ulan ne kadar önemli görüyoruz kendimizi ha. en büyük dert bizde sanıyoruz. üzüyoruz kendimizi her şeye. sonra birden bir telefon geliyo arkadaşın biri babam kanser her tarafına yayılmış diye hüngür hüngür ağlıyo işte o zaman anlıyoruz aslında ne boktan hayatlar yaşadığımızı. ne boktan şeylere üzüldüğümüzü. kendimize kızırıyoruz ama o üstümüzdeki mutsuzluk geçmiyo , hayat hiç düze çıkmıyo çünkü.
mutluluk o kadar anlıkken mutsuzluk nasıl bu kadar kalıcı değil mi ?
dertleşme ihtiyacı, bir kaç güzel diyalogtan oluşmalı. hatta dert üzerine hiç bir etki tepki paylaşılmamalı ki, dert unutulsun bir aralar. öyle bir derdi var ki bu güzelim insanların. derdi gerçekten anlatmaya derman değil.
bu insanların istedikleri belkide, çözüm değil. sadece güzel bir diyalog. çok mu şey istiyorlar?
Her insanın ihtiyaç duyabileceği şeydir. Şair kağıdıyla dertleşir, mahkum duvarlara yazarak,teslim olmuş insan dua eder, kimi annesiyle, babasıyla ama en çok maşukuyla dertleşmek ister herkes.
vakti zamanında bi arkadaşım bana " insan hayatta hiç tanımadığı biriyle muhakkak dertleşmeli " demişti ...
dertleştik dinledim ve bi daha görüşmedik .
Herhangi bir olumsuzluk hâlinde, yani haftanın 5-6 günü had safhada hissettiğim ihtiyaç. Bi tek bende mi bu kadar yüksek de sürekli birilerine bi şeyler anlatma isteği içindeyim acaba? Şu an yine tepelere oynuyor bu ihtiyaç, utanmasam özel mesaj almak isteyen sözlük yazarlarına Entry giricem mk.
Barinma beslenme gibi temel ihtiyaçlardan alta kalir bir yani yoktur. Insan bazen derdine karsisindaki insanin da cozum bulamayacagini bilmesine ragmen icini ona dokmek ister cunku o an istedigi tek sey birisiyle konusmaktir cozum bulmak değil.