Aslında iyidir, bazı insanlar bu anlattıklarımızı koz olarak kullanabiliyor, malesef herkes iyi niyetli değil. anlatılacaksa çok güvenilir birine anlatmak gerekir bu yüzden.
Bir daha konusmiycam bu konular hakkinda hayat üzülmek icin cok kisa yok aşk acisi falan boyle seyler degil keske bu olsa ama artik ne yasandiysa vardir bunda da bir hayir ki var ders aliyorum güçleniyorum ismimin anlamini bu yasadiklarimla karakterime tasiycam boylelikle.
Yakinlarima hep anlattim ama artik o dertleri hatirlamak istemiyorum artik mitlu olmak istiyorum o da aslinda icimizde artik aglamak degil gulmek istiyorum su ana kadar yasadiklarim icin toptan bir keşke doyorum ve o keskeyi toprağın altina gömuyorum.
Anlattığınızda ne duygu durumunuzun ne de ruh halinizin değişmediğini farkettiğinizdendir. Dinleyici de zaten dinleme işlevini gerçekleştirir. Bir fırsatını bulup konudan kilit kelimeyi çekerek bencilce kendisiyle bağdaştırdığı durumu aktarmaya çalısır. Dinleyicinin, derbeder kişisine teselli ya da akıl verme gibi bir yükümlülüğü olmamalıdır, yargılamadan uslu bir dinleyici olmanın gereklerini yerine getirmelidir. Bununla da bitmez ama... O dert denilen kavramın içini tıka basa doldurduğunuz şeyleri anlatmaya başladıkça fos çıkar. Kelimeler cılızlaştırır derdi. içten içe büyüyen o dert kelimelerin sırtında kambur gibi eğreti durur. Bazı şeylere kelimelerin kombinasyonları yetmez. Anlatmamak daha caziptir.