çok sevdiğim ve uzun süredir severek takip ettiğim bir youtube kanalı. ismet özel' in kendi sesinden şiirlerini, nefis müzikler ve görseller eşliğinde, mahlasının hakkını vererek ilahi bir aracıymışçasına bizlere sunuyor bu sevgili zat.
tanışma mahiyetinde bir videosunu buraya bırakıyorum :
ki olay söyledir..Antik yunanda dogaclama tiyatro oynanırmıs..dogaclama oldugundan dolayı tiyatroda oyuncular arasında herhangi bir anlaşmızlık cıkarsa ve bu çözüme ulastırılmaz ise,sahnenin yukarısından dogru kücük bir vagon icinde tanrı kıyafetleri giymiş(inanılan) bir başka aktör sahneye iner..Ve bir iki tane erdemden güzellikten bahsederek olayı yatıştırır,alkışını alır ve gider..işte bu aktörün sahneye indigi makineye 'deus ex machina' denir..
Descartes,önerdigi felsefelerinde 'deus ex machina'dan fazlasıyla etkilenmiştir.Nitekim dogru bilginin ancak tanrı'yı anlamakta ve onun gösterdigi dogrularla bulunabilecegine inanır..
Ayrıca üniversitedeki ilk yıllarımda odtü felsefe mezunu Harward master'lı,Quine(yaşayan en büyük felsefecilerden biri)'dan ders almıs bir felsefe hocasının bana dönem ödevi olarak verdigi ve 50 üzerinden 50 aldıgım,belkide üniversite hayatımdaki tek başarımı elde ettigim konudur..
deus ex machina vardır birde herkes bilmez. bir kurgu veya dramada beklenmedik, yapay veya imkânsız bir karakter, alet veya olayın senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması, örneğin anlatıcının bir anda uyanıp her şeyin rüya olduğunu anlaması veya aniden ortaya çıkan bir meleğin sorunları çözmesi için kullanılan latince kalıp. birebir çevirisi "makineden tanrı" olup, antik yunan tiyatrosunda bir tanrıyı canlandıran karakterin bir vinç (machina) yardımıyla yukarıdan indirilmesi anlamında kullanılmaktaydı.
felsefe de ise bu kavram çözemediği düşünerek cevap bulamadıkları yerde filozofların tanrıyı yada ilahi bir gücü ortaya atarak işin içinden sıyrılmalarıdır.