destinaaaaaaa dininim, din dinim dindindim.....
hep hayalimdir, ilerde bi kizim, bi oglum olsun, oglum deniz kizim destina olsun. belki bir gun gelir o gun...
alaeddin keykubat'in kolonoros kusatmasi sirasinda asik oldugu prensesin adi "Prenses Destina". Daha sonra mahperi hatun adini alan giyaseddin keykubat'in annesi. hakkinda fransiz yazar gisele tarafindan "la sultane mahperi" isimli bir roman da vardir.
kelime bir cok avrupa dilindeki "destin-"**** kokenli kelimelerle kardestir ve kader anlami tasimaktadir.
kapkaranlik, bir sarki. sozleri, melodisi dagilmisliği ve hasreti mistik bir sekilde isleyen sanirim tek parca.her defasinda eksik bir seyi ozletiyor bana ama sesim cikmiyor.
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede,
işte bu yüzden sırf bu yüzden işte,
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için,
Seni bu denli yıktıkları için,
Yaşamımın gizini vereceğim sana Destina.
her şarkı insanda farklı duygular yaratır ama bu şarkının duygusu tektir. keder. sadece sevmenin karşılıksız hiçbir amaç çıkar beklemeden sevmenin ödülü olan kederin şarkısı. dinleyen herkes için özeldir bu şarkı... ama bir şiir yada şarkı yazdırabilecek kadar özel olamadığın içinde keder verebilir bu şarkı.
sevmek ama karşılığını alamamak..
istemek ve acıdan ağlamaktır destina, aynaya baktığında kendini değil onu görmektir, yaşamının gizini sadece ona vermektir kısacası aşık olmaktır "o"na...
Aşklara vurur bülbülüm / yuvalanır gönlümün gülüstanına
Gülüşün can sıcaklığımdır üşüdüğümde / soluğun ateş
Yak savur küllerimi çölüme döneyim
Orman fısıltıları kulağımda/ rüzgar ıslıkları
Yağmur tutuşmaları / sevgi buluşmaları
Aşkın düştüğü yer yangın
Yalnızca nefesin dindirebilir volkanımı
Ve rüzgarın merhem olur yarama süründüğüm
Bilki derin kuyularında hasretimin suyu sensin
Ve nasılsan öylece gel salınışın rüzgarıyla
Irmakların sesiyle ay serenatları dökülsün kulağıma
Dudağıma işlesin meltem meltem seher yağmurları
Gözlerinin içinde sönmüş bir tutam yıldız gibi kalayım
Uçurumlara tutsak bir rüzgarım, yağmurlarla yaralı sesim
Fırtınalarda çırpınan suyum, hıçkıran ışık
Karlı dağlarda uzak bir ses gibi
Solgun bir anıyım şimdi bu uzak kentte
Kuşların göçüp gittiği mevsimlere benziyor yüzüm
Ömrümün bütün dallarını silkeledi hayat
Bütün bahçelerinden kovuldum umudun
Bir acıyı aşmak için, bin acıyı sırtıma vurdum
Uzak düştüm saçlarıma karanfil eken yıldızlardan
Sahipsiz mezarlıklar ülkesinde çıplak dolaşıyorum şimdi
içinden kırılmış bir gölge
Başka hangi duvara yaslanabilirki aşktan öte
Ve nasıl dayanabilirki
Sevinçler yoksa terkisinde çekilen acıların
Ah Destina yaralı kızım, utangaç yıldızım
Yaslı gelinim, anadolum, sarı sızım, sorma beni
Baktığım her pencerede doğulu ezikliğim
Yurdundan kovulmuş bir coğrafyasızım
Çıktığım her yolculukta türküler tutuşur içimde
Şimdi uzak bir sızıda nar ile közlenip
Çoğalan yalnızlıklarla yeryüzüne dağılıyor kalbim.
Kalbimki, zemherinin ortasında kanatları üşümüş yavru bir kuş
Nereye uçsun, umutlar yoksa kanadında esen yellerin
Bırak bende başlasın bu ateş sende bitsin
Aşktan öte ne varsa kalbimde savur gitsin
Gecelerin uzun kirpiklerine yalnızlığımı iliştirip ağlayayım
Ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman
içime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın
Bırak ki dağılsın ıstırap yüklü bulutlar
Ateş oflayan ormanında bu ahın
Gün ışığıyla işlenmiş bir çiçeği
Koparıp göğsümün üstüne bastırıyorum her akşam
Dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı
Tam da usumun ortasına düşerken gülbaharülkem
Ah Destina’m, kara kızım, uzun saçlı hasretim
Kül rengi kirpiklerinde nehirler yürüyenim
Gelirsen sevdiğim çiçekleri getir
Gönlünün güneşli bahçelerinden / nilüferlerin zülüflerinden
Ve derin kuyularından hasretin, su getir
Koca istanbulu getir bana gelirken
Mis sokağını, karanfil konağı, kitapçı dükkanlarını
Üç beş dergi, diline dolanan bir şarkıyı, bir çınar altını
Mor salkımlı düşlerini getir
istiklal caddesinde el ele dolaşan yeniyetme sevdalıları
Düşsüzüm düşlerine al beni / soluksuz sevişmelerine sakla
Dudaklarınla kapat dudaklarımı / soluduğumda
Uyuduğumda / alnımdan öperek uyandır beni
Ki, denizlerin sevgiyle köpürdüğü saatlerde
Şiirin yedirenk çakılları vursun kıyılarıma
Aşk bir yanımı alıp götürsün / özlem bir yanımı
Bir ömür sevgi yağmurunla ıslanayım
Şimdi ayışığıyla süslenmiş penceremde
Sen gecegözlü güvercinimsin, özlem yüklü şiir'im
Bırak güllere vursun gülüşün / harelensin denizlerin yüreğine
Yanaklarında aşkın solmayan rengi
Saklayıp gecelere gizini / yıldızlara uzansın mavi düşlerin
Bense çevire çevire dört duvarımı / bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım
mükkemmel bir şekilde bestelenmiş ve yorumlenmış lale müldürün en sevdiğim şiiri,destina...
insanın bu şarkıda hüzünlenmmesi elde değil,öyle çok destina var ki aramızda...
duyulduğu anda insanın hüzünlenmesine yol açan,aklıma gelen hiçbir anı veya bağlantı olmasa da her seferinde dalıp gittiğim,bir arkadaşımın "erkek ağlatan" diye nitelendirdiği yeni türkü şarkısı
varoş tan edindiği genç sevgilisinin yüzündeki sivilceler ile evangelistler arasında ilişki kurabilen deli kadının, söküldüğü, söktüğü, cömertliğinin sesi..
..
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
..
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
işte bu yüzden sırf bu yüzden
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
..
Yaşamımın gizini vereceğim sana
durup dururken ağlatabilen, tüyleri diken diken eden, sözleri anlamayana sadece müziğinin bile yetebileceğini düşündüren müthiş klasik.
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
Yaşamımın gizini vereceğim sana destina
derya köroğlu destina der ve akabinde bir solo girer...şarkının en farklı kısmı burasıdır.bazıları saçma bulur sözlerini,niye gözünüzde bu kadar büyüttüğünüzü anlayamaz.anlamak için bu şarkının içine girmek, hissetmek gerekir.yaşamın gizini içinde barındıran,müthiş yeni türkü şarkısıdır. (bkz: ağlatan şarkılar)