yazarın isyanıdır. birçok yazarla dertleşmiş biri olarak bu tip şeylerin bir sonucu olmadığını gördüm. artık insan her şeyini anlattığı insanın bile arkasından konuştuğunu görünce kimseye bir şey anlatası kalmıyor.
kötü bir konuşmacı iyi bir dinleyici ve dertsiz tasasız bir herif olan ben, her şartta dertleşebilirim. dinlerim yani.
sokakta tek başıma oturduğumda da potansiyel dertleşme ortağıyım sanırım. kesin birileri gelir beni bulur.*
Dertlesmek icin arkadasimgelse doverim dedirtmistir bana, herkesin derdi ayni,
Para, sevgili, fenerbahce, is hayati dert bu her gun ayni derdi dinlemek insani bunaltiyor
bir sıkıntı olduğunda ortada kimsenin kalmamasının sonucudur. genelde kişi arkadaşlarının/dostlarının zaman zaman saçma dertlerini defalarca dinlerken, bir sıkıntısı olduğunda anlatacak kimseyi bulamaz. aslında bulamamak da bir anlamda iyi bir şeydir. çünkü; karşıdaki büyük olasılıkla olayın hassasiyetini anlamayacak ve kişide gördüğü muhtemel bunalımı kapatmaya çalışarak "aman buna mı üzülüyorsun yahu" * diye geçiştirme yoluna gidecek ya da daha kötüsü derdini zorlukla anlatan arkadaşını garip ve sorgular bir yüz ifadesiyle inceleyip saklama gereği bile duymadan kendi haline sevinecektir.* insanlar gariptir, kendinize ait önemli bir sorunu yanlış kişiye anlatmaktansa hiç anlatmamak kimi zaman daha iyidir.
tam o düşüncede iken sözlüğü açıp ilk okuduğun başlığın bu olması gerçekten de moral bozan bir durum. evet insanın dertleşecek kişi bulamaması kötü bir durum. hep içine at içine at boğulup gidersin bir gün.
sözlüğe bağlanıldıkça devam edecek olan olaydır. 9. nesil bir yazarın 2000 entry girdiğine şahit olduğum zaman vardığım kanıdır. hayata dair entryler girmek için önce yaşamak gerekir.
Evet bir sürü arkadaşın vardır, belki birkaç dostunda vardır. Belki az arkadaş ve hiç dostlada yetinebilirsin. Öyle fena bir durumdur ki böyle çıkıp hava alacak kimsede yoktur hayatında yada vardırda hep işleri vardır onların. Elinizi cüzdan ve kitap alarak en sessiz sakin yere çıkmak mantıklıdır.