andre drummond ve greg monroe ikilisi ile iyi bir fırsat yakaladılar. yamulmuyorsam sezon sonunda da jose calderon ve corey maggette'nin 10 ar milyon dolarlık kontratlarından kurtulacaklar. bad boys ruhunu geri getirmek için daha iyi bir fırsat bulamazlar sanırım.
bugün oynanan atlanta maçında son çeyreğe 19 sayı geride girip müthiş bir seriyle beraberliği yakaladığımız maçta , 2 uzatma sonucunda rakibimize mağlup olduk.fakat takım ciddi olarak toparlanma aşamasında ve şuan potanın uzağında görünsekte bence playoff yapabilecek kalitedeyiz.
chauncey billups
richard hamilton
tayshaun prince
ben wallace
rasheed wallace . bonus memo.
sözün bittiği yer , yinede bir tanım yapmak gerekirse bu beşte hiçkimse aslan değildi , ayı değildi veya kaplan değildi ama istisnasız hepsi yırtıcı birer kurt gibiydi.rakip takımın hiçbir zaman rahat nefes alamadığı , tek bir boş şut bile bulamadığı , lig tarihinin en önemli üç-beş kadrosundan biri olan la lakers kadrosunu bile dize getiren , benim için efsane denildiğinde hiç unutulmayacak bir kadrodur bu.
hakkında 2 yıldır entry girilmemiş bir zamanların harika takımı. şimdiyse tırt. taraftarı olmaktan utanmıyorum ama şu sıralar gurur da duyamıyorum açıkçası. bu çöküşün bir nba gereği olduğunu düşünmek ve yükselişin yakın olduğunu umut etmek istiyorum.
özetle: bozdu. çok bozdu. bu kadar da bozmaz dedik çok bozdu. önünü alamadık bozulmanın. bozdu bozdu bozdu!
bugün kendi evinde bulls'a da yenilerek iyiden iyiye falloş olan takım . 9 maçtır yeniliyorlar ve takımda hiç ışık yok maalesef . sakatlıktan kurtulmaları için adak adanan , dualar edilen prince ve hamilton ikilisi yüzde 20 ile atış yapıyor ve sırf bu ikisi oynayabilsin diye yokluk zamanında takımı sırtlayan adamlar 2. plana itiliyor . bari ben wallace'a acıyın arkadaşım . adam geldi 36 yaşına takımın yüzde doksanından daha fazla koyuyor yüreğini ortaya .
toronto'ya 64 sayı atma beceriksizliğini göstererek büyük bir başarı göstermiştir. sözlükten on kişi toplasak toronto'ya en az 75 sayı atarız. kendilerine helal olsun diyorum.
yeni bir yapılanma içerisine giren ve buna da ciddi ihtiyacı olan takım. nerde o wallace'lı billups'lı kadro, nerde o bad boys ruhu. bu kadar kötü olduğu söylenmesine rağmen yine nba playofflarına girebilmiştir her ne kadar ilk turda cavaliers'a süpürülse de. işte bu kadar büyük bir takımdır. detroit pistons bu olmamalı, olamaz. ayrıca bu sene orlando magic ile sözlemeşi sona eren hidayet türkoğlu'nun da taliplerinden bir tanesidir.*
muhtemelen bu sezon zor da olsa son kez play-off'a giriyorlar. seneye play-offlardaki yerini muhtemelen charlotte bobcats'e veya new jersey nets'e bırakacakar.
son 5 sezonun en uzun yenilgi serisine son macta new orleans'a yenilerek ulasmis takim. 5 mactir arka arkaya kaybediyorlar.
bir chauncey billups nelere kadirmis. o gitti takim bitti. bugun mactan sonra mcdyess ve iverson "aramizda cok iyi skorerler var ama takidma kimya yok. bu kimyayi nasil geri getirecez bilmiyoruz ama durum su an icin boyle" anlamina gelen laflar ettiler ki hic iyiye alamet degil.
denver ise billups geldikten sonra takim huviyetine girdi ve batinin en iyi 3. takimi su an. takimi icin oynayan, taktik oyunlari zekasiyla birlestiren billups gibi oyuncun olsun 100 milyon borcun olsun.
kaybetmeyi huy edinen takım. bugün de atlanta hawks'a boyun eğdiler. iverson takası ellerinde patladı, zaten baştan belliydi ama bu da kanıtı oldu. yazık ulan.
wallace x 2 li günlerini özlediğim takım. ne günlerdi beee... rakip takımlar smaç basmak şöyle dursun, üçlük çizgisine dizilir, blok yememek için uğraşırdı. hele shaq a inen smacı hatırlayınca içim bir hoş oluyor. tabi cevabı gelmişti ya o ayrı mesele. bir de yanlış hatırlamıyorsam jermaine o'neal, hamilton'un üstünden üç defa smaç deneyip her seferinde bloğu yiyince çıldırmıştı. hele üçüncü denemede, iyice gazı alarak denedi ama yerden 5 santim sonra ben wallace neredeyse dirseğiyle indirmişti.
ama yine de detroit tüm kayıplarına rağmen hala nba in en korkulan takımlarından biri. ben wallace ın yerine chris webber gelince biraz dolmuştu pota altındaki boşluk. tabi iverson un gelişini unutmamak lazım. billups mı yoksa iverson mu iyi orası tartışılır, ama şurası kesin mcdyess'ın gidişi hiç hayra alamet değil. inşallah takıma yıldız almak için başka oyuncuları da telef etmezler.
son olarak, bizim açımızdan bu takımın önemi, mehmet okur'un yedek olarak da olsa nba de şampiyonluk yaşadığı bir takım olmasıdır.
yıllar sonra gelen edit: şu aralar iyice nba'in gözünden düşmüş olan takımdır. takım korkunç bir değişime sokulmaya çalışılmış, kadronun içine edilmiş, en karakterli oyunculara yol verilmiş, eskilerin yerini yeni gelen çaylaklar dolduramamıştır. yazıktır. anılarımıza, formalarımıza, gecenin bilmemkaçında nba tv'de geçirdiğimiz saatlere yazıktır.
bu takım hepten banvitspor seviyesine düşmüştür. bir zamanların "bad boys"u sert çocukluktan çıkmış, adam paylaşımını beceremeyen streetball ekiplerine dönmüştür. hücumda pick and roll dışında bir alternatif yok. hele iyi bir uzunu olan rakip takımlar karşısında 50 sayıyı geçmekte zorlanılırken, playoff hayalleri kurmak bile saçma.. kısalar çaba gösteriyor ama top çevirip beş kişinin üzerine yüklenmekten başka çıkar yol bulamıyorlar. ribaund sıfır. iyi şutörler performansını yitirdi. teknik ekip yetersiz. savunma diye bir şeyin olmadığını zaten söylemiştik. topu içeri indirebilen her takım, rahat rahat 100 sayının üstüne çıkıyor. maçlar 3. periyotun ilk birkaç dakikasında çoktan bitmiş oluyor.
allen iverson takasında kendi kendini kazıklatan takım. takım yetkilileri, kendine hayrı olmayan, ufaktan yaşlanmaya başlayan iverson'a bel bağlarken bu takas için takımın önemli oyuncularından ikisini kullanmıştır. özellikle mcdyess'ın kaybı pota altının tamamen çökmesine neden olacaktır.
chad ford'un bugünkü makalesinde joe dumars'ın bir rebuilding e gideceği iddia ediliyor ve ilk hedeflerinin carmelo anthony plasenin de carlos boozer olduğu söyleniyor.
enteresan olan bu topun ağzındaki bu iki oyuncuya yönelmeleri mi? bence değil. enteresan olan ellerinden tayshaun prince ve richard hamilton'ı çıkarmaya çalışmaları. bekleyip göreceğiz.