birbirinden farklı bes kadının hayatını konu alan cıtır cerez bir diziydi.
oyle cok ulvi mesajları yoktu ama izlemesi keyifliydi.
zaten belki de amac en cok "zamanın keyifli ilerlemesi"dir.
değişik bir dizidir. kadınlar aldattığı zaman erkekler hemen affediyor. erkekler aldattığındaysa kadınlar terkediyor. türkiyede erkektir yapar diyorlar ya orda da kadındır yapar diyorlar heralde
keşke yeni bölümleri olsa diye dua ettiğim ecnebi menşeili hoş dizi. teri hatcher ve marcia cross'a aşıktım ulan. dur yeniden izlemeye başlayayım en iyisi. eski aşklar unutulmasın.
röne, linet'in daha kadınsı daha kaliteli giyinmesine yardım etmek için onu süper lüks bir mağazaya götürür. tezgahtar kız linet'i aşağılayan bakışlarla süzer. linet mahcup olunca röne tezgahtar kıza kahve ve sandviç sipariş eder.
tezgahtar kız: tam karşıda bir kafe var.
röne: (kızı tepeden tırnağa süzüp bakışlarıyla zaten fazlasıyla harcadıktan sonra)
- lütfen benim canımı sıkma ki sırf seni kovmak için burayı satın almak zorunda kalmayayım.
8. sezonla final yaptılar. yerli adaptasyonunu hiç hesaba bile katmıyorum. ama orjinali için bi 8 sezon daha izlerdim diyebilirim.
bazı namus bekçilerinin yerin dibine batırdığı dizi. dizideki seks motiflerine adapte olacağına, verdiği mesajlara adapte ol. anlattığı güzel şeylere adapte ol. bihter ziyagil seyrederken salyalarını silmeyi bile unutan tiplerin eleştirdiği kadınlara da bak hele... niye uzatıyorum ki, hayatta en sahte en mide bulandırıcı olan şey namussuzların namus dersi vermeye çalışmasıdır bana göre. beğenmeyen seyretmesin, beğenen de benim gibi morali bozuldukça açsın her sezonu baştan sona izlesin.
8 yıl sonunda müthiş bir final ile ekrana veda eden ve izleyeni yine ağlatan dizi. karen'ın seçtiği şarkı tam da bu diziyi anlatıyordu: "wonderful wonderful".
i love you once
i love you twice
i love you more than beans and rice.
ahhh mike ahhh! yapilir miydi sana bu be! o sexy pijamalarinla susan'i cocuk gibi taksiye binmeden yakalarken sen, bizim burda icimiz eriyordu, dunyanin taaa obur ucundan.
hadi susan baskasini bulur falan da, mj ne olacak. yazik degil mi o subyana marc cherry! senin yaptigin insanliga sigar mi ulan! mj'in duvara firlattigi recelleri ben de sana firlatmak istedim, yer misin?!
peki cinayeti bree'nin basina yikmak ne demek? tamam simdi 10 numara bi avukat buldu, ona da vercek belli ki de.. carlos? sen adami oldur, hicbise olmamis gibi hayatina devam et, pismanlik duymaya baslayinca da yok ona yardim buna yardim diye guzelim isini birak, gaby'i de calistir falan.. baskalarina yardim ederken kendi karini kizlarini zor durumda birakiyosun be adam!
lynette'cim.. bebegim.. gel seninle bir anlasma yapalim. sen bana o ikizlerin ikisini birden ver (birisi de olur), ben de sana tom ayarinda, zengin falan birini bulayim olur mu? hihihi saka maka da o tom deyyusundan sana hayir yok.. 40'indan sonra azdi madem, birak tenesir paklasin.
çakmasının değil de uyarlamasının yapıldığı dizidir ki bu da ayıp bir şey değildir. amerikalılar da mesela ingiltere'de çok tutulan shameless'ın bire bir versiyonunu çekiyorlar. önemli olan kalitesidir. hiç izlemediğim için bir şey diyemeyeceğim o konuda ama eva longoria'nın rölünü oynayan abla eva'dan güzelmiş.