lise yaşındaki her gencin içinde bulunan heyecanın bazıları tarafından devrimci mücadele için kullanmak amacıyla bir araya gelen oluşum. fakat 78 kuşağından olan eski solculardan dinledikleri gazlı hikayelerin etkisiyle; dergilerden okudukları,ajitatörlerden dinledikleri ezilen işçi sınıfını kurtarmak ve dünyayı değiştirmek için genç yüreklerini şanlı kavgaya vurduklarını sanırlar. kullanıldıklarını anladıklarında hayal kırıklığı yaşarlar ve güvenleri zedelenir. demokratik lise diye başlayan sloganların, pkk yanlısı sloganlara dönüştüğünün farkına varmak için devrimci inanç adı verilen at gözlüğünü çıkarmak gerekir.
açılımı " devrimci liseliler " olan sdp nin kurtuluş hareketinin liseli örgütlenmesidir. her ay düzenli olarak dergi çıkarırlar ve ana dilde , eşit , parasız eğitimi savunurlar.
'liseli devrimcilerdir. öss ye karşılar işte. öss geçer kimisi kazanır kimisi kazanamaz, kazananlar üniversite okur sonra iş hayatına atılır. iş hayatında kimisi tutunur kimisi tutunamaz. tutunanlar yükselir ve zengin olur liberal ekonominin ve serbest pazarın nimetlerinden faydalanır ve lisede devrimci olduğunu arkadaşlarına viski içerken anlatır. haa iş hayatında başarısız olanlar mı onlar yine devrimcidir.' böyle özetlenebilir. demek ki bernard shaw şu sözünde gayet haklı 'yirmisinde sosyalist olup otuzbeşinde kapitalist olmayan akılsızdır.' **
15 16 17 yaşında olmalarına rağmen ülke gerçekleri hakkında en azından bir fikre sahip olup bu fikirlerini ise korkmadan polise, devlete, ona buna karşı bağırarak söyleyen gençlerdir.
şimdi buradan onlara bok atan arkadaşlara sormak istiyorum?
* bir eyleme katılacak kadar götünüz oldumu?
* bu ülke deki çarpık düzene, sözlük dışı bir platformda karşı çıkabildiniz mi?
* daha önce hiç jop yada biber gazına karşı korkmadan yürüyebildiniz mi?
* fişlenme korkusu olmadan ananızdan babanızdan tırsmadan öğretmen ne der, patron kızar mı? şeklinde kaygı duymadan haksızlıklara karşı çıktınız mı?
bunları yapmadan bu çocuklara bok atmayın! bu çocuklar halil sezai dinlemiyor, serdar ortaç şarkılarına eşlik etmiyor ve çok fazla olayları çözemeselerde, en azından duyarlılar ve okuyorlar, birşeyler için çabalıyorlar.
baba parasını convers, dockers, levi's gibi markalara boca etmektense,
baba parasıyla okuyor, araştırıyor, ellerinden geldiğince eylem koyuyorlar.
her ne kadar tiyatro olsa da kenan evren in yargılanması, o tiyatroda bulunan gene onlardı, ankara adliyesinin önünde herkes artık yorgun beklerken onlar geldiler okullarından çıkıp. *
o kadar sevimliydiler ki, küçücük çocuklar kocaman kocaman bağırıyorlardı, hem de tam çevik kuvvetin önüne geçip. *
hatta çeviklerin canlarını o kadar sıktılar ki, en son adamlar toparlandı gittiler. tabi gitmelerinde mesainin dolması da vardı ama bi 15 dakıka falan erken terkettiler adliye önünü.
şimdi demek istediğim insanları yaftalamayın! onlar iyi yada kötü olaylara duyarsız kalmak istemiyorlar.
ellerinde iphone4, ay 5i çıksa da onu da alsak diye dert etmiyorlar, facebook tiwitter falan hayatlarını zaptrat altına almamış. yahu ne istiyorsunuz adamlar televole gençliğine mi özensin? sağcı solcu fark eder mi okuyan araştıran adam?
baba parasıyla dede parasıyla canım ne olacak sonuçta eroin mi alıyor bu adamlar?
baba parasıyla altına jeep çekip, en pahalı barlarda votka nın tanesine 70tl veren puştlar canınızı sıkmıyor da bunlar mı sıkıyor?
43 yıldır dalga geçilen , ciddiye alınmayan , 3 kez zorla kapatılmasına rağmen yılmadan tekrar kurulan ilk liseli örgüttür.
Diğerleri paralarını Burger King'de yerken , Devlisliler örgütleri için bu sistemin en önemli varlığı olan paralarını feda eder.
Bu yarım asırlık mücadelenin sonunda birçok ilde yüzlerce , büyük şehirlerde binlerce kişi ile sokağa dökülebilmektedirler.Bu emeğin karşılığıdır.
Siz hala fikir sahibi bile olmayan bu gençlerle önyargılarınız ile konuşmaya devam edin .
Birileri sizin yerinize dünyayı daha güzel bir hale getirecek elbet (!).
ergenliğin vermiş olduğu gazla coşan liseli evlatlarımızdır. neyle, ne için ve kim için mücadele ettiğini veya etmesi gerektiğini kavraması gerekmektedir. tikky'ler gibi takılıp, "ben devrimciyim." dediğin zaman sadece kendi itibarını değil, mensubu olduğun oluşumun ciddiyetini de ayaklar altına alırsın.
son zamanlarda uludağ sözlük'e de el atmışlar diye bir duyum aldık. umarım yıkıcı türde etkileri olmaz bu evimiz gibi gördüğümüz mekana.
"You say you want a revolution
Well, you know
We all want to change the world
You tell me that it's evolution
Well, you know
We all want to change the world
But when you talk about destruction
Don't you know that you can count me out"
"You say you'll change the constitution
Well, you know
We all want to change your head
You tell me it's the institution
Well, you know
You better free you mind instead
But if you go carrying pictures of chairman Mao
You ain't going to make it with anyone anyhow"
18 yasindan kücük insanlarin daha egitim hayatina atilmadan sokuldugu sacma mücedele.
gencleri gelecekte birer beyinsiz asker yapma malzemesi hede.
bir digeri ise ülkü ocaklari teskilatlanmlaridir.
gelecekte bir baltaya sap olamayanlarin bu tarzda yerlere üye oldugu ve genelde okula yakın parklarda kavga ettigi somuttur.
tüm sol örgütlerin " fazla düşünmekten ve toplantı yapmaktan" bölüne bölüne ne hallere geldiğinin lisedeki ayağıdır , zira kendileri de ikiye bölünmüşlerdir.
eleştirilmeleri gereken oluşum. nasıl her oluşumun eleştirilmesi gerekiyorsa bu oluşum da eleştirilmeli.
evet bu arkadaşların birçoğu 30'lu yaşlara hatta 25'li yaşlara gelince bu işleri bıracaklar. evet birçoğu sırf gençliklerinin verdiği heyecanla sisteme muhalif oluyorlar. bunlar, bu arkadaşları eleştirme adına kullanılabilinecek argümanlar. ancak bu arkadaşları sadece converse giydikleri için eleştirmek kusura bakmayın ama çok yüzeysel bir eleştiri tarzı. eğer eleştirilecekse bu arkadaşlar, sağlam, temelli ve kahvehanedeki adam sığlığından uzak olan tezlerle eleştirilmeliler. en azından bu arkadaşlar yaşıtları gibi apolitik değil, en azından ülke sorunları adına doğru da olsa yanlış da olsa söyleyecekleri birşeyler var. en azından bu arkadaşlar bazı yaşıtları gibi " bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı" değil. sırf bunlar bile bu arkadaşların, bu kadar sert ve yıkıcı eleştirilere maruz kalmalarını önler.
liselilerden neden bir bok olmayacağının kanıtı olan örgütlenme. yok umutmuş, yok copmuş, yok nezaretmiş. baba parasıyla polisten dayağı babam da yer. evet.