(bkz: el mariachi) filminin devamı olan süper ötesi soundtrack iyle meksikaya karşı sempati duymamıza neden olan (bkz: antonio banderas)ın önemli filmlerinden biri....
steve buscemi vetarantino' nun da konuk oyuncu olarak yer aldığı bir modern spagetti westerndenemesi. karikatürize tiplemelerine, aksayan senaryo açıklarına,banderas' ın bazen komik kaçan abartılı oyunculuğuna rağmen, temposu,rodriguez' in kamerayı kullanma tekniği, yardımcı rollerin harika dağılımı ve kanları kaynatan müziğiyle ilgiyi hakediyor yine de. salma hayek `in büstiyerinden taşanları unutmamak lazım tabii.
Soy un hombre muy honrado,
que me gusta lo mejor,
las mujeres no me faltan ni el dinero ni el amor.
Jineteando en mi caballo,
por la sierra yo me voy,
las estrellas y la luna ellas me dicen donde voy.
Ay ay ay ay,
ay ay mi amor,
ay mi morena
de mi corazon.
Me gusta tocar guitarra,
me gusta cantar el son,
mi mariachi me acompaña,
cuando canto mi cancion.
Me gusta tomar mis copas,
aguardiente es lo mejor,
tambien el tequila blanco con su sal le da sabor.
Ay ay ay ay,
ay ay mi amor,
ay mi morena
de mi corazon.
Me gusta tocar guitarra,
me gusta cantar el son,
mi mariachi me acompaña,
cuando canto mi cancion.
Me gusta tomar mis copas,
aguardiente es lo mejor,
tambien el tequila blanco con su sal le da sabor.
yönetmenliğini robert rodriguez'in yaptığı, başrollerinde antonio banderas ve salma hayek gibi güçlü isimlerin olduğu 1995 yapımı başarılı bir aksiyon filmi.
aynı zamanda rodriguez'in el mariachi ile başladığı üçlemenin ikinci serisi. üçlemenin ilk ayağı olan el mariachi, yedi bin dolar gibi oldukça mütevazi bir rakama mal olmuş lakin ciddi başarılara imza atmıştı. işte o filmin bu denli küçük bütçeyle büyük başarılar yakalaması rodriguez'in deyim yerindeyse sinemadaki yolunu açtı, hollywooda çağrıldı ve ona bir devam serisi önerildi. lakin bu defa ilk filmin aksine mütevazilikten uzak belki de milyonları bulan bir bütçe imkanı ile.
bu devam filmi projesinde tek değişim işin sadece mali kısmında görülmedi. bu defa oyuncu künyesi çok daha sağlam isimlerle doldu. bunların başında elbette iyi oyunculuğuyla her daim takip edilen antonio banderas geliyor.
aslında projelerdeki rodriguez - banderas birliktelikleri her daim beni memnun etmiştir. bu konuya dair iyi bir referansım da mevcut. şu four rooms isimli filmde en çok güldüğüm bölüm yine rodriguez'e aitti ve yine oyuncu künyesinde banderas vardı. hemde mükemmele yakın bir oyunculuk performansı ile.
bu açıdan bakıldığında filmi izlemek için ciddi sebepler zaten mevcut. oyunculuklar, sağlam reji, özgün senaryo vs.
lakin tüm bunların dışında öyle bir nokta var ki neredeyse filmin önüne geçtiği bile iddia edilebilir. o da filmin kıpır kıpır, sımsıcak latin ezgileri eşliğindeki müzikleri.
şimdi buradan sonra yazacaklarım fena halde spoiler içermektedir, bilginize sunulur. ondan sonra vay efendim ben bilmiyordum, vay efendim ben görmedim demeyiniz.
--spoiler--
az öncede sözünü ettiğim gibi filmin en güzel sahnelerinden biri antonio banderas'ın şahane oyunculuğu ile ortaya koyduğu şu mis gibi gitar performansı. bu şarkı tekrar tekrar kendini izlettiren, her defasında insanı neşelendirip, hareketlendiren bir kabiliyete sahiptir. inanmıyorsanız, buyurun bakınız;
http://www.youtube.com/watch?v=XxRGJPVPaPQ*
ayrıca filmin bir sahnesinde rodriguez kankası quentin tarantino'ya ufak bir rol verir. tarantino da performansı ile bizlere her zamanki gibi aynı şeyi tekrarlatır. keşke bir gün şu filmlerde oynama hevesinden vazgeçip sadece yazıp, yönetse dedirtir.
--spoiler--
yedi bin dolar gibi oldukça mütevazi bir bütçeyle bizlere el mariachi filmini sunan başarılı rejinin değişmez adresi robert rodriguez'den yine iyi, yine oldukça başarılı bir devam filmi. zamanın su gibi akıp geçtiği, aksiyon sahneleriyle göz dolduran yanında bir o kadar da güldüren başarılı bir film. izleyiniz, izlettiriniz.
iyi seyirler...
tam bir erkek filmi. filmde aksiyon had safhada sadece bir kaç sevişme sahnesiyle bölünüyor araya giren konuyu bağlamak amaçlı diyaloglar yok sahne değişimi ani ve açıklamasız. ateş etme sahnelerinde ise bol bol mermi harcanıyor insana güven ve erkeklik duygusu vericek tarzda. ölen adama bile 2-3 kurşun daha sıkılıyor o derece.
inanılmaz derecede saçma ve abartı kaçan sahnelerle dolu film. bir sahnede antonio banderas kardeşimiz, kollarını yukarı doğru silkmesiyle ceketinin kollarının ucundan beklenmedik bir anda 2 adet tam-boy yarı otomatik tabanca çıkartıp, sakallı tavernacı tipli vatandaşı mermi manyağı yapmıştır. eğer birşeye "ebeğn amı ali sami" denilecekse, o şey budur.
yani sırf bu arkadaş için zamanında evde çok denemiştim gömleğin kollarına tabanca gizlemeyi ama olmuyor arkadaşım, 6.35 mm'lik tabanca koysan bile kabak gibi durur orda. yani öyle "vijutt" şeklinde kayarak içerden çıkmasını bırak, gizlenmiyor bile.
bunun dışında bir de sırt üstü binadan aşşağı arabanın üstüne düşerken, binanın çatısındaki elemanı gene yukarda bahsi geçen dual yarı-otomatiklerle mermi manyağı yapması vardır ki ona yapılabilecek hakkaten bir yorum yoktur.
ayrıca filmde akılda kalan bir başka nokta ise neredeyse her sahnede görünen o siyah desert eagle'dır.
bardaki çatışma sahnesi takdiri hak eder kalitede sahnelere sahiptir; filmin kamera arkasında söylendiğine göre günlerce çalışılıp, "stop" vermeden bir kere de çekilmiştir...
ayrıca quentin tarantino da yönetmenlikte yardım da bulunmuş, ayrıca kısa bir rol de almıştır kendine.. *steve buscemi yi de "story teller" olarak görmüştük filmin başlarında...
robert rodriguez in en iyi filmlerinden biridir ayrıca; "el mariachi" nin devamı niteliğindedir...
bu filmin beni en hayrete düşüren olayı olan "ceketin kolundan tabanca çıkartma" eyleminin esrarı çözülmüştür; antonio banderas'ın* kollarını bir anda yukarı kaldırarak ceket içinden fırlattığı .45 kalibrelik ruger p90'ların kabzaları ortadan kesilmiştir, ancak dikkatli seyredildiği zaman görülebilmekte.
kütüphanenin yakıldığı sahnede tavernacı sakallı bucho'yu indirmek için binanın çatısına çıkan antonio banderas'ın* elindeki o dürbünlü yarı-otomatik canavar wildey'dir. bucho'nun bir sahnede limuzinin zırhını denemek için üzerine 3'lü atış modunda ateş açıp da etrafı dumur ettiği silah 9 mm'lik bir beretta m93r'dir; bu silah bildiğimiz beretta 92 serisinin 3'lü atış modun uygulayabilen çok özel bir versiyonudur.
bucho'nun uzun saçlı, embesil suratlı kırık bir adamının limuzinin içinden bıçak atan elemanı delik teşik ettiği fantastik silah ise bir lar* grizzly win mag'dır, namlusundan ve şişmanlatılmış 1911a1 tarzı kasa yapısından kolayca tanınabilir. velhasıl filmde kullanılan bu değişik silahlar da en az filmin kendisi kadar ilgi çekicidir.
desperado, why don't you come to your senses?
you been out ridin' fences for so long now.
oh, you're a hard one,
i know that you got your reasons,
these things that are pleasin' you can hurt you somehow.
don't you draw the queen of diamonds,
boy, she'll beat you if she's able,
you know the queen of hearts is always your best bet.
now it seems to me some fine things
have been laid upon your table,
but you only want the ones that you can't get.
desperado, oh, you ain't gettin' no younger,
your pain and your hunger,
they're drivin' you home.
and freedom, oh, freedom,
well, that's just some people talkin',
your prison is walkin' through this world all alone.
don't your feet get cold in the winter time?
the sky won't snow and the sun won't shine,
it's hard to tell the nighttime from the day.
you're losin' all your highs and lows,
ain't it funny how the feelin' goes away?
desperado, why don't you come to your senses?
come down from your fences, open the gate.
it may be rainin',
but there's a rainbow above you,
you better let somebody love you,
you better let somebody love you,
you better let somebody love you,
before it's too late.
standin',
yes i'm already standin' on the ground.
whoa and out to take it easy
benim gibi kimbilir kaç yaşıtımı izlediği gibi gitar kurslarına başlatan, gitarları kılıflarına koyup, bazuka, tüfek hayalleriyle sağa sola ateş açtıran şahane filmdir. devamı büyük üzüntü yaratsa da el mariachi efsanesi hep kalbimizde kalacak, ne yıllardı be.