasına neden olmuştur. bundan sonra sözlükte olsun gerçek hayatta olsun "organizasyon" kelimesini duyduğumda, karnına dokununca tepki veren tikli insanlar gibi tepki verecem.
aldığı hiç bir eksi oyu kafasına takmadığı, hiç bir entrysi için "ya buna da neden eksi verilir ki" diye serzenişte bulunmadığı halde, ilk defa olarak bugün, biraz evvel aldığı bir eksi oy yüzünden çok üzülen yazardır.
(#60557) nolu entrysine, sözlüğün bünyesinde barındırdığı bir yazar eksi oylamıştır.
eğerki sadece üsluptan, benim kişiliğimden veya okumadan ismimi görmesinden dolayı eksi oyladıysa baştan günahını almayayım, oylasındır. ama eğer ki okuyup söylediklerime katılmadığı için eksi oyluyorsan, senin değil bu sözlükte yazmaya, bu dili konuşmaya-yazmaya, bu ülke topraklarında nefes almaya, bu milletin her türlü kaynağından faydalanmaya, ben türküm demeye hakkın yok! geçmişini bilmeyen, kazandığı olanakların nasıl gerçekleştiğini öğrenmeyen, bildiği halde inkar eden, beyinleri örümcek ağları ile dolu sizin gibilere bu ülkede, bu topraklarda yer yok!
tam 13 yıl önce yazmaya başlamışım buraya. iş hayatına yeni başlayan heyecanlı bir genç.
Naifmişim, hatta herkes öyleymiş, cümleler kelimeler ifadeler daha sakin, daha masum, daha hoşgörülü.
Şimdi bakıyorum, 13 yılda ben değişmişim ama herkes, herşey de değişmiş. Şimdi istediğim, hayal ettiğim herşeye sahibim, ama o eski naif genç olarak değil.
Ne güzel ki, bir günlük misali duruyor burada o zamanlara ait her yazdığım her düşündüğüm.
Kendimdeki bu yolculuğu böylesine açık bir şekilde izlemenin keyfi paha biçilmez.
kedilere karşı çok büyük bir sevgi besleyen yazar. kediyle alakalı bir hikayesini yüksek müsadenizle anlatmak istiyorum, fazla zamanınızı almayacağım;
kendisi bir gün bakkala iki ekmek ve bir şişe süt almaya çıkar. annesi o gün kek yapacaktır. sütü aldıktan sonra eve dönerken yol kenarında bir kedi görür ve kediye süt verir.
eve geldiğinde annesi süt az kaldı diye kendisini döver ama o kediyi beslediğinden dolayı çok mutludur.
En son entry'im üzerinden 2 yıl geçmiş. Zaman nasıl akıyor inanılır gibi değil. Daha dündü halbuki burada yazmaya başladığım, zirvelere gittiğim günler. Nasıl olmuş da 15 sene geçmiş üstünden ve ben artık 40lar kulübüne ayaklarım geri geri giderek girmişim...
Her buraya girdiğimde, yazdıklarımı okuduğumda 20'li yaşlarımın başındaki toy, genç, enerjik, heyecanlı halimle karşılaşıyorum.
Hoşgeldin yavru diyor, emesene gel diyor, gece 4'te konferans finali var kalkıp izleyelim diyor, cm 99-00'de ayvalıkgücübelediyespor'un şampiyonlar ligi final maçına taktik belirleyelim diyor, metallica konserine nirvana kasetlerine kulak ver diyor, finallere bir hafta kaldı artık başla fotokopici turlarına diyor, okul çıkışı istiklalde turlayalım, iki bowling atalım akşam da nevizadede iki bira dikelim diyor, internet cafeye gidip quake atalım diyor, sitede 15 kişi oturup laklak goygoy yapalım diyor, caddede vakkoramanın orada, kadıköyde boğada, taksimde tünelde, beşiktaşta vapur iskelesinde buluşalım diyor, kozyatağında otobüs durağında 212 bekleyelim diyor. Ve daha o kadar çok şey diyor ki.
Şu an çok mutluyum ama yine de özlüyorum gençliğimi..
Sözlüğü de iyice günlüğüme çevirdim. Artık bir sonraki gelişim 45ler olur bakar bakar daha da çok özler, hayıflanırım.
doğduğu zamanı hatırlamıyorum, bilmiyorum çünkü ben daha doğmamıştım *
bu insanın ödevlerimi yaptığını da hiç hatırlamıyorum da neyse..
hatırladığım tek şey benim saf ve masum halimden yararlanarak seyahatlerde kendi bulduğu bir oyunu oynatarak sürekli kazanmasıydı..(karşıdan gelen arabalar benim...otobüsler, karavanlar, kamyonlar, uçaksavarlar, itfaiyeler, ambulanslar, panzerler senin(bir de iyice uzatır ki çakmiim..) ben de daha körpecik, aklı sadece iyiliğe işleyen * ufacık bir çocuk, kanıp oynardım hep de kaybederdim tabii..
ama herşeyden öte, küçükken hiçbir şeyden korkmayıp yanımda olacağını bilerek ona güvenmemi sağlayan, ve yaşımız ilerleyip hayat değiştikçe aynı şekilde hayatım boyunca ne yaparsam yapayım yanımda olacak birinin varlığını bana hissettiren, küçük kardeş olmanın avantajlarını bana tümüyle yaşattıran, bir insanın ne kadar sevgi dolu olabileceğini bana gösteren, insanlara örnek olabilecek tüm özelliklere sahip, bana da örnek olarak kendi koyduğu isimdeki bu insanın hayatıni belirleyen en büyük faktör olan, bana her zaman güvenmiş benim de yüzünü kara çıkarmamaya çalıştığım bu insana** ilk entrymi yazmamıştım belki, ama 2000. entrymi yazdım...
seviyorum seni be..*
alo sevgili diken alo... sesim geliyomu. sayın diken... ben yazılarınızı uzun bir süredir büyük bir merakla takip ediyorum. allah sizi inandırsın sabahları büyük abdestimi almadan önce sizi düşünüyorum...
meşgul bir insansınız farkındayım deminden beri sorunlu bir türk gencinin icabına bakıyorsunuz. sizden ricam benide ihya edin.
sorunuma geçiyorum.aslında sorunda denebilir mi bilmiyorum ama, ben kadınlarla rahat konuşamıyorum sayın diken. geçen gün bir kadın bana saati sordu ben heyecandan allah belanı versin dedim sayın diken. geçen bir dost meclisinde kadının birini dövmüşüm ben farkında değilim. geçen akşam gelince buzdolabındaki cesedi farkettim sayın diken.nabzına baktım, ceset tamamen ölüydü. acaba ben hafif bi sorun mu yaşıyorum. aspirin alsam geçer mi?
sayın diken dışarda çok gürültü var polis arabaları, helikopterler filan... ben sizi sonra gene ararım...