öyle dış borç, kişi başına milli gelir falan eskidendi o işler. artık orta direk denen sınıf yok. sadece zengin ve fakir olanlar var.
ticaret bakanlığı daha geçen gün yurtdışından 3 kuruş daha ucuza ürün almak isteyen milyonlarca insanın yüzüne "üreticiyi korumamız gerek bu nedenle 30 euro kargo dahil limit koyduk" dedi. üretici dedikleri de aynı ürünü aynı platformlardan "ithalat" adı altında getirip 1 dolara aldığı şeyi logo basıp "ürettim" diye 20 dolara satan tipler çoğunlukla.
ülkenin vatandaşı vergi yükü altında ekonomiyi sırtında taşımak zorunda o nedenle artık borç harç bir yatırım yapmak bile imkansız neredeyse. ailenizden bir seyler kalmadıysa geçmiş olsun.
Alex Alexandrovic, beyaz geceler romanında nastenka tarafından yarı yolda bırakılmış abimizdir, romanda şöyle bir söz geçer '' ilk gün benı sevme dedi ikinci gün keske beni sevseydi dedi '' bazı kadınları anlatan enteresan bir anekdot.
Dertleşmek değilde şöyle gerilip sağlam bir şamarı hakeden bi karakter var.
Raif efendi. Ben böyle sünepe bir adam görmedim. Yıllardır gıcık olurum kendisine.
hey genç adam, acılarını paylaşmak bir rakı sofrasında senle dertleşmek isterdim.
+ çok seviyorum onu abi!
- lan oğlum genç adamsın. sana başka kız mı yok. çık dışarı, dolaş biraz. elini sallasan ellisi amk. bellemişin bir "ah lotte, vah lotte" mkmişim lotteyi. .
Dertleşmek istediğimize göre, benzer dertlerden muzdarip olduğumuz, hayata aynı gözlerden bakabildiğimizi fark ettiğimiz ve böylece bizi anlayacağını düşündüğümüz roman kahramanlarıdır aynı zamanda. Değil mi Veronika?