derse gelen prof un giy giy ders anlatmasindan mutevellit cok iddia bültenleri ile kupon yapmisligim vardir. ee sonra ne oldu? iddiadan bi skim kaldiramadim, o dersten de kaldim.
Defter karalamak, gizlice * konuşmak, telefonla uğraşmak gibi şeylerdir fakat hiçbiri bana lisede cam kenarına oturup bütün gün maç izlemek kadar zevk vermedi. Beden derslerini, kişileri kısa süre sonra ilişkilerini bile öğrendim öğrencilerin öyle geçti dersler. Bir çocuk vardı hoşlandığım pazartesi ilk iki ders maç yaparlardı. Hayatımda ilk defa o zamanlar pazartesiyi sevdim. Güzeldi onu izlemek birde hep hangi dersim denk gelse notlarımda düşme olurdu ama pek umurumda olmazdı.
kitaba deftere farkli geometrik cizimler yapmak. hic unutmam birgun hazirlik sinifindaki iki bayan ogretmenimizin cadi olani kendi kitabini getirip onume koymustu cok dikkatimi cekti suna da yapar misin aynisini diye. dalmisim lan ne yapayim kadin bayiyordu derste. 24 kisilik sinifta en onde oturup boyle seyler yaparsan kabak gibi kalirsin iste ortada. sonra da beni velime sikayet etmis vasat bu demisti. vasat kelimesini ilk orda ogrendim sozluk o kadinin bana kattigi tek sey bu oldu. zaten baskasina dagarcigi yetmezdi ogretmen olmus ama insan olmamis tirtlardandi. nedense ogretmenlerimi ya cok sevmisimindir ya da nefret etmisim. sevdiklerimin derslerinde basarili sevmediklerimin derslerinde ise vasattan oteye gidemeyen biri.
konuya gelecek olursak, iste sozluk kendisini sinifa sevdiremeyen ogretmenlerin dersinde zaman gecirmek yapilan islerdir bunlar bazen bos hayallere dalinir bazen biseyler karalanir ama sonuc hep aynidir bosa gecen yillar.
sıkıntıdan saçmalamak anlamındadır. sıkıntıdan her şey yapılabilir. bazıları oyun oynarken bazıları şaka yapar. mesela yan tarafta oturan arkadaşlarının altından sırayı çekmek gibi. önde oturan arkadaşına arkadan japon yapıştırıcısı sürmek. sıkıntıdan herşey yapılır arkadaşlar. yeterki bizim türk öğrencileri sıkılmasın.
çok fazla düşünme tabanlı olduğu için satranç, hocamız özel olarak ben ve arkadaşıma izin verirdi oynamamızı. biz satranç oynarken daha iyi ders işleyebildiğinden falan bahsederdi.
tuvalete gitmek için izin istemek. en az on onbeş dakikanızı alır. gelince de işte sağa sola bakarsınız. defterinizin bir köşesine çöp adam falan çizersiniz geçer zaman.