yıllardan beri bu tarz durumlarda, eskiden kalma bir alışkanlık olarak; mIRC programını açar, herhangi bir sohbet kanalındaki herhangi bir kişiye başlarım yazmaya... hem de sayfalarca yazarım, umurumda olmaz ne düşündüğü, ne cevap yazacağı. uzun uzun anlattıktan sonra komodinin üzerine parasını bırakır, kapatırım programı...
kendi ortamından uzakta olmaktandır. kültürel olarak farklı insanlar arasında kalmaktan ya da farklı bir ülkede yapayalnız yaşamaktır. iskandinav ne anlasın çay demleyip şöyle ordan burdan uzun uzun konuşmayı.
şöyle bir iki lafın belini kırsak da üzerimizdeki tüm sıkıntılar kalkıp gitse dediğimiz ancak halden anlayan insan evladının azlığından mıdır nedir elimizin boş kalıp dört duvarla başbaşa kalınan andır. yalnızlık çok zor be sözlük.
insanoğlu dertlenince bir dost ve bir eş arar ki derdine ortak olsun ve paylaşıp rahatlasın diye, fakat günümüzde maalesef bu durum biraz zor olabiliyor. nedeni ise gariptir ki, herkesin dert dinleme gibi bir alışkanlığı, anlayışı veyahutta isteğinin olmaması buna sebeptir. aslında insanlar her zaman birbirine muhtaç olabilir ve bu yüzden dinlemek gibi güzel bir eylemi bile yapmak gerekir.
seni anlayabilecek kapasitede insan bulamak meselesi asıl mesele. dertleşmek kalsın, söylediğini anlayacak iq'ya sahip bir kişi bulsan yeter şu dünyada da...