tanım: genellikle ilköğretimde görülen psikopat öğretmenlerdir.
öğreniciyi hep "notunuz bir olur sınıfta kalırsınız, o zaman gözünüzün yaşınıza bakmam" mottosuyla tehdit ederler öğrencileri. tabi hepsi böyle değildir o ayrı, ama sonuç olarak istisnalar kaideyi bozmaz.
neyse.
ilköğretimin son yıllarını şahsıma zehir etmiştir tanımda bahsi geçen hoca.
efenim şöyledir ki resim yapmaktan zerre kadar anlamayan ben, resim hocasının verdiği ödevleri annemin arkadaşına yaptırtmaktaydım. bu duruma uyanan resim hocası, resmi tahtaya asar ve sınıfta açık oylamaya sunar.
-çocuklar bu resmi idioglossia mı yaptı yoksa başkasına mı yaptırdı?
sınıfın hepsi beni satışa getirmiş ve başkasına yaptırdı partisi sandıktan zaferle çıkmıştır. hemen akabinde resimci beni dersin ortasında dışarıya çekmiştir ve dandik bir resmi başkasına yaptırdım diye beni küp şeker almaya yollamıştır.
ve o günden kelli şahsımın yaptırdığı tüm resimler sınıfta açık oylamaya sunulmuştur, bu sayede idioglossia, küp şekerlerden kalan para üstü ile köşeyi dönmüştür.*
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
bilgilendirmek isterim, hocaların burda bahsedilen şekilde kompleksleri yoktur. bu da benzerleri gibi öğrenci uydurmasıdır. öğrenci psikolojisini bilirsiniz. abartmayı çok severler.
şimdi gelelim olayın açıklamasına. bir öğretmenin kendi branşını ciddiye alması kadar doğal bişey yok. ciddiye almasa seçmezdi zaten. gel gelelim bir resim öğretmeninin matematik dersine daha fazla ilgi gösterilmesini kıskanması gibi bişey söz konusu olamaz. resim dersi de matematik kadar olmasa da gerekli bir derstir ve bu yüzden müfredattadır. bir resim hocasının aslında yapmaya çalıştığı da sadece bunu anlatmaya çalışmaktır. resim öğretmeninin kendi dersiyle ilgilenilmesi için yaptığı bu ufak çaba bile zaten bunu bekleyen öğrencinin direkt gözüne batar ve bu gibi kompleksler uydururlar.
5. sınıftayken arkadaşın pastel boyasını alıp üzerindeki mickey mouse u çizmeye çalıştığım sırada sinsice boya kontrolüne çıkmış olan ve piç bir arkadaşın '' örtmenim o yanındakinin boyası ha örtmenim ehueheue'' demesi üzerine bana dönerek ''dolandırıcııı'' diye bağırarak noluyo lan dememe sebep olmuş hoca. yaşlar yavaş yavaş süzülmüştü yanaklarımdan biliyo musun sözlük?
üstelik kendi pastel boyalarım da yanımdaydı.*
öğrencilerinin matematik, fizik, kimya, biyoloji, edebiyat, tarih, coğrafya, felsefe derslerine resim derslerine verdikleri önemden daha fazlasını vermelerine asla katlanamamış olmasından dolayı tepeden tırnağa kompleksle dolmuş olan ve bunun sonucunda son derece kıl bir mertebeye erişmiş olan nefret edilesi öğretmen...
muhtemelen yeni öğretmen olmuştur ve pedagojik birikimi hiçde yeterli değildir. yetenek ile alakalı derslerde ortaya çıkan ürünün değilde daha çok çalışma azmi ve kişinin davranış bütünlüğüne not verilmesi gerektiğini daha sonraki yıllarda öğrenecektir.
vardır efendim böyle hocalar. kendileri şahsımı ilköğretim 7. sınıfta zar zor 2 ile geçirmiştir ama ne yazıkki arkadaşım benim kadar şanslı olamamıştır.
insanın özene bezene içinden geldiği gibi yaptığı resimleri burun kıvırarak izleyen , denemek için ödüllü bir ressamın tablosunun aynısını kopyaladığımın farkına varmadan resmi eleştri yağmuruna tutan bunu, ben zaten şu resimden kopyaladım dediğimde yüzü kızaran, güvenilirliğini kaybetmiş, insanın içinde olan resim tutkusunu katleden öğretmendir.
lisedeyken yaptığım bir dolu resmi beğenmeyip,sonrasında -beğenmeyen kendisi olduğu halde- bana müşkülpesent (!) olduğumu söyleyen,denk gelmiş olduğum hocalardandır.resim,müzik ve beden eğitimi gibi derslerin zoraki yaptırımlarla becerilebilecek dersler olmadığının farkına varmış branş hocalarına saygım sonsuzdur ancak böyleleri azınlıktadır.işini ciddiye almakla öğrenciyi çileden çıkarmak arasındaki ince çizgiyi farkedenler öpülesidir.
