bu insanlara emro denir, bu insanın damarına basılmaması gereklidir, yazıktır, basılsada alttan almak gerekir, günahtır, yapılmamalıdır, üstüne gidilmemelidir, sevgiye muhtaçtır bu kişi, biraz sevgi gösterilmelidir.
ağlarım ben ağlanacak halimize yıllardır
gülmeye yüzüm mü var
ağlarım ben halimi bu hale koyan insanlardır
demeye sözüm mü var
ben insan değil miyim demeye lüzum mu var
kes cezamı hakim bey bende meçhul fail var
ona gitsem o dertli
buna gitsem bu dertli
el dertli komşu dertli
ben nasıl güleyim yar
bi ben varım sanıyordum ne kadar da çokmuşuz
saymaya lüzum mu var
beraberken varmışız da teker teker yokmuşuz
ben insan değil miyim demeye lüzum mu var
kes cezamı hakim bey bende meçhul fail var
ona gitsem o dertli
buna gitsem bu dertli
el dertli komşu dertli
ben nasıl güleyim yar
aşık edebiyatı sanatçılarından olmasına rağmen, eserlerinde divan edebiyatı ve tasavvufun etkileri de görülür. 4.murat devrinde yaşamıştır ve padişahla yakın ilişki kurmuştur.**
1772 - 1845 yılları arasında yaşamış gezgin ve halk ozanı. bolu' nun gerede ilçesine bağlı bir köyde yaşarken, ağa ailesinin toprağına el koyunca ayrıldı ve anadolu' yu gezmeye başladı. konya' da, halk ozanlarının sık sık bulunduğu ve karşılıklı atıştığı bir kahvede çalışırken, onlardan çok şey öğrendi ve saz çalmaya başladı. dertli' nin sanatı, hüzün yüklüdür, geride bıraktığı çocuklarına olan özlemini birçok türküsünde dile getirir. mahlası olan dertli de buradan gelmektedir.
ilhan şeşen' den mükemmel bir şarkı. bu adamın sesinde, yaşanmışlık, duygu, hüzün, neşe, sevgi, saygı, sitem, aşk, nefret var. belkide bu yüzden çok seviyorum onu.
karısı ve kızı kötü yola düşen bir adamın mutluluğu genç bir kızda bulmasının öyküsünü konu alan, 1973 yapımı ertem göreç imzalı bir sadri alışık filmi. kadrosun da sadri alışık, gönül hancı, melek görgün, suna selen, ergun köknar, sedat demir bulunmakta. sadri alışık bu filmde '' haşmet '' karakterini canlandırmaktadır.
Bolu ile Gerede arasında Yeniçağ bucağının Şahnalar köyünde 1772 yılında doğan Dertli, 1845 yılında Ankara'da ölmüştür. Mezarı Gerede yakınlarında Esentepe'de dir. Sonradan anayol üzerinde bir tür "Anıtmezar" yapılmıştır. Dertli'nin asıl adı ibrahim'dir. Babası Ali adlı bir çiftçidir. Dertli'nin babasının ölümünden sonra köyün Halil Ağası küçük yaşta babasız kalan Dertli'nin babadan kalma tarlasını, mallarını davarlarını elinden alır. Dertli de, yakın köylerden birindeki akrabalarının yanına gitmek zorunda kalır. Sonraki yaşamı özetle şöyle: Üç yıl istanbul'da, Konya'da , on yıl Mısır'da kalmış. Sonra yine köyüne dönmüş evlenmiş. iki oğlu olmuş. Ama Dertli, birazda ozanlığının verdiği dürtülerle olsa gerek, alıştığı başı boş gezginciliğinin dürtüsüyle yine yollara düşmüş. Orta Anadolu'da dolaşmış. 1826'da istanbul'a gitmiş, kısa süreli birkaç memurluk yapmış, sonra da Ankara'ya gitmiş, orada ölmüş. Dertli'nin ilk takma adı "Lütfi"dir. Genellikle, kullandığı "Dertli" takma adının yaşamının güçlüklerinden geldiği söylenir, ama bir başka söylenti de bir sevi yüzünden kendisini usturayla öldürmeye kalkıştığı için "Dertli" adını aldığı yolundadır. Dertli hem aruz, hem hece ölçülerini kullanmıştır. Divanı vardır. Ancak, asıl ününü, ozanlık değerini hece ölçüleriyle yazdığı şiirlerinde göstermiştir. Bektaşi'dir. Tekke ve Divan edebiyatım çok iyi bildiği anlaşılıyor. Divan edebiyatım bilmesi, kent kültürüyle ilişki kurması Dertli'nin de dilinde, söyleyişinde bu kültürün izlerini bırakmıştır. Dertli'nin Gevheri, Aşık Ömer, Fuzuli gibi ozanlardan etkilendiğini gösteren belirtileri bulma olanağı vardır. Çağının ünlü yaygın, kişiliği etkin birkaç ozanından biri olduğu kuşku götürmez. Tek kitabı Dertli Divanı birkaç kez basıldı.
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?
Dertli gibi sarıksızdır
Ayağı da çarıksızdır
Boynuzu yok, kuyruksuzdur
Şeytan bunun neresinde?