kendisi dışında herkesin her şeyi anladığını düşünüp ses etmeyen, gizli duyguların insanıdır.
ne salakça bi şeydir ki çoğu insan anlamadığı şeyi sormaz. 2002 yılı ekim ayıydı. çevre mühendisliği bölümündeki ilk dersimde, aynı zamanda bölüm başkanı olan sert mizaçlı, sert bıyıklı ve kabadayı yürüyüşlü çevre mühendisliğine giriş dersi hocamız recep boncukçuoğlu, atıkların endüstriyel, sanayi, efsel diye sınıflara ayrıldığını anlatıyordu. kafama efsel atığın ne olduğu takıldı. bu olsa olsa bu evsel olabilirdi. ama koskoca bölüm başkanına " efsel ne dayı evsel olmasın o " denilemezdi. sesimi çıkarmadım. efsel diye bir şey var da benim mi haberim yok diye kendi kendimi yedim ders boyunca. dersten sonra efsel' in evsel olduğunu anladım. olmazdı öyle saçmalık, olmamalıydı.
şimdi gelelim işin saçma tarafına. not tutmayan bi öğrenci olduğum için iyi not tutan kızların içinden en güzelini gözüme kestirip notları istedim. fotokopi çektirip eve döndüm ve ders çalışmaya başladım. kız not tutarken atıkları şu şekil de sıralandırmış:
merak edip bi kaç kişinin daha defterine baktım. sanırım baktıklarım içinde sadece bir kişi evsel atık yazmıştı. kim bilir belki sınavda da efsel yazmışlardır. belki bu mühendis kardeşlerim şu anda memleketin çeşitli yerlerinde içinden atık alacakları ef arıyorlardır.
Oranın milli eğitimin bir okulu olmadığını anlaması gereken öğrencidir. Alacağı eğitimin son kuruşuna kadar cebinden verdir, adabıyla konuştuktan ve sorduktan sonra hocaya anlayana kadar anlattırmaya hakkı olan öğrencidir, Sormazsa o dershaneye bedavadan para kazandırmış olur. Böyle yapmamak, Bir restorana gidip, önce hesap ödeyip sonrada yemek yemeden kalkmak kadar büyük kerizliktir.
utangaçlık etmemesi, çekinmemesi ve hemen sorması gerekir zira muhtemelen bir daha ne arkadaşlarına ne de öğretmenine soramayacaktır. ama öğrencinin dışında öncelikle öğretmenin buna uygun bir ortam ayarlaması gerekir. öğrencilerin birbiriyle alay etmesine veya birbirini küçük düşürmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğini ara sıra vurgulaması, böyle durumlarda da hemen müdahale edip alay konusu çocuğun durumunu kurtarması gerekir. öğretmen gerekli ortamı hazırladıktan ve biraz da dönüt alma konusunda ısrarcı olduktan sonra öğrenci neden soramasın ki...
öğretmenden öğretmene değişir bu durum. lisede bir fizik hocası soru sormuştu. kimse yapamayınca, çekinmeyin sorun anlamadığınız yeri demişti. birisi, ben burayı anlamdım hocam dediğinde hoca kendini kaybetmişti. burayı mı anlamadın oğlum! dedikten sonra salak salak dalga geçmişti. bir daha da kimse söz almadı.
anlamadığı yeri hocaya soramadığı için yüksek ihtimalle yanındaki arkadaşına soran ve onun da anlamasına engel olan öğrenci tipidir. genellikle sevilmez.