gazete okumak, çeşit çeşit oyun oynamak, facebook sözlük ve bilumum internet sitelerinde gezinmek, mailleri kontrol etmek, bankadaki hesabına bakmak, kredi kartının kullanılabilir limitine bakmak, limit yoksa 1 lira yatırarak bankayla taşşak geçmek, yemeksepetinden okula sipariş vermek, canlı para application ı ile canlı para oynamak, msn e girmek, ibb trafikten istanbul kameralarına bakıp yol durumunu öğrenmek *, yurt dışı kamera görüntülerini izlemek.. vay amına koyayım benim okul neden bitmiyor şimdi anlaşıldı. (bkz: iphone 3gs)
*yandaki arkadaşın kitabına o günle ilgili önemli notlar yazmak. x böyle yaptı, y öğretmenimiz böyle güldü, a'yla karşılaştık vs.
*sıranın üstüne sınıftaki insanların garip ve belirgin mimikli hallerini çizmek.
*kitaptaki cümleleri iyi bildiğiniz bir dilde tercüme etmek.
*camdan saç düzeltmek. yapılabilecek derecede rahat bir ders ise makyaj yapmak.
*günlük plan, program hazırlamak.
*yandaki arkadaşla böyle olsaydı şöyle olurdu muhabbetine girmek.
*yine yandaki arkadaşla özel bir dil icat etmek. (bunu yapmak hiç zor olmaz zira wishesa şeker dediğimde kahkahayla gülerken yaklaşık olarak 10 kişi bizi mal mı bunlar havasında bakar. )
*uyumamaya çalışmak.
*arada bir sanki dersi dinliyomuş gibi söze girip konuyla ilgili espri yapmak.
*eski sevgililerin isimlerini alt alta yazıp kafiye aramak. üzerinden türlü matematik işlemleri çıkarmak.
zaman su gibi akıp geçer.
tuvalete gitmek için izin istemek. en az on onbeş dakikanızı alır. gelince de işte sağa sola bakarsınız. defterinizin bir köşesine çöp adam falan çizersiniz geçer zaman.
çok fazla düşünme tabanlı olduğu için satranç, hocamız özel olarak ben ve arkadaşıma izin verirdi oynamamızı. biz satranç oynarken daha iyi ders işleyebildiğinden falan bahsederdi.
sıkıntıdan saçmalamak anlamındadır. sıkıntıdan her şey yapılabilir. bazıları oyun oynarken bazıları şaka yapar. mesela yan tarafta oturan arkadaşlarının altından sırayı çekmek gibi. önde oturan arkadaşına arkadan japon yapıştırıcısı sürmek. sıkıntıdan herşey yapılır arkadaşlar. yeterki bizim türk öğrencileri sıkılmasın.
kitaba deftere farkli geometrik cizimler yapmak. hic unutmam birgun hazirlik sinifindaki iki bayan ogretmenimizin cadi olani kendi kitabini getirip onume koymustu cok dikkatimi cekti suna da yapar misin aynisini diye. dalmisim lan ne yapayim kadin bayiyordu derste. 24 kisilik sinifta en onde oturup boyle seyler yaparsan kabak gibi kalirsin iste ortada. sonra da beni velime sikayet etmis vasat bu demisti. vasat kelimesini ilk orda ogrendim sozluk o kadinin bana kattigi tek sey bu oldu. zaten baskasina dagarcigi yetmezdi ogretmen olmus ama insan olmamis tirtlardandi. nedense ogretmenlerimi ya cok sevmisimindir ya da nefret etmisim. sevdiklerimin derslerinde basarili sevmediklerimin derslerinde ise vasattan oteye gidemeyen biri.
konuya gelecek olursak, iste sozluk kendisini sinifa sevdiremeyen ogretmenlerin dersinde zaman gecirmek yapilan islerdir bunlar bazen bos hayallere dalinir bazen biseyler karalanir ama sonuc hep aynidir bosa gecen yillar.
