belirlenimcilik olarak da bilinir. her hareket geçmiş olaylar tarafından belirlenir düşüncesini kapsar. bu bakımdan "saat"e benzetilir ve tarihte nadiren bir makine doğrudan doğruya anlatılmıştır ve bulunduğu çağın temel zihinsel özelliklerini etkilemiştir.
laplace şeytanı teorisiyle zirveye ulaşan akımdır. kısaca determinizm; hiçbir şey belirsiz değildir, her şey kendinden önceki sebebin bir sonucudur, biz bu sebebi bilsek de, bilmesek de demektedir.
bu alandaki önemli isimlerden biri olan ilk istatistikçi diyebileceğimiz Abraham De Moivre ölümüyle(kendince) teorisini doğrulamıştı. bütün verilere sahip olduğumuz taktirde herşeyi hesaplayabileceğimizi savunuyordu.
Hayatının son dönemlerinde her gece fazladan 15 dakika uyuduğunu fark etmişti. Eğer uykusu her gece 15 dakika uzuyorsa, 24 saat uyuduğu gün ölecekti, De Moivre bu günü 27 Kasım 1754 olarak hesapladı ve o gün öldü. Tabii ki bu teorisini tam olarak kanıtlamaz, ama doğru ölçümlerin yapıldığı zaman her şeyi tahmin etmenin mümkün olduğunu gösterebilir.
determinizm, hareketten evvel, onu zorunlu kılan sebeplerin varlığı demektir. Diğer değişle, herşey bir fiil ve hareketin sebebi; başka bir fiil ve hareketin sonucudur. Bu yüzden ''Sebep- Sonuç'' ya da ''illet- Netice'' yasası prensibi olarak isimlendirilir. Determinizm de bireysel hürriyet insanın hareketleriyle sınırlıdır. Hareketi açıklayıcı sebepler bireyin dışında olduğu gibi içinde de olabilir.
a) Evrensel Mekanizma; Bütün kainat olayları, zorunlu bağıntılarla birbirlerine bağlıdırlar. Her olay kendinden evvel ki olaylar tarafından hazırlanmıştır. Kainatta ki zorunluluk hürriyeti ortadan kaldırıcıdır.
b) Enerjinin Sakınımı ( Kudretin muhafazası yasası ); Doğa da hiçbir şey kaybolmaz. Kainatta ki enerji miktarı sabittir. Ancak enerji halleri değişmektedir.
kısaca hiç birşeyin şans veya rastlantılar ile olmadığına inananların yaptığı akımdır deriz lastik gibi bir cümle olur o yüzden açalım:
deterministler hiçbir şeyin belirsiz olmadığına inanır; herşey kendinden önceki bir sebebin sonucu olarak ortaya çıkar, ama biz bu sebebin ne olduğunu bilemeyiz. ancak biz sırf bu sebebi bilemiyor, bulamıyor veya hesaplayamıyoruz diye, sonuca şans eseri oluşmuştur diyemeyiz. belki olan olaya etki eden bir çok sebep vardır, aklımızın alamayacağı kadar fazladır belki, bunları hesaplamamız elbet bir insan için olanaksızdır. ancak bunu bulabilmek, kesin sonuca ulaşmak imkansız değildir.
misal, bir hedef ve bir tüfeğimiz var, ikiside aynı yükseklikte ancak silah hedef ile çok alakasız bir yere bakıyordur. silahı ateşlediğinde hedefi vurma olasılığı vardır. eğer vurursa bunun şans ile alakalı birşey olmadığını anlamak için ermeye gerek yok. rüzgar, mermi ağırlığı, mermi hızı, hedef uzaklığı gibi bir çok sebebin bir araya gelmesiyle sonuçta vurulması imkansız gibi görünen bir hedef vurulmuştur.
mesela bir bozuk parayı attığımızda yazı yada tura geleceğinin şansa bağlı olduğunu söyleriz. çünkü ne geleceğini bilemeyiz bunun sadece olasılığını hesaplayabiliriz deriz. ya yazı gelir ya da tura. olasılığı 1/2 dir deriz. ancak bu paranın elimizden çıkış hızını, atılış açısını, elimizin yerden yüksekliği, rüzgar veya hava akımı, paranın ağırlığı gibi nitelikleri hesaplarsak paranın yazı mı tura mı geleceğini kesin olarak bilebiliriz.
deterministler her şeyin bir nedeni olduğuna inanırlar, insanlar eğer gerçek kuralları anlayabilseler ve evrenin şimdiki durumunu kavrayabilseler, bunların tahmin edilebileceğini savunurlar. evren değişmez kurallara göre yönetilmektedir, hiçbir şey belirsiz değildir.
Determinizm mantık kokar ve katılmamak mümkün değil. Her şey bir önceki olayın geleceğe yansımasıdır derler kısaca. Yazı turada sonucun belirlenmesi bir şans mıdır? işte determinizm burada devreye giriyor. Eğer yer çekimini, rüzgar hızını, paraya uygulayacağınız gücü ve tüm etkenleri hesaplarsanız paranın yazı veya tura geleceğini bilirsiniz, bu durumun şansla alakası yoktur der determinizm.
Adam Fawer'dan, olasılıksız kitabı bu konuya çok güzel değiniyor, gerçekten açıklamaları çok güzel.
mfö'nün bir parçasında "sebepsiz sonuç olur mu" diyerek değindiği durumdur. gel gör ki bazen sunuçlar sebeplerden bağımsız olarak gelişir. eğer determinist bir yaklaşımla yine de neden diye soracak olursanız, "eşşeğin zkinden dolayı" dememek için kendimi zor tutarım.