zorla okula gelmedir. okul denilen şey farazi bilgiler yığınından başka bir şey değildir.
(bkz: avogadro sayısı) arkadaş tüm çekirdekleri saymış herhalde.
sahtekarlığın başlangıç noktasıdır. arkadaş derse geç kalır onun yerine imza atılır. bu şekilde hoca öğrenciyi hiç görmez, durum sınavda ortaya çıkabilir. dikkatli olunmalıdır.
bir bakıma da doğrudur aslında. şimdi hiç ''ahuahaua ineğe bak'' deme.. dinle önce;
malum üniversiteye adım attıktan sonra kimsenin dersleri taktığı pek gözükmez; ''aman batağa kaçalım'', ''baba, dersi kırıp mervelerin yanına gitsek mi yaaa'' gibi tahrik edici cümleler havada uçuşur ki bunların dozajını azaltan panzehir de devam zorunluluğudur. zaten devam zorunluluğu varken elinde bulundurduğu devamsızlık hakkını sonuna kadar kullanan öğrenci devam zorunluluğu sayesinde derslere girer bahaneyle 2 kelam bilgi alır.
bu zorunluluk da olmasa özellikle ısınana havalarla birlikte okula uğramaz olup sene sonuna doğru ''müdür keşke girseydik derslere; bak not da bulamıyoruz'' şeklinde serzenişlere başlar...
ha bahsettiğim bu öğrenci kitlesi için devamm zorunluluğu bir ödüldür ama tüm öğrencilerin de bu şekilde olduğunu iddia etmek hata olur.
devam zorunluluğu, beraberinde kasıntı hocayı getirir. gelmezseniz kalırsınız gibi sözlerle kabız saatleri yaşamanıza sebep olur. yanlış bir uygulamadır üniversite çağına gelmiş adam sorumluluklarının bilincindedir derse gelir veya gelmez o onun bileceği iştir sınavlarda başarılı ise sorun yoktur.
öğrenciyi zincirlemektir. tam ve en uygun tanımı budur. bu tarz bir uygulamaya sıkı sıkı bağlı olan bir hoca kendine güvenmiyordur, özgüvensizdir. kendi üniversitemde görünürde zorunlu bir uygulama bu. fakat yarısından çoğuna katılmadığım halde, kalmadığım dersler oldu. demek ki ciddi manada zorunlu bir durum yok ortada. zaten sınıfın yarısı seni dinlemiyor, ne bu kuru kalabalık fetişi.