katliamı yapan dersimliler değildir. devlettir. yanlış yapan özür diler, yanlışı devlet yapmıştır. özür dilemesi gereken devlettir. başka türlü mümkünü yoktur.
orospu çocuğunun biri kesilmiş başla poz veriyor, ötekisi seneler sonra "kadınların ve çocukların sığındığı mağaraları bombaladık." diye itiraf ediyor. bizim sikikler de diyor haklı.
Eğer hâlâ Dersim isyanını sahiplenenler varsa, onlar asıl dedelerinin adına özür dilesinler!
Kim dedi, tam hatay sorunu yaşanırken fransız silahları ile isyan edin diye? Devletin yaptığı köprüyü, okulu yıkın diye? Tunceli halkı, Seyid Rıza gibi despotu yok edip bölgede feodalizmi tasfiye ettiği için Atatürk'e minnettar olmalı aslında...
özür dilenecek bir durum olmadığı için gereksiz olan önerme. devletin sırf eğlencesine orayı bombalaması akla mantığa aykırı bir şey. devleti bölmeyi amaçlamış her hareket durdurulmalıdır. ölen herkes suçluydu denemez tabi ki.
ayrıca şu anki devletten özür dilenmesi ya da devletin özür dilemesi komik bir durumdur. devleti oluşturan "biziz".
mahkemesi kurulmuş, yargılaması yapılmış, suçlu bulunanlar idam veya sair çeşitli cezalara çarptırılmış ve cezalar da infaz edilmiş olan bir isyan olayı ile ilgili olarak; üstelik bir isyan bastırma olayı için kastı aşan sayıda çok dersimli'nin öldürülmüş ve sürülmüş olduğu devletin resmi rakamlarından bile anlaşılabilirken; günümüzdeki tunceli ili halkının devletten özür dilemesini talep eden slogandır.
herkes birbirini suçlu ilan etmenin derdinde. "dersim'de katliam yaşandı" diyenlere bu şekilde, özür dileyin yea askerlerimizi öldürdünüz karşı taarruzuyla geliniyor kemalist kafa ile. hani derler ya hem suçlu hem de bağırıyor herketen çok, o hesap.
dersim'de türk askerine kurşun sıktılar evet ama sen başlattın birader bu düşmanlığı. o yüzden şimdi senin tunceli o yörenin halkının dersim dediği bölge komple pkk'lı.
dilesinler tabii, ayaklanan adamdan, türkiye´yi bölmekk isteyen şahıstan, elinde ingiliz mavzeriyle türk askerine ateş açan adamdan daha "alçak" kim olabilir?...
devletin kendini koruma refleksi olmayacak mı?...devlet "he ya buyursunlar madem benim kendimi bölmemi istiyorsunuz, ahanda al bak tunceli´ye ingiliz bayrağı çektim" mi diyecekti ?...15 bin adam ölmüş?...e iyi ölmüşse, n´apalım?...alternatif getir...getirebiliyor musun?...devlet o adamları öldürmeseydi kendi askerinden 15 binden fazla adam ölecekti. ayrıca ülkesi bölünecekti...e iyi acı olaydı, olmasa daha iyiydi, de kardeşim, adam ayaklanmasaydı öyle olaylar olmayacaktı. onun suçu hiç yok mu?
ben benim çantamı kapkaç yapan adamın peşinden koşup çantamı ondan geri aldığım zaman, hırsız sayılıyor muyum?...toprak benim kardeşim, onu benden almak isteyen adama karşı bi tepki de müsaadenizle gösterebileyim, di mi ama?...ben o toprağı vuruşarak aldım, onu benden almak isteyen de vuruşarak alabilir ancak...e ölmüş de alamamışsa, gitsin ingiliz´lere ağlasın, bana niye ağlıyor?..ingilizler destekledi onları...gitsin onlara ağlasın.
eğer adam bana düşman kesilmişse, ve benim toprağımı benden koparmak istiyorsa, bunun bedelini hele ki öder. bunda ne anormallik var ki?...
hala bazı angut kafalıların yok neymiş hak etmeyene yapılmazmış yok şöyleymiş böylemi deyip devletin özür dileyecek durumunun olmadığını saçmaladığı durumdur. yani anne karnında bir bebeği öldürülmesi kadınların ırzına geçilmesi insanların odun kömür yerine yakılmasını onaylıyorlarsa kendilerini dersimlilerin yerine koysunlar çocuklarını eşlerini aynı muamele yapılsa devletten özür diyeceklerse bugün bütün dersim özür diler.
alevileri müslümandan saymayan şakirt takımının kemalizme vurmak için ahlaksızca gündeme getirdiği dersim isyanının gerici özelliklerini ve bu bağlamda isyanın özeleştirisini en iyi yapacak olan ve kaynatılan bu cadı kazanının nedenini en iyi bilecek durumda olanlar dersim'lilerdir.
bir kere insanlar devlete ait birer mal değildir, o yüzden "devletin insanları" diye bir şey yoktur, devlet bir aygıttır, çamaşır makinesi gibi bir aygıt, nasıl çamaşır makinesi bize sahip değilse devlet de değil bu biiiir... devletlerin tarihi insanlara hak etmedikleri zulümleri reva gören uygulamalarla, katliamlarla, soykırımlarla dolup taşmaktadır bu da iki. burada da özürlük bir durum yoksa hiçbir durum özürlük değildir zaten.
