valla ne yalan söyliyim 100 tane erkekle beraber derse girmek hiç güzel olmadığından okula hiç gitmiyorum.devam zorunluluğuda yok o yüzdende rahatım ama bu gidişle okul uzucak.*
2. sınıfın 1. dönemi final haftasında zıvanadan çıkmıştım. hardcore sınavlar ardarda ve paso ezber olduğu için küfrede küfrede sabahlıyordum sürekli. 10 ders alıyordum ve bütünleme sınavları sonunda 8 tanesini güç bela geçebildiğimi öğrendim. işte her şey o zaman başladı. ikinci dönemin ilk haftasında, okuduğum şehirde olmama rağmen yurdumdan çıkmak zor geldiği için gidemedim derslere. sonraki haftada aynen devam. üçüncü haftada aynen devam. 4. hafta devamsızlığımın bittiği derslere giriyordum, kalan derslerden ise sadece 1 haftalık kaytarma lüksüm vardı. vizelere kadar tüm derslerin devamsızlıklarını doldurarak okula gittim ve vizeler sonunda bazı dersleri eledim ve çok az derse gitmeye başladım. diğerlerinden de doğal olarak devamsızlıktan kaldım. üçüncü sınıf başladı ve üşengeçlik yüzünden ''bir'' yıl okula gitmedim. 4. sınıf başladı. gene üşengeçlikten ilk dönem hiç gitmedim. eee rahatım yerindeydi, eve çıkmışım, laptopu yenilemişim, manita yapmışım, aş, para, internet var. 4. sınıfın ikinci dönemi başladı 3 hafta önce ve ben 3 hafta gene gitmedim. ev arkadaşlarımın beni evden şutlamasıyla bugün uzun bir aradan sonra ilk defa bir derse gittim. şansa bakınki bugünde tek dersim ve o da seçmeliymiş. yarın gene gitmeyi planlıyorum kafamda. aslında gitmesem mi? nasılsa uzadı okul ve ailem de senin hayatın diyerek okula gitmememe resmen destek oluyorlar bilmeden. hmm... gitsem mi?
bi başladın mı devam eden sendrom bak oturuyorum evde eğitim dersi? hakgetire.
hiç başlamamak gerek insan uyumaya, evde oturmaya öyle bir alışıyor ki ucu kaçıyor aman diyim!
devam zorunluluğunun olması durumunda bile yapılabilinen, bir sigara izmaritiyle başlayıp koca bir ormanı yakan bir yangına dönüşmesinin önüne geçilemeyen, bir buçuk aydır okulun yanı başında olunmasına karşın içeri adım atılmamasıyla sonuçlanan ve insanı sınava girme zahmetinden kurtaran yararlı sendromdur.**
tek kötü tarafı sene sonunda aileye okulun uzadığının nasıl anlatılacağıdır.**
(bkz: bir okul nasil uzatilir)
dersin birinin 10.30 gibi bitip diğerinin de 15.30'da başlaması ve 15.30'da başlayan dersin hocasının devamsızlık takibi amacıyla imza almasından mütevellit, ortaya çıkan sendrom.
öğrencinin ders durumunun kötü seyreddiği zamanlarda sıklıkla görülen sendromdur. zaten batmışım batsın bu dünya denilir ve söz konusu dersler seneye alttan alınır.
abartılmadığı takdirde mutlu eden hayatınıza renk getiren bir şeydir. ama sık sık tekrarlarsanız okul düşüncesi gittikçe kabusa döner, okula her gidişiniz aylar süren yaz tatilinden sonraki ilk pazartesi gibi olur. insanların yüzünü unutmaya başlarsınız, hocaları tanımazsınız, arkadaş ortamı yabancı gelmeye başlar. hele bir de okulunuzda sınıfta kalmak yoksa, dersleri alttan alabiliyorsanız sakın alışmayın böyle şeylere.
derslere girmesi durumnda başına hep kötü hadiseler geleceği bahanesiyle, hayatı kendince kolaylaştıran, öğrenci modelinin yegane davranışı... aman arkadaşlar dikkat sınıfta kalmayın...
madem bu derse girmedik neyse ben memlekete gidiyorum şeklinde bir söz söyleten durum. devam zorunluluğu olup da pek ciddiye alınmayan bölümlerde gayet de güzel uygulanır. e tabi öğrenci halidir doymak bilmez tatile kendi yaptığı tatili iyi ayarlar ucuna bir de bayram tatili ekler.
kimi bölümlerde işe yarar. sınava da girer, paşa paşa geçersiniz. ****
inanilmaz bir ic sikintisiyla birlikte gelen sendromdur. insan sirf iradesizliginin onune gecebilsin diye lisedeki gibi derslere giris zorunlu olsun ister bazen.
uzun bir aradan sonra okula alışma sendromunu kapsar. sıkılır insan, duvarlar daha da bir yaklaşıyormuş gibi gelir. saatler geçmek bilmediği için 'en iyisi mi ben kalkayım yavaş yavaş' denir.
sınıfınızdan, okulunuzdan nefret edildiği durumlarda yaşanan bir sendromdur ve düzenlenen "asma" programlarıyla okulda geçen süre minimuma indirilir, yaşanılan şehre dönülür.
misal okulunuz açılır, siz bir hafta geç gidersiniz.
vizeler bittikten sonra da iki hafta asarsınz.
geriye kalan bir haftada derslerden atılıp yok yazılmalara karşı bir önlem olarak saklanır.
ayrıca bayram haftalarında da boşluklar en iyi şekilde değerlendirilir.
böylece 9 ay olan eğitim döneminin neredeyse 2 ayını okuldan uzakta, mutlu mesut geçirirsiniz...
bir yıl 12 ay ve 7'si okulda geçiyor 5'i size kalıyor,gayet mantıklı.
yıl boyu derse girilmez, sınav zamanı gelir, dersin hangi konuda öğrenmek için derse girilir. ve hocanın 'derse yabancı almıyuz' sözüyle aklın başına geldiği olay..